Çıkışlar on yıl öncesine göre bugün çok daha önemli bir gücü temsil eder durumda. Özel sermaye fonları tarafındaki çıkışlar, değer bazında toplam M&A (birleşme ve satın alma) faaliyetinin %15'ini oluşturuyor ki 2006 yılında bu yalnızca %5 seviyesindeydi. Bu, dünya genelindeki özel sermaye fonu şirketlerinin o dönem yaklaşık 7.000 şirketten oluşan ayak izinin bugün 20.000'den fazla şirkete ulaşmış olmasının da bir sonucu.
Özel sermaye fonu şirketleri, geçen yılın aynı dönemine göre %27 ve 2019'un ilk dokuz ayına göre %19 artışla bu yılın ilk üç çeyrek döneminde yaklaşık 400 milyar ABD Doları değerinde fon topladı. Yine, çoğu 10 milyar ABD Dolarını aşan fonlar olmak üzere, “amiral gemi” olarak tanımlanan bir dizi fon bu yıl içinde kapandı. Bu ölçeklerde bile, bu fonların çoğunun daha önceki fonlardan daha hızlı ve daha büyük ölçeklerde kapanıyor olması ve bazı durumlarda çok daha fazla talep görmesi dikkat çekici. Bu da talebin geri döndüğünü ve fon sağlayıcıların (LP'ler) özel sermaye fonlarını güçlü bir hızla finanse etmeye devam ettiğini gösteriyor. Diğer yandan, bu alandaki etkinliklerin sadece büyük ölçekli fonlardan ibaret olmaması da dikkat çekiyor. Orta ölçekli fonlar da küresel mali krizden bu yana en yüksek seviyesine ulaşmış durumda.
Özel sermaye fonu yatırımları hangi alanlara yöneliyor?
Özel sermaye fonlarının teknolojiye yoğun ilgisinin sürdüğünü görüyoruz. Bunun arkasında ise artan güvenlik, otomasyon ve kritik organizasyonel işlevlerin dijital dönüşümü ihtiyaçları var.
Teknolojiye yönelik özel sermaye fonu yatırımları son beş yıldır zaten oldukça güçlüydü ve bu ilgi hiç azalmadan sürüyor. Güvenlik ve otomasyona yönelik güçlü odaklanma, temel itici güç konumunda. Bunun yanı sıra kritik organizasyonel işlevlerin dijital dönüşümüne yönelik artmakta olan ihtiyaç da oldukça etkili. Yine son dönemde makine öğrenimine, bulut bilişime, yapay zekaya ve dijital ödemelere doğru yaşanmakta olan geçişin de önemli rolü söz konusu.
Şirketlerin sabit gelir, müşteri bağlılığı ve güçlü esneklik gibi alanlara odaklandığı ekonomik dalgalanma dönemlerinde yazılıma yönelik yatırımlar da artış gösteriyor. Siber güvenlik, tedarik zinciri çözümleri ve finansal planlama analitiği gibi alanlar da özel sermaye fonları için oldukça çekici tematik fırsatlar arasında.
Olumlu makro rüzgarlar, uzun vadeli büyüme beklentileri ve tüketici harcamalarında beklenen artış, özel sermaye fonlarının ilgisine yön veren belirleyici etkenler arasında. Hızlı tüketim ürünleri ve sağlık sektörlerinin, özel sermaye fonları için çok kritik bir öneme sahip olduğunu biliyoruz. Sağlık hizmetlerine yönelen özel sermaye fonu yatırımları, olumlu esen makro rüzgarlar ve sektörün uzun vadeli büyüme beklentilerinin yanı sıra özel sermaye fonlarının büyüme sermayesi önemli bir tırmanış kaydetti. Bunda ESG yani çevresel, sosyal ve yönetişimsel, sürdürülebilir yatırımlara yönelik artan ilgi de önemli rol oynadı. Özellikle sağlık teknolojisi, özel sermaye fonu şirketlerinin daha erken aşamalarda katılma yönünde daha istekli olmasıyla birlikte daha fazla yatırım yapılabilir hale geldi. Hasta deneyimi ve teletıp, sağlık teknolojileri alanındaki en canlı alt başlıklar arasında yer alıyor. Yine, şirketlerin pandemi sonrası ortamı yeniden değerlendirmeleri ve artan tüketici harcamalarına duydukları güvenle birlikte tüketici alanına yönelik ilgide de önemli artış söz konusu
PE Pulse araştırmasına buradan ulaşabilirsiniz.