Kristal kürede ayçiçeklerinin yansımaları

Vergi ekiplerinin kuantum bilişime hazırlanmak için atması gereken üç adım

Kuantum bilişim, vergi modellemesi, denetim çözümü ve dolandırıcılık tespitinde devrim yaratma potansiyeli taşıyor.


Kısaca
  • Kuantum bilişim, vergi politikası ve idaresini önemli ölçüde dönüştürme potansiyeline sahip.
  • Vergi uygulayıcıları, gerçek zamanlı denetimler, ayrıntılı vergi modellemesi ve dolandırıcılıkla mücadeleye yardımcı olmak için katlanarak daha iyi anormallik tespiti dahil olmak üzere birçok kullanım durumuyla karşı karşıya kalabilir.
  • Vergi ekipleri, kuantum destekli vergi dönemine hazırlanmak için şimdiden adım atmalı.

Herhangi bir teknoloji uzmanına sorduğunuzda, araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) süreçlerinin genellikle uzun sürdüğü konusunda hemfikir olacaklardır. Ancak hem mühendislerin hem de yatırımcıların beklentisi, bu sürecin sonunda teknolojinin ticarileşmesi yönünde oluyor.

 

Bazı durumlarda ise, laboratuvar ortamından çıkıp yönetim kurulu gündemine kadar ulaşan ve tüm sektörleri kökten değiştirme potansiyeli taşıyan çarpıcı teknolojik atılımlar yaşanıyor. Yapay zekâ (YZ) ve üretken yapay zekânın (GenAI) yükselişi, bu duruma son yıllarda tanıklık ettiğimiz örneklerden biri.

 

Bu örneklere ek olarak, teknoloji dünyasında bir süredir kuantum bilişimin yaratabileceği etkiler büyük bir heyecanla konuşuluyor. Kuantum teknolojisi, geleneksel bilgisayarların yalnızca 0 ve 1’lerle çalışmasının aksine, aynı anda hem 0 hem de 1 olabilen kuantum bitleri (kübitler) kullanarak sezgilere aykırı bir hesaplama gücü sunuyor.

 

Mühendisler, kuantum süperpozisyonu ve dolanıklık gibi doğanın temel özelliklerinden faydalanarak, bazı karmaşık hesaplamaları klasik bilgisayarlardan katbekat hızlı yapabilen kuantum bilgisayarlar geliştirmeye çalışıyor. EY Küresel Vergi Başkan Yardımcısı Marna Ricker ve EY Küresel Baş İnovasyon Sorumlusu Joe Depa’ya göre, kuantum bilgisayarlar iş dünyasındaki problemleri büyük ölçekte çözebilecek seviyeye ulaştığında, hem kamu kurumları hem de özel sektör için bugün erişilemeyen düzeyde vergi analizleri mümkün hale gelecek.

 

Ricker, “Kuantum teknolojisi, gelecekteki inovasyon dalgalarının temel itici gücü olabilir,” diyor ve ekliyor: “Bu teknolojiyle birlikte hesaplama hızları öyle bir noktaya ulaşacak ki, vergi uzmanlarının veriyle çalışma biçimi köklü bir dönüşüm geçirecek.”

 

Depa ise şunu belirtiyor: “Kuantum bilişim yalnızca teknolojik bir sıçrama değil; aynı zamanda vergi uyumluluğu ve dolandırıcılık tespiti gibi alanlarda yaklaşımımızı tamamen değiştirecek bir paradigma kayması. Anomalilerin anlık olarak tespit edildiği ve risk yönetiminin proaktif stratejilere dönüştüğü bir dünya düşünün.”

 

Ernst & Young LLP’de Müşteri Teknolojisi ve İnovasyon Ortağı olan Harvey Lewis ise, kuantum ve klasik bilgisayarların birlikte çalışarak, vergi mevzuatını daha güvenilir şekilde modellemeyi, iş ve vergi analizlerini geliştirmeyi ve krizleri daha hızlı yönetmeyi mümkün kılacağının altını çiziyor.

