Çalışma Hayatında Gündem | Ekim

Dr. Hakkı Demirci

Direktör

Sosyal Güvenlik ve İş Hukuku Hizmetleri

hakki.demirci@tr.ey.com

Değerli okurlarımız;

Geçtiğimiz eylül ayı içerisinde iş ve sosyal güvenlik alanında yaşanan gelişmelere baktığımızda Covid-19 etkisi ile fesih yasağı ve nakdi ücret desteğinin iki ay daha uzatıldığını, kısa çalışması sona ererek normal mesailerine dönen sigortalılar için işverenlere tanınan “normalleşme desteği” ödemelerinin artarak devam ettiğini gördük.

Dergimizin bu sayısında; uzatılan kısa çalışma ve nakdi ücret desteğinin detaylarını, 7252 teşvik uygulamasında avantajlı seçim nasıl yapılır konusu ile SGK idari para cezalarında özellik arz eden hususlar ve bir Yargıtay karar örneğini bulabilirsiniz.

1. Fesih yasağı ve pandemi ücretsiz izin uygulaması 17.11.2020 tarihine uzatıldı.

Fesih yasağı ilk olarak 7244 sayılı Yasa ile getirilmiş ve 3 ay süre ile (17.04.2020- 17.07.2020 tarihleri arasında) uygulanmıştır.

Önce 30/06/2020 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 2707 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile bu süre 1 ay uzatılmış daha sonra 30/07/2020 tarihli ve 281 sayılı Karar ile hem fesih yasağı hem de paralel şekilde işverene tanınan ücretsiz izne çıkarma yetkisi (nakdi ücret destekli) 17/09/2020 tarihinde sona erecek şekilde 1 ay daha uzatılmıştı.

Bu defa da 4 Eylül 2020 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 2930 sayılı Karar ile fesih yasağı ve pandemi ücretsiz uygulaması 17.09.2020 tarihinden itibaren iki ay daha uzatılmış, son tarih 17.11.2020 olarak belirlenmiştir.

1.1. Fesih yasağı kapsamında olmayan haller:

• 4857/25 inci maddenin birinci fıkrasının (II) numaralı bendinde ve diğer kanunların ilgili hükümlerinde yer alan ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzeri sebepler,

• Belirli süreli iş veya hizmet sözleşmelerinde sürenin sona ermesi,

• İşyerinin herhangi bir sebeple kapanması ve faaliyetinin sona ermesi,

• İlgili mevzuatına göre yapılan her türlü hizmet alımları ile yapım işlerinde işin sona ermesi halleri yasak kapsamı dışındadır. Yine işçinin her türlü istifa etmesi, emeklilik başvurusu, yaş haricinde diğer koşulları doldurması suretiyle kıdem tazminatı talebiyle işten ayrılmak istemesi yasak kapsamı dışındadır.

1.2.Fesih yasağı kapsamında olan hallere;

• Belirli süreli sözleşmelerin süresinden önce işveren tarafından feshi,

• Belirsiz süreli iş sözleşmesinin işverence haklı sebep bildirilmeden feshi,

• Toplu işçi çıkarılması,

• İşveren tarafından sağlık nedenleriyle fesih,

• İşveren tarafından zorunlu nedenlerle ve tutukluluk nedeniyle fesih,

• İşveren tarafından deneme süresi içinde işçi akdinin feshi,

• İkale,

örnek gösterilebilir.

1.3. Pandemi sürecinde işçilerin ücretsiz izne çıkarılması

Bilindiği üzere, 17.04.2020 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7244 sayılı “Yeni Koronavirüs (Covıd-19) Salgınının Ekonomik ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 9’uncu maddesiyle 4857 sayılı İş Kanunu’na geçici 10. madde eklenmiştir. Bu madde kapsamında işverenlere, düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç aylık süreyi geçmemek üzere işçileri tamamen veya kısmen ücretsiz izne ayırabilme hakkı tanınmıştır. Bu hak da yine 17.11.2020 tarihine kadar uzatılmıştır.

