tabu

Kurumsal girişim sermayesinin (CVC) kurulumu ve stratejik yönetimi nasıl olmalıdır?


İlgili konular

EY Türkiye olarak hazırladığımız “Kurumsal Girişim Sermayesi Stratejik Yönetimi” raporu, şirketlerin stratejik, finansal ve ticari hedeflerine ulaşmaları konusunda önemli bir rehber niteliğindedir.

Öncelikle kurumsal girişim sermayesinin (CVC) kısaca ne olduğundan bahsetmek gerekirse; şirketlerin yenilikçi ve genellikle başlangıç aşamasındaki girişimlere yatırım yapmak için kullandıkları bir yöntem olup, yatırım yapan şirketlerin genellikle azınlık bir hisse almasıyla mümkün olur. Şirketler, stratejik hedeflerine uyum sağlayan girişimlere bu yatırımı yapar ve finansal sermayenin yanı sıra yönetim ve pazarlama uzmanlığı gibi ek kaynaklar ve destek sağlayabilir.

Şirketler, sürekli gelişip değişen teknoloji ve pazar koşullarına uyum sağlama ihtiyacı karşısında; yenilikçi fikirlere ve teknolojilere erişmek, iş modellerini çeşitlendirmek, yeni pazarlara giriş yapmak, uzun vadeli rekabet avantajı sağlamak, inovasyonu teşvik etmek, stratejik ortaklıklar oluşturmak, yatırım getirisi elde etmek, yeni yeteneklere erişmek için kurumsal girişim sermayesi kurmayı tercih edebilirler. Şirketlerin bu yatırımlar doğrultusunda elde ettiği avantajlar ise 5 başlık altında özetlenebilir.

Kurumsal girişim sermayesinin stratejik olarak faydası şirketlere inovasyondan değer elde etmede proaktif bir konumlandırma sağlamasıdır. Finansal faydası ise yüksek büyüme potansiyeli olan girişimlerle risk ayarlı portföy oluşturulmasıyla pozitif yatırım getirisi elde edilmesidir. Diğer yandan ticari faydası da ortaklıklar ve iş geliştirme anlaşmalarıyla gelir artışı ve maliyeti azaltmasıdır. Kurumsal girişim sermayesinin bilgisel faydasıysa gelecek trendler, yeni teknolojiler ve müşteri davranışları hakkında erken bilgi ve öngörüye erişim sağlanmasına imkan tanımasıdır. Bu imkanlar da stratejik teknolojilere erken erişim, rakip içgörüleri ve yeni pazar gibi temel fırsatlar yaratır. Son olarak birleşme ve satın alma açısından portföy şirketlerinin bu alandaki hedeflerine yönelik erişim ve durum tespit avantajı sağlar. Bu noktada EY Türkiye olarak, kurumsal girişim sermayesine (CVC) yönelik hizmetlerimizle şirketlere stratejik, finansal ve ticari hedeflerine ulaşmaları konusunda destek sağlıyoruz.

Rapor, aynı zamanda kurumsal girişim sermayesinin kurulum aşamalarına da dikkat çeker. Öncelikle kurumsal girişim sermayesinin yatırım stratejisinin tanımlanması gerekir. Bu kapsamda yatırım türü, hedefleri, fon süresi ve fon miktarı da belirlenmelidir. Ardından yatırım modellerine karar verilip, geliştirme, hızlandırma ve girişim sermayesi modelleri seçilmelidir. Sonraki adımda da liderlik, yatırım takımı, danışma kurulu, yatırım komitesi ve portföy servislerinin oluşturulması gibi gerekli organizasyonel yapıların seçilmesi önemlidir. Tüm bunların ardından teşvik mekanizması tanımlanarak maaş, bonus şeması ve kâr paylaşımı gibi teşvikler belirlenmelidir. Sonrasında ise yatırım çalışmalarının başlatılması ve iş akışının oluşturulması adına yatırım ortakları ve iş birimleri ağı, pazar araştırması ve fırsat akışı düzenlenmelidir. Son olarak raporlama yapısı, işletme ve yatırım kararları, süreç yönetimi ve onay süreçlerinin belirlenip yönetişim modeli tasarımı oluşturulmasıyla yatırım seçeneklerine karar vermelidir. Kurumun yönetime katılım şeklinin belirlenmesi de önemlidir.

Oldukça kapsamlı olan bu aşamalarda adımların doğru bir şekilde atılması, kurumsal girişim sermayesinin etkili bir şekilde kurulmasını ve yönetilmesini sağlar.