 

Kuantum bilişimin potansiyeli teknoloji çevrelerinde on yılı aşkın süredir konuşuluyor. Ancak son dönemde yaşanan önemli teknolojik ilerlemeler, bu alana yapılan yatırımları hızlandırıyor ve kuantumun beklenenden daha kısa sürede gerçeğe dönüşme ihtimalini artırıyor.

1

Bölüm 1

Kuantum bilişimin çarpıcı büyüme yörüngesi

Kuantumun hızlı gelişimi, büyük ölçekli yatırımları ve kuantum üstünlüğü için bir yarışı tetikledi.

EY Küresel İnovasyon Yapay Zekâ Lideri Rodrigo Madanes, kuantum bilişimin sahip olduğu büyük potansiyelin bugüne kadar 45 milyar doları aşan kamu yatırımlarını tetiklediğini, özel sektör yatırımlarının da hız kesmeden arttığını belirtiyor.

EY Küresel İnovasyon Kuantum Ar-Ge Lideri Evangelos Karamatskos ise, büyük teknoloji şirketlerinin kuantum bilişim alanındaki araştırmalarla ilgili önemli duyurularında gözle görülür bir artış yaşandığını ifade ediyor. Geçtiğimiz yıl kaydedilen Ar-Ge ilerlemeleri, kuantum yol haritalarını hızlandırarak tam ölçekli kuantum hesaplamanın önümüzdeki 5 ila 10 yıl içinde erişilebilir hale gelmesini mümkün kıldı. IBM, 2033 yılına kadar her işlemde bir milyar hesaplama yapabilen ve 100.000 fiziksel kübit içeren kuantum sistemlerinin kullanılabilir olacağını öngörüyor.

Karamatskos, “Kübitlerin ilk kez üretilebildiği deneyler milenyumun hemen öncesinde yapılmış olsa da, günümüzdeki kuantum donanım ortamı çok daha çeşitli. Farklı kuantum çip teknolojileri, kuantum işlemcilerin (QPU) daha sağlam, ölçeklenebilir ve esnek hale gelmesi için rekabet ediyor. Bu teknolojiler, geleceğin kuantum transistörünün temelini oluşturmak için yarışıyor,” diyor.

Kuantum bilişimin büyük potansiyeli, büyük teknoloji şirketlerinin, hükümetlerin ve risk sermayedarlarının son yıllarda Ar-Ge'ye on milyarlarca dolar yatırmasına yol açtı.

Kuantum avantajını elde etme yarışı

IBM ve kuantum yarışına katılan diğer şirketlerin öncelikli hedefi, “kuantum avantajı” olarak bilinen kritik eşiğe ulaşmak. Bu eşik, bir kuantum bilgisayarın, klasik bilgisayarların çözmekte zorlandığı problemleri çok daha hızlı ve etkili bir şekilde çözebildiği noktayı ifade ediyor.

Evangelos Karamatskos’a göre bu hedefe ulaşmak için araştırmacıların aşması gereken önemli teknik zorluklar var. Bunların başında, her bir kuantum bilgisayarda kullanılan kübit sayısını artırmak ve sistemdeki “gürültüyü” azaltmak için gelişmiş hata düzeltme yöntemleri uygulamak geliyor. Bu sayede, kuantum bilgisayarların temel yapı taşları olan kübitler daha doğru ve verimli bir şekilde kullanılabilecek.

Kuantum avantajı, kullanım durumuna bağlı olarak hala birkaç yıl veya birkaç on yıl uzakta olabilir, ancak teknolojinin potansiyel etkisi ve gelişim hızı, araştırma ve geliştirme laboratuvarlarının ötesinde halihazırda büyük bir etkiye sahip. GenAI'ın ortaya çıkışına en iyi nasıl tepki vereceklerini tartışan ABD, AB, İngiltere, Japonya ve Avustralya gibi ülkeler, etkili yönetişim ve yüksek etik standartların nasıl sağlanacağını şimdiden düşünüyor.