Uygulamada 17.04.2020 tarihinden sonra işçi istihdam eden işverenlerin söz konusu işçileri nakdi ücret desteğinden faydalandırmak üzere SGK’nın işveren menüsündeki “Covid-19 ücretsiz izin işlemleri” kısmından ücretsiz izne çıkarmaya çalıştıkları görülmektedir. Bu durumdaki çalışanlar için SGK sisteminde ilgili iş yerlerinde 17.04.2020 tarihinden önce herhangi bir hizmetleri bulunmadığına ilişkin uyarı yazısı çıkmakta ve bu işçiler günlük 39,24 TL’lik destekten faydalandırılamamaktadır.

İşverenlerin, nakdi ücret desteğinden yararlanma imkânı bulunmayan bu işçiler için ilgili kanun maddesine dayanarak ve Cumhurbaşkanı’nın uzatmaları çerçevesinde SGK’ya tüm ay boyunca “28 – Pandemi Ücretsiz İzin” eksik gün koduyla bildirim yapmasının önünde herhangi bir engel bulunmamaktadır.

1.4. Deneme süresi de işten çıkarma yasağı kapsamındadır

Sıkça karşılaşılan sorulardan biri de fesih yasağı döneminde işçilerin deneme süresi içerisinde işten çıkarılıp çıkarılamayacağıdır. Yasak kapsamında deneme süresi içinde işçinin işine son verilebileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır.

Dolayısıyla işverence işçinin iş sözleşmesine son verilme nedeni, 4857 sayılı İş Kanunu’nun geçici 10. maddesindeki istisna kapsamına giren hallerden biri değil ise söz konusu işlem kanuna aykırılık teşkil edecek ve mezkûr madde hükümlerine aykırı olarak iş sözleşmesini fesheden işveren veya işveren vekiline, sözleşmesi feshedilen her işçi için fiilin işlendiği tarihteki aylık brüt asgari ücret tutarında idari para cezası verilecektir.

2. Normalleşme teşvikiyle (7252 sayılı Kanun) ilgili sıkça sorulan sorular

İşverenlere 01.08.2020 tarihinden itibaren kısa çalışma ya da nakdi ücret desteği uygulaması sona erdirilip tam zamanlı çalışmaya döndürülen işçiler için uygulanmak üzere 07252 kanun numaralı teşvikten faydalanma imkânı sağlanmıştır. Yeni teşvik birçok soruyu da beraberinde getirmiştir.

2.1. Teşvikten yararlanabilmek için başvuru yapmak gerekiyor mu?

Teşvikten yararlanabilmek için destek kapsamına giren sigortalı, SGK’nın işveren menüsü aracılığıyla tanımlandıktan sonra 2020/08 dönemine ilişkin muhtasar ve prim hizmet beyannamesinden başlamak üzere beyanname düzenleme programında 07252 kanun numarası seçilerek yararlanabilecektir. SGK’ya ayrıca bir başvuruda bulunulmasına gerek bulunmamaktadır.

2.2. 7252 teşvikinden yararlanırken diğer teşviklerden faydalanılabilir mi? Hangi teşvik daha avantajlı?

Prim desteğinden yararlanılan sigortalı için içinde bulunulan ayda 5 puanlık hazine indirimi dahil olmak üzere diğer kanunlarda yer alan prim teşvik, destek ve indirimlerden yararlanılması mümkün değildir.

Örnek: Destek kapsamına giren sigortalı (A)'nın 2020/Ağustos, Eylül ve Ekim ayları için destekten yararlanacağı, ilgili aylarda kısa çalışma ödeneği aldığı aylık ortalama gün sayısının 20 olduğu ve bu aylarda prim ödeme gün sayısının 30, prime esas kazancının da 3.000,00 TL olduğu varsayıldığında;

Her ay için; 3.000,00 * %37,5 = 1.125 TL destek öncesi işverence ödenmesi gereken sigorta primi ve işsizlik sigortası primi tutarı,

20* 98,10= 1.962 * %37,5=735,75 TL destekten yararlanılacaktır.

Bu durumda, destek sonrası işveren tarafından ödenmesi gereken prim tutarı; 1.125-735,75 = 389,25 TL olacaktır.

Teşvik seçimleri ile ilgili örnekler

Sigortalıların kazançları ve kısa çalışma/nakdi ücret desteği aylık ortalama gün sayılarına göre kıyaslama yapılarak seçim yapılması gerekmektedir. Bu teşvik her durumda her sigortalı için avantajlı değildir. Yaptığımız örneklemde ücret düzeyleri ve gün sayılarına göre seçilmesi gereken teşviklere ilişkin örnek tablomuz şu şekildedir.

xxx

Tablodan 07252-05510 ve 07252-06111 teşviklerinden seçilmesi avantajlı olanlar örnek olarak gösterilmiştir.

