Bir iş kurma toplantısında birlikte çalışan bir grup genç girişimcinin yukarıdan aşağıya görünümü

Şirketlerin dijital dönüşüm süreçlerinde, bilgi ve iletişim teknolojisi (ICT) sağlayıcıları nasıl fayda sağlayabilir?

İlgili konular

Dijital yatırımlar artış gösteriyor, ancak gerçek değerin ortaya çıkarılabilmesi için şirketlerin deneme aşamasından uygulama aşamasına daha hızlı geçmesi gerekiyor.


Özet 
  • Şirketler, her yıl yeni nesil teknolojilere daha fazla yatırım yapıyor ancak pilot teknoloji projelerini canlıya alarak genişletmekte zorlanıyorlar. 
  • Şirketlerin tedarikçi yetkinlikleri konusundaki beklentileri net olsa da bu konuda seçim yapmakta zorlanıyorlar. 
  • Bilgi ve iletişim teknolojisi (ICT) tedarikçileri, ekosistem ilişkilerini ve teknoloji entegrasyonuyla değer sağlama yetkinliklerini vurgulamalıdır.

Sektörlerde dijitalleşme hızla devam ediyor ve dönüşümlerini desteklemek için işletmelerin 5G’den yapay zekâya (AI) ve uç bilişime (edge computing) kadar çeşitli yeni teknolojileri benimsedikleri görülüyor. Ancak bu alandaki ilerleme, üç ana nedenden dolayı dengesiz kalmaya devam ediyor.

İlk olarak, işletmeler pilot aşamadan genel uygulamalara geçmekte zorlanıyor ve yeni teknolojileri organizasyonlarına entegre etme konusunda güçlük yaşıyor. İkincisi, müşteriler yatırım yapmayı düşündükleri yeni iş modelleri ve teknoloji uygulamaları hakkında yeterli bilgiye sahip değiller. Üçüncüsü ise, karmaşık tedarikçi ekosistemi şirketlerin tedarikçi seçimi yapmasını zorlaştırıyor.

Tüm sektörler genelindeki işletmeler, çeşitli ekosistem ortaklarıyla birlikte olumlu iş çıktıları sağlayabilecek tedarikçilerle etkileşim kurmak istiyor. Bilgi ve iletişim teknolojisi (ICT) sağlayıcıları, bu talepleri karşılamak için hızla harekete geçmeli. 

Yatırımlar artmaya devam ederken, dijital altyapı konusu üst düzey yöneticilerin gündeminde önem kazanıyor 

Son EY Endüstrilerin Geleceği Araştırması, küresel çaptaki şirketlerin yeni nesil teknolojilere yaptığı yatırımların ivmesinin güçlü kalmaya devam ettiğini gösteriyor. 

  • İşletmelerin neredeyse yarısı (%47) üretken yapay zekâ (GenAI) alanına yatırım yapıyor, bu oran geçen yıl %43’tü.
  • İşletmelerin %43’ü IoT alanına yatırım yapıyor, bu oran geçtiğimiz yıl %39’du.
  • İşletmelerin %33’ü 5G alanına yatırım yapıyor, bu oran geçtiğimiz yılda %27’ydi. 

Şirket içindeki karar verme süreci, üst düzey yöneticiler geneline yayılırken; CEO’ların %49’u artık yeni teknoloji stratejisi, tedarikçi seçimi konuları da dahil olmak üzere üst düzey karar vericiler arasında yer alıyor. CEO’ların önemli bir karar verici olarak doğrudan görev aldığı organizasyonlar, yatırım açısından daha ileri bir noktada bulunuyor. Karar verme sürecine yakından dahil olan CEO’lara sahip işletmelerin %51’i GenAI alanına yatırım yaparken, CEO’ların bu süreçlerde daha az dahil olduğu organizasyonlarda bu oranın %44 olduğu görülüyor. Günümüzde, yeni nesil teknolojilerin liderlik ekibindeki herkesin sorumluluğu olduğu görülüyor. Bu konu, ICT tedarikçilerinin dikkate alması gereken bir değişim olarak karşımıza çıkıyor.