2

Bölüm 2

Kuantum hesaplama vergi modellemesini nasıl geliştirecek?

Kuantum, vergi verilerinin analizini, içgörüleri ve önerileri önemli ölçüde hızlandırabilir.

EY Avrupa-Batı Vergi İnovasyon Lider Yardımcısı Frank Putman, kuantum teknolojisinin vergi alanı üzerinde derin etkiler yaratacağını söylüyor. Örneğin, klasik bilgisayarlar bugün vergi mevzuatının birincil etkilerini modellemede yeterli olsa da ikincil etkileri ve karmaşık etkileşimleri modelleme konusunda sınırlı kalıyorlar.

Putman, “Kuantum bilişim yapay zekâ ile birleştiğinde, bu alanda devrim yaratma potansiyeline sahip,” diyor. “Vergi uzmanları, daha önce hesaplanması neredeyse imkânsız olan çok sayıda olasılığı ve etkileşimi dikkate alarak, tüm vergi senaryolarını simüle edebilecek kuantum destekli modellerden faydalanabilecek.”

Kurumlar vergisi stratejilerinin gerçek zamanlı optimizasyonu

Putman’a göre kuantum teknolojisi, vergi analizleri ve risk değerlendirmelerinde gerçek zamanlı karar alma süreçlerini dönüştürme potansiyeline sahip. Vergi ekipleri, kuantum algoritmalarını kullanarak birden fazla yargı alanında kurumlar vergisi stratejilerini aynı anda optimize edebilir; uyumluluk, mali sonuçlar ve mevzuat değişikliklerini dengeli bir şekilde yönetebilir. Ayrıca kuantumun büyük veri kümelerini paralel olarak işleyebilme yeteneği, daha bütüncül ve ileriye dönük bir yaklaşım sunarak vergi fonksiyonunu reaktif bir uyum aracından, kurum içinde proaktif bir stratejik ortağa dönüştürüyor.

EY Küresel Blockchain Vergi Lideri ve Ernst & Young Belastingadviseurs LLP’de Vergi Teknolojisi ve Dönüşüm Ortağı olan Dennis Post ise şunları ekliyor: “Vergi ekipleri, hedeflerine ulaşmak için verileri zaten belirli ölçüde modelliyor. Ancak BEPS 2.0 gibi küresel düzenlemelerin getirdiği artan karmaşıklık, bu süreci çok daha zorlu hale getiriyor.”

Kriz anlarında karar alma gücü

Bu tür kuantum destekli, detaylı ve yüksek hızlı vergi uyum modellemeleri, özellikle beklenmedik ve yıkıcı olaylar sırasında büyük avantaj sağlayabilir.

Bugün birçok hükümet gelişmiş vergi modelleme tekniklerine sahip olsa da, bazı durumlarda bu araçlar bile yetersiz kalabiliyor. Ancak kuantum hesaplama sayesinde, gelecekte çok daha kapsamlı modellemeler ve güçlü, gerçek zamanlı vergi içgörüleri elde edilebilecek. Bunun da hükümetlere ve kurumlara daha fazla esneklik kazandırması öngörülüyor.

Post, “Ulusal, bölgesel ve yerel düzeydeki vergi yasası değişikliklerinin, mevcut modelleme yöntemlerinin henüz hesaba katamadığı çok sayıda dolaylı etkisi var,” diyor ve ekliyor: “Kuantum teknolojisi, özellikle üretken yapay zekâ gibi güçlü teknolojilerle birleştiğinde, bu etkileri öngörebilir ve gerçekleşme olasılıklarını yüksek doğrulukla hesaplayabilir. Bu potansiyel gerçekten dikkat çekici.”

