2024-2026 yıllarına ilişkin Orta Vadeli Program (OVP) geçen hafta yayımlandı. OVP, önümüzdeki 3 yıla ilişkin makro politikaların belirlenmesi açısından önem taşıyor. İlkeler, büyüme hedefleri ve bütçe tahminleri gibi konularda temel politika dokümanı olarak dikkate alınıyor. Bu nedenle, OVP’de yer alan bilgiler oldukça önem arz ediyor.
OVP (2024-2026) ile On İkinci Kalkınma Planı’nın (2024-2028) hazırlanmasının aynı döneme denk gelmesi nedeniyle OVP’nin kalkınma planı ile uyumlu olacağı düşüncesi hâkim. Bu çerçevede; makro ekonomik ve finansal istikrarı güçlendirme, yüksek katma değerli üretimi teşvik etme, yeşil ve dijital dönüşüm odağıyla verimlilik ve ihracat artışı yoluyla büyüme ve cari işlemler dengesinde kalıcı iyileşme sağlamasının ortak hedef olacağı belirtiliyor. Temel hedeflere baktığımızda bir önceki plan ile benzerlikler taşıdığını görüyoruz.
Küresel ticarette yavaşlamanın devam edeceği vurgulanıyor
OVP’nin hem dünya hem de ülkemizdeki makro ekonomik gelişmeleri özetleyen çok detaylı bir bölümü var. Dünyadaki son gelişmelerin akademik bir dille detaylı bir şekilde açıklandığı bu bölümlerin dikkatlice takip edilmesini tavsiye ediyoruz.
Dünyadaki ekonomik gelişmeler maalesef küresel salgın öncesini aratıyor. Her ne kadar salgın, küresel tehdit olmaktan çıksa da kalıcı bir hasar bıraktığı artık tartışmasız. Ek olarak; Rusya-Ukrayna savaşının yol açtığı kayıplar ve göç sorunlarının yanı sıra gıda ve enerji fiyatları kanalıyla ciddi hasar verdiği küresel ekonomi üzerinde tehdit olmaya devam ettiği vurgulanıyor. Bizi de yakından ilgilendiren bu savaşın küresel ekonomi üzerindeki riskleri arasında jeopolitik sorunların ön plana çıktığı belirtiliyor. Bunun sonucu olarak, ülkeler ve bölgeler arası yeni ticaret ve siyasi iş birliklerinin ortaya çıktığı, dost ve müttefik ülkelerden tedarik (friend-shoring) ve yakın ülkelerden tedarik (near-shoring) yaklaşımlarının daha fazla benimsendiğinin altı çiziliyor.
Bu tablo 2023 yılında küresel ekonomik aktivitedeki yavaşlamaya paralel olarak, dünya ticaret hacminde, yükselen ve gelişmekte olan ekonomilerde daha belirgin olmak üzere ivme kaybı öngörüldüğü planda da öne çıkıyor. Bu dönemde zayıflayan toplam talebin ve talep kompozisyonunun yurt içi mallara doğru yönelmesiyle, küresel ticaretin hız kesmesi bekleniyor. 2023 yılında mal ve hizmet ticaret hacminin küresel düzeyde %2; gelişmiş ülkelerde yüzde %2,3; yükselen ve gelişmekte olan ekonomilerde ise %1,5 oranında artış kaydederek küresel büyümenin altında kalması öngörülüyor. 2024 yılında ise küresel mal ve hizmet ticaretindeki artış hızının %3,7 ile küresel hasıla artışını geçeceği tahmin ediliyor.