2.3. Kısa çalışma veya nakdi ücret desteğinden yersiz yararlanılırsa izlenmesi gereken yol nedir?

7252 kanun numaralı teşvik, kısa çalışma ve nakdi ücret desteğinden yararlanıp bu uygulamaların sona erdirildiği çalışanlar açısından yürürlüğe konulan bir teşvik türü olduğu için kısa çalışma ya da nakdi ücret desteğinden yersiz yararlanan işverenler, 7252 sayılı normalleşme teşvikinden de yersiz yararlanmış sayılacak ve yararlanılan tutarlar 5510 sayılı kanunun öngördüğü şekilde gecikme zammı ve gecikme cezasıyla birlikte işverenden tahsil edilecektir.

2.4. Teşvikten faydalanılacak gün sayısı 30’dan az ise eksik gün kodu

Teşvikten faydalanılacak gün sayısı her sigortalı için SGK’nın işveren sistemi geçici 26. madde listelemede “aylık ortalama gün sayısı” sütununda yer almaktadır. Yararlanılacak gün sayısının 30’dan az olması durumunda seçilmesi gereken eksik gün kodu, “25 – diğer belge/kanun türlerinden gün tamamlama” olmalıdır.

2.5. İş yerinin nakli halinde ne olacak?

Bu destekten yararlanmakta olan iş yerinin farklı bir sosyal güvenlik merkezi görev alanına giren başka bir adrese nakli halinde, prim desteğinden yararlanılan sigortalılardan dolayı üç aylık destek süresi aşılmamak kaydıyla kalan süreler için yararlanması mümkün bulunmaktadır.

2.6. Teşvikten faydalandırılan sigortalılar için sonraki aylarda KÇ ya da NÜD uygulanabilir mi?

7252 teşvikinden faydalandırılan işçilerin kısa çalışma ya da nakdi ücret desteğinden yararlandırılmasında herhangi bir engel bulunmamaktadır. Bu durumu bir örnek üzerinden açıklayacak olursak; Ağustos, Eylül ve Ekim aylarında destekten yararlanılabilen sigortalı adına, Ağustos ve Eylül aylarında 7252 teşvikinden yararlanıldıktan sonra sigortalı, işveren tarafından Ekim ayında kısa çalışma uygulamasına dahil edilmiş ise bu sigortalı ekim ayındaki kısa çalışmasından sonra kasım ayında 7252 teşvikinden kalan 1 ay için yararlanabilmektedir.

2.7. Destek, beyanname düzenleme programında nasıl bildirilecek?

07252 kanun numarası seçilerek normalleşme desteğinden yararlanacak sigortalı, muhtasar ve prim hizmet beyannamesinde tek satırda bildirilebilecektir. İlgili kanun numarası seçilerek bildirilecek sigortalı için iki ayrı satırda yazmak yerine tek bir satırda yer verilerek yapılan bildirimlerde de ortalama gün sayısı kadar teşvik indirimi oluşturulması sağlanmıştır. Ancak işverenler, diledikleri takdirde bildirimlerini 2 ayrı satırda da yapabilme imkanına sahiptir.

Örneğin; ay içindeki gün sayısının 30 ve teşvikten faydalanılacak gün sayısının ise 17 olduğu varsayıldığında, 07252 kanun numarası yazılarak 17 günlük hizmet bir satırda, 00000 kodu seçilerek kanunsuz olarak 13 günlük hizmet de alt satırda yazılarak bildirim yapılması mümkündür. Ancak tek satır uygulaması daha pratik olup, sistem otomatik olarak teşvik gün sayısı kadar faydalandırma yapabilecektir.

2.8. 7252 tanımlama ekranında “istenilen bilgilere göre herhangi bir kayıt gelmemiştir” mesajı alındığında ne yapılmalıdır?

SGK’nın işveren sisteminde 7252 teşvik tanımlaması yapmak için “Sorgulama” kısmına T.C. kimlik numarası yazıldığında "istenen bilgilere göre herhangi bir kayıt gelmemiştir." mesajı alınan sigortalıların işe giriş bildirgeleri temin edilip “sosyal güvenlik merkezine entegre tescil” uygulamasında söz konusu sigortalı bulunuyor ise güncelleme yaptırılması, bulunmuyor ise yeni giriş yapılması için başvurulması gerekmektedir.