3

Bölüm 3

Dolandırıcılıkla mücadele ve daha etkili denetimler

Kuantum teknolojisinin gerçek zamanlı vergi denetimlerini ve inanılmaz derecede isabetli dolandırıcılık tespitlerini hayatımıza sokması muhtemel.

EY Küresel İş Birlikleri ve Ekosistemler Mimari Lideri Channing Flynn, günümüzde vergi denetimlerinin genellikle geçmişe dönük olarak yapıldığını ve çoğunlukla son 12 ay ya da daha eski işlemlerin incelendiğini belirtiyor. Ancak kuantum teknolojisi bu yaklaşımı kökten değiştirebilir. Flynn, “Kuantum denetim teknolojileri benimsendiğinde, denetimler yalnızca eşzamanlı olarak doğrulanmakla kalmayacak, aynı zamanda eksiklikler de anında tespit edilebilecek,” diyor. Bu sayede, vergiyle ilgili anlaşmazlıkların çok daha hızlı çözüme kavuşması mümkün olabilir.

Kuantum sistemlerinin fark yaratan işlem gücü, gerçek zamanlı transfer fiyatlandırması analizi, ülkeler arası dinamik KDV uyumluluğu ve karmaşık tedarik zincirleri için gelişmiş senaryo modellemeleri gibi alanlarda büyük fayda saylayabiliyor. Bu uygulamaların, hataları azaltarak, işlem sürelerini kısaltarak ve daha güçlü bir vergi yönetişimi sağlayarak şeffaflığı desteklemesi mümkün görünüyor.

Dolandırıcılık tespiti de kuantum bilişimin büyük potansiyel sunduğu bir diğer önemli alan olarak öne çıkıyor. Finans kurumları ve vergi idareleri, kuantum teknolojisinin zaman içerisinde terabaytlarca veri içinde gizlenmiş vergi dolandırıcılığına dair ipuçlarını tespit etmede kritik bir rol oynayabileceğini umuyor.

Bu alandaki dikkat çekici örneklerden biri, Oxford Üniversitesi’ne bağlı Augmented Intelligence Labs’in EY’ın küresel kuantum ekibiyle yürüttüğü iş birliği. Bu projede, her biri 150’den fazla değişkene sahip 4.000 bilinen dolandırıcılık vakasından oluşan bir veri seti kullanılarak dolandırıcılık tespiti üzerine çalışmalar yapıldı. Proje, hangi değişken kombinasyonlarının hileli davranışa işaret ettiğini belirleyerek, denetim ve vergi dolandırıcılığıyla mücadele uygulamalarını önemli ölçüde güçlendiriyor.



 Kuantum teknolojisi, vergi denetimlerinin gerçekleştirilmesi için gereken süreyi ve maliyeti önemli ölçüde azaltmaya hazırlanıyor. Yapay zekâ, gelişmiş analitik ve çok boyutlu defter analizi ile birlikte kullanıldığında kuantum, vergi mükellefi işlem denetimlerinin neredeyse gerçek zamanlı olarak işlenmesi için bir fırsat sunuyor.



Kuantum teknolojisi, vergi denetimlerinin gerçekleştirilmesi için gereken süreyi ve maliyeti önemli ölçüde azaltmaya hazırlanıyor. Yapay zekâ, gelişmiş analitik ve çok boyutlu defter analizi ile birlikte kullanıldığında kuantum, vergi mükellefi işlem denetimlerinin neredeyse gerçek zamanlı olarak işlenmesi için bir fırsat sunuyor.

Kuantum denetim teknolojileri muhtemelen sadece denetimleri eş zamanlı olarak doğrulamakla kalmayacak, aynı zamanda eksiklikleri de anında değerlendirecek. Anlaşmazlıkların çok daha hızlı bir şekilde çözülmesi de muhtemel bir senaryo olarak öne çıkıyor.

4

Bölüm 4

Raporlamada dijital dönüşüme nasıl hazırlanmalısınız?