İşletmeler, pilot teknoloji projelerini canlı uygulamalara dönüştürmekte zorlanıyor
 

Yeni nesil teknolojilere yapılan yatırımlardaki önemli artışa rağmen, araştırmamız çok sayıda organizasyonun hala deneme aşamasında olduğunu gösteriyor. Nesnelerin interneti (IoT) yatırımlarına bakıldığında; bu yıl, aktif IoT uygulamalarına sahip işletmelerin oranının düşüşte olduğu, geçen sene %19 iken bu yıl %16’ya gerilediği görülüyor. Uç bilişim (Edge computing) alanındaki aktif uygulamalar da yıl bazında düşüş gösteriyor.

 

Deneme aşamasından ileriye gidilemediğinde, işletmelerin birlikte uygulanan farklı teknolojilerin bütünleşik etkisini kaçırma riski de artıyor; bu, ankete göre organizasyonların dörtte üçünün daha fazla bilgi edinmek istediği bir alan. Anket katılımcılarının sadece %42’si uç bilişimi 5G ile yüksek derecede tamamlayıcı olarak görüyor. Bu oran iki yıl önce %59’du. Buradaki risk, çok sayıda yeni teknoloji girişiminin bağımsız bir şekilde yürütülmesi ve sonucunda elde edilen iş faydalarını sınırlamasıdır.


İçsel ve dışsal zorlukların birleşmesiyle, şirketlerin Endüstri 4.0 yeteneklerini ölçeklendirmesi zorlaşıyor

Şirketlerin organizasyonlarındaki denemeleri ölçeklendirme aşamasında karşılaştıkları en büyük zorluklar arasında, karmaşıklık ve maliyet en üst iki sırada yer alıyor. Bu yanıtlar, birçok organizasyonun hala geleneksel sistemlere bağlı olduğunu yansıtıyor. Bu da yeni teknolojilerin entegrasyonunu daha zor hale getiriyor. Ancak anket bulgularımız aynı zamanda ICT sağlayıcıları için bazı önemli mesajlar da taşıyor. Şirketlerin %33’ü tedarikçilerinden yeterince destek almadığını hissederken, %37’si teknoloji olgunluğu konusunu büyük bir sorun olarak değerlendiriyor. Şirketlerin yalnızca %12’sinin ölçek elde etmenin bir yolu olarak tedarikçilerle iş birliğini önceliklendirdiği göz önüne alındığında, tedarikçilerin şirketlerin bu dışsal zorlukları aşmalarına yardımcı olmaları gerektiği söylenebilir.

Bir diğer husus, çoğu işletmenin çok fazla noktayı ele almasını gerektiğini düşünmesidir — bu, küresel olarak %60 anket katılımcısı tarafından ifade ediliyor. Yukarıda vurgulandığı gibi, artık işin çoğunluğu dijital altyapı stratejisini etkiliyor ancak bu karar verme sürecinin genişlemesi uzun vadede daha fazla noktanın ele alınmasına yol açabilir. Tedarikçiler bu durumu da dikkate almalıdır.


Farklı kullanım alanı ihtiyaçları, ICT sağlayıcılarının sektör odaklı stratejiler benimsemesi gerektiği anlamına geliyor

 

Tüm sektörler arasında, sistem ve süreç optimizasyonu (%40) bir IoT uygulaması olarak öne çıkarken, uzaktan çalışma, eğitim ve iş birliği (%38) 5G tabanlı IoT kullanım alanı olarak öne çıkıyor.