3. SGK’nın idari para cezalarında özellikli bazı hususlar

01.07.2020 tarihi itibarı ile ülke genelinde uygulamaya koyulan muhtasar ve prim hizmet beyannamesi uygulaması yeni bir uygulama olup işverenlerin sosyal güvenlik yükümlülüklerini usulüne uygun bir şekilde yerine getirmemesi durumunda çeşitli müeyyideler söz konusu olabilmekte ve bunların sonucunda idari para cezasının yanı sıra gecikme zammı, gecikme faizi vb. tahakkuk etmektedir. Yazı dizimizin bu başlığında işverenlerin bu riskleri minimum düzeye çekebilmesi için dikkat etmeleri gereken hususlara değineceğiz.

3.1. İdari para cezalarının yasal dayanağı ve cezalarda indirim

SGK tarafından uygulanan idari para cezaları, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun “Kurumca Uygulanacak İdari Para Cezaları” başlıklı 102. maddesinde öngörülmüştür.

SGK idari para cezalarında iki çeşit indirim uygulanmakta olup bunlardan ilki, dörtte birlik tutara karşılık gelen peşin ödeme indirimidir. İşverenler bu indirimden, idari para cezasının türüne ve sebebine bakılmaksızın cezanın SGK tarafından kendilerine tebliğ edildiği tarihi takip eden 15 gün içerisinde ödenen tüm cezalarda faydalanabilmektedir.

Örneğin; sigortalıların prime esas kazançlarının veya hizmetlerinin bildirilmediği, eksik ya da geç bildirildiği ek nitelikteki muhtasar ve prim hizmet beyannameleri için her bir iş yeri bazında ve beyanname döneminde olmak üzere aylık asgari ücretin 2 katını geçmemek üzere beyannamede kayıtlı sigortalı sayısı başına aylık asgari ücretin sekizde biri tutarında, idari para cezası uygulanmaktadır.

A işverenine ait (B) iş yerinde, 2020/08 dönemine ait muhtasar ve prim hizmet beyannamesinde tüm sigorta kollarına tabi olarak çalışan 6 adet sigortalıya ait bildirim yasal süresinde yapılmasına rağmen sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışan 3 adet sigortalıya ait bildirimin 29.09.2020 tarihinde yapılması halinde, 3 adet sigortalıya ait yapılan bildirime ilişkin beyanname ek nitelikte olacağından 2.943,00/8 x 3 = 1.103,63 TL idari para cezası uygulanacaktır.

Tebliğ tarihinin 03.10.2020 olduğu varsayıldığında, işveren bu cezayı en geç 18.10.2020 tarihinde öderse ceza tutarının dörtte biri indirilecek ve işverence nihai olarak 827,72 TL ödenecektir.

İkinci indirim türü ise tüm cezalar için geçerli olmayıp belirli cezalar için uygulanan iyi niyet indirimidir. İşverenler;

• Sigortalı işe giriş ve işten çıkış bildirgesini,

• Ticaret sicilleri, şirketlerle ilgili kuruluş bildirimini,

• İş yeri bildirgesini,

• 4/1(b) kapsamındaki sigortalılar için ilgili kurumlar tarafından verilmesi gereken sigorta başlama ve bitiş bildirgesini,

• Kamu kurumları ve bankaların ihale verdikleri yüklenicilere dair bildirimi,

• İnşaat ruhsatı veren kurum ve kuruluşlar ruhsat sahipleriyle ilgili bildirimi,

yasal süresi içerisinde yapmamakla beraber yasal sürenin bitiminden itibaren 30 gün içerisinde kendiliğinden yerine getirirlerse cezanın dörtte üçü silinmekte, kalan dörtte biri tahsil edilmektedir. Kalan dörtte birlik kısmın da 15 gün içinde ödenmesi durumunda yine dörtte bir oranında peşin ödeme indirimi uygulanmaktadır.

İyi niyet indiriminden yararlanabilmek için asıl koşul, bu gibi durumların SGK’nın denetimle ve teftişle görevli memurlarınca tespit edilmesinden önce işverenin kendiliğinden bildirim yapmasıdır.

