Artan jeopolitik risk düzeyi, küresel şirketler için hem zorluklar hem de yeni fırsatları beraberinde getiriyor. Bu fırsatların bir şirket üzerindeki etkisi; coğrafi konumu, faaliyet gösterdiği sektör, büyüklüğü ve diğer kurumsal özelliklerine bağlı olarak farklılık gösterebilir.
Artık yalnızca siyasi risklerin farkında olmak ya da olası gelişmeleri öngörmek değil, bu risklere karşı kurumsal dayanıklılığı artıracak proaktif mekanizmalar geliştirmek de kritik öneme sahiptir. Üst düzey yöneticilerin bu risklerin potansiyel etkilerini haritalandırması, operasyonel kesintileri önceden tahmin etmesi ve bu durumlara stratejik olarak hazırlıklı olması gerekir. Bu sayede potansiyel risklerin etkisi azaltılabilir, organizasyonun dayanıklılığı artırılabilir ve iş stratejisi bu doğrultuda uyarlanabilir.
Jeopolitik karmaşıklığın giderek derinleştiği bir dönemde, başarıya ulaşmanın yolu; siyasi risk yönetimini daha geniş kapsamlı kurumsal risk yönetimi, strateji ve yönetişim süreçlerine entegre eden, kapsamlı ve işlevler arası bir jeostrateji tasarlamak ve bunu etkili şekilde uygulamaktan geçer.