 

Ancak analize göre, sektörler arasında tercih edilen 5G kullanım alanları konusunda farklılıklar bulunuyor. Uzaktan iş birliği konusu, enerji ve finansal hizmetler sektörlerinde öne çıkarken, kritik altyapı kontrolü otomotiv ve imalat sektörleri için en yüksek sıradadır; tüketici ve kamu sektörleri için yaygın 5G kullanım alanı ise sistem optimizasyonudur. Bu farklı öncelikler, ICT sağlayıcılarının müşterilerle etkileşimde bulunurken stratejilerini sektör merceğinden ele alması gerektiğine işaret ediyor. 


İşletmeler, en yeni mobil teknoloji ve iş modeli varyantlarını net bir şekilde anlayamıyor

Şirketler, 5G için optimum kullanım alanlarını değerlendirmeye devam ederken, ICT sağlayıcıları için de başarılı 5G kaynaklı gelir elde etmenin bir sonraki aşaması, yeni bir mobil altyapısına, uygulama senaryolarına ve iş modellerine bağlı olacaktır. 5G bağımsız (5G SA) ağlarının uygulaması, dünya genelinde artarken, şu anda 151 operatör bu teknolojiye yatırım yapıyor. Küresel olarak, işletmelerin %84’ü bu konuda yüksek veya orta düzeyde farkındalığa sahipken, özel ağlar için bu oran %79’dur. Ağ uygulama programlama arayüzlerine (API’ler) aşinalık düzeyinin de %75 ile daha iyi bir seviyede olduğu söylenebilir.

Ancak diğer yeni standartlar ve iş modelleri için farkındalık düzeyinin daha düşük olduğu görülüyor. Örneğin; ağ dilimleme, birkaç yıldır 5G’nin önemli bir satış kanalı olarak sunulmasına rağmen bu konudaki bilgi düzeyinin oldukça düşük olduğu gözlemleniyor. Bu konuda anket katılımcıların yalnızca %26’sı yüksek farkındalığa sahip olduklarını iddia ediyor. Buna ek olarak, ağ hizmeti, Wi-Fi 7 ve 5G Red Cap gibi diğer yeni kavramlar ve teknolojilere yönelik kavranış daha da düşük sıralarda yer alıyor, %40’ı veya daha fazlası düşük farkındalığa sahip olduklarını veya hiç farkındalığa sahip olmadıklarını iddia ediyor. Bu tür bulgular göz önüne alındığında, ICT sağlayıcılarının, dijital altyapı yeteneklerinin dönüşüm yolculuklarını nasıl geliştirebileceği konusunda kurumsal müşterilerini bilgilendirmesi ve yönlendirmesi önem taşıyor.

Tedarikçilere yönelik farkındalığın düşük olması, özellikle dijital bağlantı için tedarikçi seçimi noktasında karmaşıklığa sebep oluyor 

En yeni mobil teknolojilere dair düşük farkındalığın yanı sıra, şirketler de hangi ICT sağlayıcılarının dijital dönüşüm yolculuklarında kendilerine daha iyi yardımcı olabileceği konusunda karar almakta zorlanıyor. Katılımcıların yüksek bir oranı (%73), değişen tedarikçi görünümünü daha iyi anlamaya ihtiyaç duyduklarını belirtiyor. Bu durum, farklı teknoloji sağlayıcıları arasında iş birlikçi ekosistemlerin önemli hale geldiği bir ortamı yansıtıyor. İşletmelerin %56’sı, teknoloji tedarikçilerinin ek iş ortakları hakkında farkındalık eksikliği olduğunu düşünüyor; bu oranın tüketici ürünleri ve perakende sektöründeki işletmeler arasında %67 olduğu görülüyor.

Dijital bağlantı konusu, özellikle sorun teşkil ediyor. 5G teknolojisi çok daha uzun süredir mevcut olsa da işletmeler, 5G için doğru tedarikçiyi seçmede (%64), GenAI için doğru tedarikçiyi seçmede (%42) daha fazla zorluk yaşıyor. Bu durum, daha küçük ölçekli şirketlerin dijital altyapı uzmanları ve bulut tedarikçilerinin, telekomünikasyon şirketleri, ağ ekipman tedarikçileri ve BT sağlayıcıları ile birlikte özel kablosuz alanlarda ortaya çıktığı bir bağlantı ortamını yansıtıyor. Tedarikçi tercihleri, daha geniş bir seçim ortamında zor hale gelirken, mobil operatörler, tercih edilen özel ağ tedarikçileri olarak en yüksek puanı almasına rağmen, yalnızca %28’lik bir oranla tercih ediliyor.


Şirketler, maliyet avantajının ötesinde geniş kapsamlı çözümler sunan tedarikçileri tercih ediyor

 

İşletmelerin ICT sağlayıcılarında aradıkları nitelikler konusunda oldukça net bir görüşe sahip olduğu görülüyor. Organizasyonlar, ideal tedarikçi profillerini tanımlarken, ölçülebilir iş sonuçları sağlama yeteneği (%33) ile iş ortağı ekosistemine erişim sağlama yeteneği (%33) birinci sırada yer alıyor.

 

Farklı teknolojileri ve platformları ölçeklendirme ve entegre etme yeteneği de oldukça önemlidir; bu durum her dört kişiden biri tarafından belirtiliyor Tüm bu özellikler, değer odaklı fiyatlandırmanın önünde yer alıyor ve işletmelerin tedarikçileri değerlendirirken maliyet avantajlarının ötesine baktığını gösteriyor.

 

Bununla birlikte, işletmelerin ICT tedarikçilerinde aradığı yetkinliklerin zamanla değişebileceğini göz ardı etmemek gerekiyor. Günümüzde, uygulama hızı en üst sırada yer alırken, organizasyonel ve sektörel anlayış ise gelecekteki tedarikçi nitelikleri listesinde en üst sırada yer alıyor.

 

Ayrıca, siber güvenlik uzmanlığı hem günümüzde hem de gelecekte ikinci sırada yer alıyor. Bunlar, hizmet sağlayıcılarına pazarda nasıl öne çıkacaklarına dair net sinyaller sunuyor. 


ICT sağlayıcıları için bir sonraki adımlar

Şirketlerin yeni nesil teknolojilere yaptığı yatırımlar artmaya devam ederken, pilot projelerden genel uygulamalara geçmekte zorlanıyorlar, ve ayrıca karmaşık ve çeşitli bir tedarikçi pazarı şirketleri seçimlerinde zorluyor. Müşterilerine sunduğu çözümlerini güçlendirmek için, ICT tedarikçileri aşağıdaki 5 adımı atabilirler:

Sunulan çözümlerin kalitesine odaklanarak firmanın önemli bir iş ortağı olarak konumlandırılması

Şirketler, iş çıktılarını teknoloji performansı ve maliyet avantajlarından daha değerli buluyor. Bu doğrultuda, ICT sağlayıcıları çözümlerinin sağladığı olumlu iş sonuçlarını değerlendirmeye, müşterilerin en çok değer verdiği anahtar performans göstergelerini dikkate almaya, yeni teknolojileri sistemlerini, süreçlerini ve performanslarını geliştirmek için nasıl kullandıklarına dair örnekler paylaşmaya odaklanarak kendilerini sadece bir teknoloji sağlayıcısı değil, önemli bir iş ortağı olarak konumlandırabilirler.

Daha geniş bir yelpazedeki kurumsal müşterilerle etkileşim kurulması

Dijital altyapı hedeflerini belirleyen bir dizi liderlik perspektifi bulunuyor; bunlar da tedarikçi seçiminde etkili oluyor. ICT sağlayıcıları güvenlik veya verimlilik konularına ilişkin yeni taleplerin, uzun süredir devam eden büyüme ve verimlilik ile ilgili ihtiyaçlarla nasıl tamamlandığını belirleyerek, çeşitli müşteri gruplarıyla etkili ilişkiler kurmalıdırlar. Karmaşık müşteri taleplerine zamanında ve etkili yanıt verme yeteneği, çözüm geliştirme süreçlerine de yansıtılarak teklifler işin farklı bölümlerine göre daha uygun hale getirilmelidir.