3.2. İdari para cezalarına itiraz yolu ve mahkeme süreci

SGK tarafından işverenlere tebliğ edilen cezalara idari para cezasının tebliğ edildiği tarihten itibaren 15 günlük süre içinde itiraz edilebilmektedir. Yapılan itirazlar, takibi durdurmakta ve böylece tahsilat süreci beklemeye alınmaktadır. Bu süreçte yapılan itirazlar, komisyon tarafından değerlendirilmeye tabi tutulmakta ve en geç 30 gün içinde kabul ya da red kararı alınmaktadır. İtirazın kabulü halinde gerekli düzeltmeler ilgili sosyal güvenlik merkezince yapılmaktadır. İtirazın reddi halinde ise işveren red kararının kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren başlamak üzere 30 gün içinde yetkili idare mahkemesine başvuruda bulunabilmektedir. Bu süreyi geçiren işverenler, başvuru hakkını kaybetmiş olacak ve cezayı ödemek durumunda kalacaktır.

4. Örnek yargı kararı

YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2015/28743

Karar Numarası: 2018/23360

Karar Tarihi: 17.12.2018

İş sözleşmesinin devamsızlık nedeniyle feshi

Özeti: İnceleme konusu uyuşmazlıkta; davacının 2013 Kasım ayının 7,8,9,11 ve 12'nci günleri olmak üzere peş peşe 5 iş günü işe gelmediğine dair mümziileri bölüm şefi x, bölüm müdürü y ve personel işleri uzmanı z'nin davalı olarak dinlendiği tutanaklar ile işverence devamsızlık nedeniyle iş akdinin feshedildiğinin davacıya bildirildiği Noterliği'nin ihtarnamesi dosyada mevcuttur. Davacı taraf belirtilen günler evlilik nedeniyle işverenin bilgisi dahilinde iş yerine gelmediğini, bir nevi izin kullandığını savunmaktadır. Ancak davalı tanıkları, davacının evleneceğini bildiklerini fakat davacının izinli olmayıp haber vermeden işyerine gelmediğini, davacının devamsızlık yaptığı süre içinde kendisine ulaşamadıklarını, farklı kişilerden davacının nişanlısını bırakıp başka biri ile kaçtığını öğrendiklerini, iş akdi feshedildikten sonra davacının işyerine gelerek evlilik cüzdanını gösterip gelmediği sürelerde izinli sayılmayı talep ettiğini beyan etmişlerdir. Davacıya evlilik nedeniyle izin verilip peşinden devamsızlık nedeniyle işten çıkarıldığını duyduklarını beyan eden davacı tanıkları a ve b'nin ise davacının iş akdi sona erdiğinde iş yerinde bulunmadıkları kendi ifadeleri ile sabit olup bu tanıklar davacıdan duyduklarını aktarmaktadır. Bu sebeplerle fesih tarihinde işyerinde bulunan, her biri davacının silsile ile amiri konumundaki davalı tanıklarının beyanlarına üstünlük tanınıp iş akdinin işverence devamsızlık nedeni ile haklı olarak feshedildiği kabul edilerek kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerekirken kabulü bozmayı gerektirmiştir.

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

A) Davacı isteminin özeti:

Davacı vekili; müvekkilinin 12.11.2013 günü evlendiğini, bu sebeple işyerinden 3 gün izin aldığını, işyerine gittiğinde ise iş akdinin feshedildiğini öğrendiğini, feshin haksız olduğunu iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

B) Davalı cevabının özeti:

Davalı vekili; davacının izin almadan ve haber vermeden peş peşe 5 iş günü işe gelmediğini, evlilik yapan bir işçiye izin verilip peşinden devamsızlık tutanağı tutulmasının kesinlikle mümkün olmadığını, öğrendikleri kadarıyla davacının nişanlısından başka bir kişiyle kaçması nedeniyle işe devamsızlık yaptığını, bu nedenle feshin haklı nedene dayandığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C) Yerel mahkeme kararının özeti:

Mahkemece 12.11.2013 günü davacının evlendiği anlaşıldığından devamsızlık olsa bile bunun haklı bir sebebe dayandığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

D) Temyiz:

Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.

E) Gerekçe:

İş sözleşmesinin, işçinin devamsızlıkta bulunması nedeniyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.

