Toplumlar gelişirken hayati önem taşıyan sınırlı kaynakların adil ve verimli kullanılmasını ve korunmasını ifade eden sürdürülebilirlik kavramı daha da önem kazanıyor. Küresel ısınma başta olmak üzere ülkelerin gıda ve su krizleriyle başa çıkabilmek için politikalar geliştirmesi, COVID-19 salgınının tüm dünyaya gösterdiği sağlık yatırımlarının önemi, savaşlar, ekonomik krizlerin olumsuz etkileriyle mücadele gibi hususlar mevcut kaynakların verimli kullanılması ve korunmasını öncelikler listesinin en tepesine taşıyor. Daha yaşanılabilir bir dünya için sürdürülebilirlik artık bir tercih olmaktan öte zorunluluk haline dönüşüyor ve dönüşüm için işletmelerin de yerine getirmesi gereken sorumluluklar bulunuyor.
Sanayi devrimiyle birlikte yarım asırdan fazla bir süre ihmal edilen sürdürülebilirlik kavramı, özellikle 2000'li yıllarla birlikte artık her zamankinden daha fazla gündeme geliyor. Kapsamlı bir şekilde incelenmesi, açıklanması gereken bir konu olan sürdürülebilirlik en basit tanımıyla; su, enerji ve gıda gibi kıt kaynaklar başta olmak üzere tüm kaynakların korunması ve sorumluluk bilinciyle kullanılması ve toplumların temel ihtiyaçlara erişim haklarının sağlanması şeklinde ifade ediliyor. Kaynakların etkin yönetimi hem üretim hem de tüketim süreçlerini kapsarken, toplum refahı ve adil yaşama hakkı gibi konular kamu hizmetleri ve hükümetlerin sorumlulukları arasında yer alıyor.
Sürdürülebilirlik stratejilerinin en önemli başlıklarından biri olan ve herkes tarafından 360 derece ele alınması gereken iklim değişikliğiyle mücadele ve uyum sürecinde somut adımların atılması gerekmektedir. Bu amaçla hükümetler arası toplantılar ve sonucunda ortaya çıkan Kyoto Protokolü ve Paris İklim Anlaşması gibi düzenlemeler sürece önemli katkılar sunmaktadır. Birleşmiş Milletler tarafından her yıl düzenlenen Taraflar Konferansı (COP - Conference of the Parties), küresel ısınmayla mücadelede gelinen noktanın ve atılması gereken adımların ülkeler tarafından tartışılmasını sağlıyor. İklim değişikliğinin yavaşlatılması ve ülkelerin yıkıcı etkilere adaptasyonu ile ilgili kritik öneme sahip Paris İklim Anlaşması (2015) da şu an yürürlükte olan temel politika olarak tüm ülkelere bütünleşik bir perspektif sunmaktadır.
Sürdürülebilirlik, çevreci ve kapsayıcı politikalar ile sorumlu davranma bilincinin gelişmesine olanak tanıyor. Toplumların ve ülkelerin kendi başlarına ve hep birlikte, ekonominin kalbi rolündeki işletmelerin de desteğiyle topyekûn bir şekilde mücadele etmesini gerektiren sürdürülebilirlik kavramı çevre, toplum, sağlık ve güvenlik konularını kapsarken özellikle de şirketlerin finansal karlılığın ötesinde sürdürülebilirlik ilkelerini belirlemesini ve sürekli iyileşmesini de gerektiriyor.
Sürdürülebilir kalkınma amaçları
2015’te Birleşmiş Milletler üye devletlerinin kabulüyle sürdürülebilir bir toplum, dünya ve gelecek yaratmak adına birtakım hedefler belirlendi. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (Sustainable Development Goals, SDG) ile ülkeler, 2030’a kadar hayata geçirmeyi taahhüt ettiği 17 Hedef ve 169 alt hedef belirledi. Bu hedefler ülke politikaları ve küresel stratejilerde sürdürülebilirlik alanında bir rehber niteliği taşıyor.
Birleşmiş Milletler üyesi ülkelerin kabul ettiği Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları aşağıda belirtilen 17 ana başlıktan oluşuyor:
1. Yoksulluğa Son
2. Açlığa Son
3. Sağlık ve Kaliteli Yaşam
4. Nitelikli Eğitim
5. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
6. Temiz Su ve Sanitasyon
7. Erişilebilir ve Temiz Enerji
8. İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme
9. Sanayi, Yenilikçilik ve Altyapı
10. Eşitsizliklerin Azaltılması
11. Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar
12. Sorumlu Üretim ve Tüketim
13. İklim Eylemi
14. Sudaki Yaşam
15. Karasal Yaşam
16. Barış, Adalet ve Güçlü Kurumlar
17. Amaçlar için Ortaklıklar
EY’da sürdürülebilirlik
EY olarak “daha iyi bir çalışma dünyası oluşturma” hedefimizle, şirketlerin sürdürülebilirlik ve iklim değişikliği odağında riskleri ve fırsatları anlamalarına destek oluyor, sürdürülebilirlik alanında denetim ve danışmanlık hizmetlerimizle birçok farklı sektörde faaliyet gösteren paydaşlarımıza sürdürülebilirlik yolculuklarında destek sunuyoruz.
Küresel net sıfır hedefimiz başta olmak üzere geliştirdiğimiz stratejiler ve hedefler ile sürdürülebilirliğe katkıyı önceliklendiriyoruz. Bu yolda ilerlemek isteyen şirketlere de pek çok alanda sürdürülebilirlik danışmanlığı sağlıyoruz. İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Hizmetlerimiz kapsamında strateji, sürdürülebilir finans, sorumlu tedarik zinciri, finansal olmayan raporlama, güvence denetimi, sosyal etki ölçümlemesi ve çevresel sosyal risk değerlendirmesi alanlarında destek oluyoruz.
Şirketinizin sürdürülebilirlik ve iklim değişikliği alanında stratejiler geliştirmesi ve gelecek yol haritasını belirlemesi için EY İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Hizmetleri sayfamızı ziyaret edebilir, alanında uzman ekibimiz ile iletişime geçebilirsiniz.