Kurulumun tamamlanmasından sonraki en önemli nokta ise yatırım yapılacak firma ve fikirlerin doğru değerlendirilmesidir. Değerlendirme yapılıp yatırım kararı verilmesinin ardından yatırım yapılan girişimin doğru yönlendirilmesi şarttır. Bu nedenle girişimlerin yatırım süreçleri ve aşamaları da oldukça önemlidir.

Tohum öncesi (Pre-Seed) aşamasında fikir ve ilk prototip geliştirme aşamasındaki start-up şirketlere destek vermek amacıyla yoğun mentorluk ve rehberlik sunulur, fikirlerin şekillenmesine destek sağlanır. Tohum aşamasında (Seed) konsept veya ürün geliştirme sürecinde olan girişimlere finansman sağlamak adına mentorluk, kaynak ve ağ oluşturma fırsatları sunulur. Erken aşamada (Early Stage - Series A & B) çalışan prototiplere veya başlangıç müşteri tabanına sahip girişimlere ulaşmak amaçlanır ve stratejik rehberlik sağlanması girişimlerin karar alma süreçlerinde etkili olurken günlük operasyonel işlere daha az müdahale edilir. Büyüme aşamasında (Growth Stage - Series C ve sonrası) kanıtlanmış ürünler ve yüksek gelirlere sahip girişimlere erişmek amaçlanır. Son olarak geç aşamada (Late Stage) ise halka arz gibi çıkış stratejilerine hazırlanan olgun girişimleri değerlendirmek amaçlanır.

Girişim aşamalarına genel olarak bakıldığında, farklı yatırım türleri ve katılım seviyeleriyle desteklendiğini söyleyebiliriz. Kuluçka/Hızlandırıcı yatırım programları ile doğrudan yatırım türlerinin olduğu tohum öncesi ve tohum aşamalarında yoğun rehberlik ve mentorluk ön plandayken, erken aşamada doğrudan ve dolaylı yatırımlar, büyüme aşaması ve geç aşamada ise doğrudan yatırımlar, Fonlar Fonu (FoF) türleri yer alıp stratejik gözetim ve finansal getiriler öncelik kazanır. Bu yaklaşımlar, girişimlerin farklı ihtiyaçlarına uygun destekleri sağlar.

Kurumsal girişim sermayeleri amaçlarına ulaştıktan sonra yatırımlardan doğru bir stratejiyle çıkabilmelidir. Ancak bu sürede bazı zorluklarla karşı karşıya kalınabilir. Rapordaki incelemelere göre bunlardan bahsetmek gerekirse; iç sponsorluk ve yatırım onaylarının zamanında alınması, ana şirketin stratejik hedeflerine uygun girişim faaliyetlerinin değerlendirilmesi, pilot ve kavram kanıtı (PoC) çalışmalarının zamanında yapılması, ana kuruluşun uzun vadeli yatırım faaliyetlerine bağlılığını sürdürmesi gerekir. Ayrıca bunlara ek olarak, portföy şirketlerine fayda sağlayacak desteklerin sağlanması, güçlü bir anlaşma akışının sürdürülmesi, girişim faaliyetlerinin finansal getiriler açısından değerlendirilmesi, yatırımları yönetecek kişilerin işe alınması ve iş sürekliliğinin sağlanması, gelecekteki likidite fırsatları için beklentilerin belirlenmesi ve son olarak da anlaşmalar için diğer yatırımcılarla oluşan rekabet ortamının yönetilmesi oldukça önemlidir.

 

*EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Kıdemli Müdürü Faruk Yasa’nın Dünya Gazetesi için hazırladığı yazıdan alınmıştır.

 

Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı EY ve/veya Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.’ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.


Kurumsal Girişim Sermayesi Stratejik Yönetimi Raporu


Özet

EY Türkiye’nin “Kurumsal Girişim Sermayesi Stratejik Yönetimi” raporu, şirketlerin yenilikçi girişimlere yatırım yaparak stratejik, finansal ve ticari hedeflerine ulaşmalarını destekliyor. Kurumsal girişim sermayesi (CVC), şirketlerin azınlık hissesi alarak girişimlere finansal destek ve uzmanlık sağlamasını içerir. İnovasyon, yeni pazarlar ve uzun vadeli rekabet avantajı sunan bu model, strateji belirleme, organizasyonel yapı kurma ve doğru girişimlere yatırım yapma süreçlerini kapsar. Raporda, girişim aşamalarına uygun destek türleri ve çıkış stratejileri ele alınırken, zorlukların etkin yönetiminin önemi vurgulanır.


Bize ulaşın
Daha fazla bilgi için bizimle iletişime geçin.