4857 sayılı İş Kanunu'nun 25. maddesinin (II) numaralı bendinin (g) alt bendinde, “işçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi” halinde, işverenin haklı fesih imkanının bulunduğu hükme bağlanmıştır. İşçinin işe devamsızlığı, her durumda işverene haklı fesih imkânı vermez. Devamsızlığın haklı bir nedene dayanması halinde, işverenin derhal ve haklı nedenle fesih imkânı bulunmamaktadır.

İşçinin hastalığı, aile fertlerinden birinin ya da yakınlarının ölümü veya hastalığı, işçinin tanıklık ve bilirkişilik yapması gibi haller, işe devamsızlığı haklı kılan nedenlerdir. Mazeretin ispatı noktasında, sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadığı sürece özel sağlık kuruluşlarından alınan raporlara da değer verilmelidir.

Devamsızlık süresi, ardı ardına iki iş günü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü ya da bir ayda üç iş günü olmadıkça, işverenin haklı fesih imkânı yoktur. Belirtilen iş günlerinde hiç çalışmamış olunması gerekir. Devamsızlık saatlerinin toplanması suretiyle belli bir gün sayısına ulaşılmasıyla işverenin haklı fesih imkânı doğmaz.

Devamsızlık, işçinin işine devam etmemesi halidir. İşyerine gittiği halde iş görme borcunu ifaya hiç başlamayan bir işçi devamsızlıkta bulunmuş sayılmamalıdır. İşçinin yapmakla yükümlü olduğu ödevleri hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi ayrı bir fesih nedeni olup, bu durumda 4857 sayılı Yasa’nın 25/II-h maddesi uyarınca değerlendirme yapılmalıdır.

Maddede geçen “bir ay” ifadesi takvim ayını değil ilk devamsızlıktan sonra geçecek olan bir ayı ifade eder. İlk devamsızlığın yapıldığı gün ayın kaçıncı günüyse takip eden ayın aynı günü bir aylık süre sona erer. Son ayda ilk devamsızlığın gerçekleştiği günün bulunmaması halinde, son ayın son günü bir aylık süre dolmuş olur. Sonraki devamsızlıklar ise takip eden aylık dönemler içinde değerlendirilir.

Somut uyuşmazlıkta; davacının 2013 Kasım ayının 7,8,9,11 ve 12'nci günleri olmak üzere peş peşe 5 iş günü işe gelmediğine dair mümziileri bölüm şefi x, bölüm müdürü y ve personel işleri uzmanı c'nin davalı ... olarak dinlendiği tutanaklar ile işverence devamsızlık nedeniyle iş akdinin feshedildiğinin davacıya bildirildiği ... 40. Noterliği'nin 12.11.2013 tarih ve 27230 yevmiye numaralı ihtarnamesi dosyada mevcuttur.

Davacı taraf belirtilen günler evlilik nedeniyle işverenin bilgisi dahilinde işyerine gelmediğini, bir nevi izin kullandığını savunmaktadır.

Ancak davalı tanıkları, davacının evleneceğini bildiklerini fakat davacının izinli olmayıp haber vermeden işyerine gelmediğini, davacının devamsızlık yaptığı süre içinde kendisine ulaşamadıklarını, farklı kişilerden davacının nişanlısını bırakıp başka biri ile kaçtığını öğrendiklerini, iş akdi feshedildikten sonra davacının işyerine gelerek evlilik cüzdanını gösterip gelmediği sürelerde izinli sayılmayı talep ettiğini beyan etmişlerdir.

Davacıya evlilik nedeniyle izin verilip peşinden devamsızlık nedeniyle işten çıkarıldığını duyduklarını beyan eden davacı tanıkları a ve b'nin ise davacının iş akdi sona erdiğinde iş yerinde bulunmadıkları kendi ifadeleri ile sabit olup bu tanıklar davacıdan duyduklarını aktarmaktadır.

Bu sebeplerle fesih tarihinde iş yerinde bulunan, her biri davacının silsile ile amiri konumundaki davalı tanıklarının beyanlarına üstünlük tanınıp iş akdinin işverence devamsızlık nedeni ile haklı olarak feshedildiği kabul edilerek kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerekirken kabulü bozmayı gerektirmiştir.

F) Sonuç:

Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine.