Her geçen gün daha fazla Baby Boomers iş gücünden ayrılırken, küresel bankacılık sektöründe geleceğin yeteneklerine duyulan ihtiyaç her zamankinden daha açık hale geliyor, ancak kaç tane Z kuşağı bir bankada çalışmayı hayal ediyor?
Bu kuşağın çalışanlarını cezbetmek hem bir zorluk hem de önemli bir fırsat. Z kuşağı üyelerinin, yani 1997 ve 2012 yılları arasında doğan kişilerin bankacılık kariyerinden kazanacağı ve bu sektöre sunacağı çok şey var. Z kuşağı bankaların giderek çeşitlenen müşteri tabanıyla uyumlu yeni bakış açıları sunuyor. Ayrıca, bankaların dijital dönüşüm çağında başarılı olmak için ihtiyaç duydukları değerli teknoloji ve veri becerilerini de beraberinde getiriyorlar.
Yine de bazı gençler bankacılık sektörüne kuşkuyla yaklaşıyor, bu sektöre karşı ilgisiz ve güvensiz hissedebiliyor. Çeşitli nedenlerle, bankacılık alanında kariyer yapmak eskisi kadar cazip olmayabilir ve bu tutum değişikliği ele alınmazsa, yetenekli nesiller başka alanlarda iş arama yoluna gidebilir. Bu durum, sektöre gelen yetenek arzını azaltabilir ve dünyanın dört bir yanındaki bankalar için iş sürekliliği ve finansal riskler oluşturabilir.
Bankalar, çeşitli rolleri doldurmak için yetenekleri nasıl cezbedebileceklerini ve bu yetenekleri nasıl kendilerine çekebileceklerini düşünmeli. Bankacılık modernizasyonu, dijital platformların ve otomatik çözümlerin kullanımı yoluyla devam ediyor. Ancak bankacılık kariyerinin bu cazip özellikleri sektördeki yoğunlukta kayboluyor ya da iflaslar, skandallar gibi bazı manşetlerin gölgesinde kalıyor olabilir. Bankacılığı gelecek nesiller için tercih edilen bir sektör olarak konumlandırmak için söylemler değiştirilmeli ve bankaların toplumda 'iyilik için bir güç' olarak görülmesi adına çalışmalar yapılmalıdır.
EY ABD Danışmanlık Hizmetleri Yöneticisi Stefanie Coleman, “Dünün işlerine, yarının yeteneklerini koyamazsınız” diyor. "Yeni nesil çalışanlar; rollerinde dijital olarak etkinleştirilmeyi ve ödüllendirilmeyi bekledikleri, yaratıcı, stratejik ve ilginç işler yapmayı bekliyor. Mümkün olduğunca çok sayıda beceri geliştirmelerine yardımcı olacak bir dizi farklı rolü denemek istiyorlar."
Kültürel bir değişim
Z kuşağını, bankacılık sektörünün yetenekli geleceği olarak tanımlamak mümkün. Bu demografik grubun 2025 yılına kadar iş gücünün %27'sini oluşturması bekleniyor1. Peki, Z kuşağını diğerlerinden ayıran nedir? Farklılıklar ve etnik açıdan şimdiye kadarki en çeşitli nesil olan bu kuşak,2 dijital olarak küresel bilince sahip ve kendilerinden önce gelen hiçbir nesle benzemiyor.
Z kuşağının erken çocukluk döneminden beri dijital cihazlara erişiminin olması bu kuşağı diğerlerinden ayıran önemli bir farkt. Çoğu kişi akıllı telefonların, gerçek zamanlı bilgi arama yeteneğinin veya kimliklerini dijital dünyaya yerleştiren sosyal medya hesaplarının olmadığı bir hayatı düşünemiyor. Bu kuşak, ekonomik durgunluk ve iklim krizi sırasında büyüdü ve kutuplaşmış bir siyasi ortamda reşit oldu.
Pandemi bu nesli de şekillendiren bir etmen oldu ve birçoğu bu izolasyondan sağlık konusuna güçlü bir şekilde odaklanarak, esnek veya uzaktan çalışma beklentisiyle çıktı.
İş gücündeki önemli kuşak değişimleri göz önüne alındığında, bankacılık sektörünün yeni nesil çalışanlar için cazibesi hakkında konuşmak oldukça önemli. Bu makale, bankaların Z kuşağının ilgisini nasıl artırabileceğine ilişkin vizyonumuzu yansıtıyor. Hipotezlerimiz, EY ekipleri ve sektör liderleri arasındaki diyalog yoluyla geliştirilmiş olup bankaların Z kuşağı yeteneklerini çekmek için öncelik vermeleri gereken altı alanı temsil etmektedir:
- Çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık konularında radikal ilerlemeler kaydedin
- Modası geçmiş işleri ve kariyer fırsatları kavramlarını modernize edin
- Öğrenme deneyimini dönüştürün
- Bir teknoloji ve veri mıknatısı olun
- Özgün bir amaç oluşturun ve sosyal etki yaratın
- Sağlıklı yaşam, esneklik ve şeffaflık ile kültüre enerji verin