Kuantumun gelişimi kurumlar tarafından takip edilmeli, verileri güvence altına alınmalı ve iş ortaklarından oluşan bir ekosistem kurulmalı.

Kuantum bilişimin potansiyel kullanım alanları burada sayılanlarla sınırlı değil. EY Küresel Blockchain Vergi Lideri Dennis Post, kuantumun vergi yaşam döngüsünün farklı aşamalarında da önemli fırsatlar sunduğunu belirtiyor. Bunlar arasında uyum yükümlülüklerinin hafifletilmesi, vergi planlama kararlarının iyileştirilmesi, benzer durumdaki mükellefler için daha adil denetim sonuçlarının elde edilmesi ve politika yapıcılar için daha etkili sonuçların sağlanması yer alıyor.

Her ne kadar yakın vadede vergi ekiplerinin kuantum bilgisayarlarla donatılması pek olası görünmese de, bu teknolojinin gelecekteki etkisi göz ardı edilemez. Bugün piyasada bulunan kurumsal düzeydeki kuantum makineleri yaklaşık 15 milyon ABD doları gibi yüksek maliyetlere sahip. Üstelik bu cihazların klasik bilgisayarlardan ne ölçüde daha hızlı veya hassas olduğu da hâlâ net değil.

Ancak zamanla maliyetlerin düşmesi beklense de kuantum bilgisayarların klasik bilgisayarların yerini tamamen alması pek olası gözükmüyor. Aksine, bu iki teknolojinin büyük olasılıkla birlikte çalışması bekleniyor. EY Küresel İnovasyon Yapay Zekâ Lideri Rodrigo Madanes bu durumu şöyle özetliyor: “Kuantum her sorunu çözmeyecek. Belirli kullanım senaryoları için devreye girecek, belirli veriler üretecek ve bu veriler büyük olasılıkla klasik bilgisayar ortamına geri aktarılacak. BT ekosistemi %99 oranında klasik kalmaya devam edecek; kuantum ise belirli problemlere özel bir uç nokta çözümü sunacak.”

Ayrıca, milyonlarca dolarlık bir kuantum bilgisayara sahip olmak, çoğu kurum için mali açıdan da mantıklı değil. Teknolojinin hızla ilerlemesi nedeniyle, bir cihazı satın alıp yerinde kurmak için iş gerekçesi oluşturmak zorlu bir süreç haline geliyor. Bu nedenle birçok uzman, şirketlerin kuantumu bir hizmet olarak (Quantum-as-a-Service) bulut üzerinden kullanmalarını, sistemlere uzaktan erişip yalnızca kullanım süresi kadar ödeme yapmalarını öngörüyor.

Madanes, “Kuantum hesaplama ile vergi hizmetlerinin birleşimi, modelleme ve öngörüde yeni bir hassasiyet düzeyi sunacak. Bu sadece hızla ilgili değil; kuantumun sağlayabileceği analiz derinliğiyle ilgili,” diyor.

Şirketler ne yapmalı?

Madanes, kuantum bilişim ticari olarak uygulanabilir hale geldiğinde şirketlerin bu teknolojiden en iyi şekilde yararlanabilmeleri için şimdiden hazırlık yapmaları gerektiğini vurguluyor ve üç temel adım öneriyor:

  • Kuantum stratejinizi oluşturun
    Vergi ekibinizin kuantuma ne kadar hazır olduğunu değerlendirin ve liderlerin sürece dahil olmasını sağlayın. Kurum içinde kuantum hazırlığını değerlendirecek sorumluları belirleyin. Bu kişilerin görevi, vergi ekibinin kuantum teknolojilerini benimseme kapasitesini analiz etmek ve potansiyel kullanım senaryolarını belirlemek olmalı. Ayrıca, iş birimlerinin kuantumun potansiyelinden haberdar olduğundan emin olun ve disiplinler arası ekiplerin iş ihtiyaçlarını kuantum çözümleriyle eşleştirmeleri için uygun ortamı yaratın.
  • Kuantum ortaklarından oluşan bir ekosistem geliştirin
    Kuantum teknolojisinin yüksek maliyeti, karmaşıklığı ve hızlı gelişimi göz önüne alındığında, şirketlerin bu dinamik ortamdan faydalanabilmek için güvenilir iş ortaklarıyla iş birliği yapmaları önem taşıyor. Sağlam bir ortaklık ağı kurmak, vergi ekiplerinin kuantuma hem bilgi hem de uygulama açısından hazır olmasını sağlıyor.
  • Siber güvenliği güçlendirin
    Kötü niyetli aktörlerin, gelecekte kuantum bilgisayarlarla çözülebilecek şifreli verileri bugünden topladığı biliniyor (“Şimdi Topla – Sonra Çöz” yaklaşımı). Bu nedenle vergi ekiplerinin yüksek hassasiyetli verileri tespit etmesi, bu verilerin nerede bulunduğunu, nasıl saklandığını ve iletildiğini anlaması kritik önem taşıyor. Bu bilgiler ışığında, kuantuma dayanıklı şifreleme teknolojilerinin nasıl uygulanacağı planlanabilir ve en riskli, yüksek değerli varlıklar öncelikli olarak korunabilir.

İlk hamle avantajı kimin olacak?

Her yeni teknolojide olduğu gibi, kuantum bilişimde de dönüşümü başlatacak öncü bir şirket, ortaklık ya da sektör konsorsiyumu gerekli gözüküyor. Son on yılda vergi teknolojilerinde yapay zekâ destekli vergi yazılımları, blok zinciri tabanlı gümrük çözümleri ve gelişmiş veri analitiğiyle elde edilen içgörüler gibi önemli gelişmeler ve değişimler yaşandı. Şimdi ise, vizyoner bir kuruluşun kuantum bilişimle ilgili bir vergi kullanım senaryosu başlatması ve diğerlerinin izleyeceği yolu açması bekleniyor.

Özet

Kuantum bilişim yalnızca bilgi teknolojileri dünyasında bir devrim yaratmakla kalmayarak, küresel ekonominin büyük bir bölümünü kökten dönüştürme potansiyeline de sahip gözüküyor.

Vergi fonksiyonu, diğer sektörlerdeki öncü kullanım örneklerinden ilham alarak kendi kuantum yolculuğunu hızlandırabilir. Daha adil denetim kararları, politika yapıcılar için daha güçlü içgörüler, yüksek çözünürlüklü vergi modellemeleri ve gerçek zamanlı denetimlerin mümkün olduğu yeni bir dönemin kapılarını aralayabilir.

Bu dönüşümde öncü olmak isteyen vergi birimlerinin, “ilk hamle avantajı”nı elde edebilmek için şimdiden hazırlıklara başlaması tavsiye ediliyor. Bu hazırlık, yalnızca teknolojik değil; stratejik, organizasyonel ve kültürel bir dönüşümü de beraberinde getiriyor.

İlgili makaleler

Şirketlerin dijital dönüşüm süreçlerinde, bilgi ve iletişim teknolojisi (ICT) sağlayıcıları nasıl fayda sağlayabilir?

Dijital yatırımlar artış gösteriyor ancak tam potansiyel değerin gerçekleştirilmesi için şirketlerin deneme aşamasından uygulama aşamasına daha hızlı geçmeleri gerekiyor. Detaylar için yazımızı inceleyin.

Şirketler için AI (Yapay zekâ)

Yapay zekâ şirketleri nasıl etkiliyor? Bu alandaki gelişmeleri incelediğimiz yazımızı inceleyin.

BEPS nedir ve şirketlere etkileri nelerdir?

BEPS nedir? BEPS 1.0 ve BEPS 2.0 hakkında detaylı bilgiler içeren yazımızı inceleyin.


    Bize ulaşın
    Daha fazla bilgi için bizimle iletişime geçin.