Müşterilerin yeni iş modelleri ve teknoloji kombinasyonları hakkında bilgilendirilmesi

Şirketler yeni nesil teknolojilere yönelik kullanımlarını artırırken, birçoğunun yeni teknolojilerin sunduğu faydaları tam olarak bilmediği söylenebilir. ICT sağlayıcıları bu yeni yetkinlikleri, değer sağlama potansiyellerini vurgulayarak anlaşılır hale getirmelidir. Aynı zamanda, müşterilerin çeşitli yenilikçi teknolojilere dair görüşlerini ve bunların birbirleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu kavramalıdır. Bağlantı, bilişim ve AI’nin bütünleşik etkisini ifade ederek, kurumsal müşterilerine çeşitli donanım ve yazılım yatırımlarından faydalanan yeni bir fayda alanı oluşturmalarına yardımcı olabilir.

Tekliflerde ölçeklenebilirlik, güvenlik ve sürdürülebilirlik konularına öncelik verilmesi

Şirketler, tedarikçi seçimlerini etkileyen birkaç ihtiyaç olduğunu vurguluyor. Güvenlik, temel bir tedarikçi niteliğidir. Ayrıca, organizasyonların %66’sından fazlası, pilot teknoloji projelerini yaygın organizasyonel uygulamalarına dönüştürmenin zorluğunu kabul ediyor. Sürdürülebilirlik de gelişen bir endişe kaynağı olarak öne çıkıyor. İşletmeler, yeni teknolojilerin ESG gündemleri üzerindeki potansiyel belirsiz etkisinin farkında. ICT sağlayıcılarının teklifleri ve şirketlerle etkileşimleri, bu yaklaşımlarla uyumlu olmalıdır.

Sektörlere ve ekosistem ortaklarına odaklanılması

Şirketler, ekosistem iş birliğini yeni becerilere ve yeteneklere erişim yolu olarak görüyor, ancak değişen tedarikçi ekosistemlerini anlamakta zorluk çekiyor. Bu nedenle, ICT sağlayıcıları ekosistem stratejilerini önceliklendirmelidir. Bu doğrultuda işletim modeli ve pazara giriş stratejilerini şekillendirebilir, hangi sektörlere hizmet sunmak istediklerini düzenli olarak gözden geçirebilirler. 



Özet

Şirketler; GenAI, IoT ve 5G gibi yenilikçi teknolojileri benimsemeye devam ederken, bu alandaki yatırımlarını uzun vadeli değere dönüştürmekte zorluk çekiyor. Bu gelişimin önündeki belirli zorluklar arasında, tedarikçilerin yetkinlikleri ve ortak ekosistemleri hakkında yetersiz bilgi akışı ile en yeni mobil teknoloji inovasyonlarına dair düşük farkındalık bulunuyor. Raporda yer alan beş ana adım sayesinde bilgi ve iletişim teknolojisi tedarikçileri, kendilerini müşterilerinin bütünsel ortakları olarak yeniden konumlandırabilir ve dijital dönüşüm süreçlerinde tam potansiyellerini gerçekleştirmelerine yardımcı olabilirler.


İlgili makaleler

EY Endüstrilerin Geleceği Araştırması 2023

EY Geleceğin Tüketicisi Endeksi sonuçlarına göre, tüketiciler artık daha fazla tasarrufa gidiyor.

Türkiye'de endüstrilerin geleceği

EY (Ernst & Young), Endüstrilerin Geleceği Araştırması’nın dördüncü versiyonunu duyurdu. Şimdi inceleyin.

    Bu makale hakkında