harita

ABD ve küresel vergi muafiyeti: G7 anlaşmasının etkileri


İlgili konular

ABD'nin küresel vergi muafiyeti politikası, G7 anlaşması ile uluslararası vergileme kurallarını yeniden şekillendirerek, yan yana sistem yaklaşımıyla vergi rekabetinde yeni bir dönemi başlatıyor.


Kısaca
  • Gümrükte 21 yıldır süregelen gözetim uygulaması, Danıştay'ın iptal kararı sonrası ithalat işlemlerinde belirsizlik ve tartışmalara yol açarak, gümrük kıymeti ve gözetim belgesi süreçlerini etkiliyor.

  • Ticaret Bakanlığı, yerel üreticileri korumak amacıyla gözetim uygulamasını kullanarak, belirlenen birim kıymet tutarının altındaki ithalatlar için gözetim belgesi zorunluluğu getiriyor, ancak bu süreç ithalatçılar için zaman alıcı ve karmaşık olabiliyor.

  • 2025 yılı itibarıyla yürürlüğe giren düzenlemelerle, ithalat işlemlerinde birim kıymet takibi ve indirilemeyecek KDV uygulamaları, ithalatçılar için ek maliyetler ve idari para cezaları gibi riskler doğuruyor.


Bugünlerde Tanıl Bora’nın derlediği “Taşraya Bakmak” adlı kitabı okuyorum. Kitap “taşraya bakışı” farklı yönlerden ele alan yazar yazılardan oluşuyor. İlk yazı “Merkez(ler) ve Taşra(lar) Dönüşürken” başlığını taşıyor. Okurken aklıma Başkan Trump’ın ve dolayısıyla ABD’nin “küresel asgari kurumlar vergiye” bakışı geldi. Neden mi? Çünkü Başkan Trump, ABD’yi merkez ve dünyanın geri kalanını taşra diye görüyor. Sonuç olarak vergilemede de “kurala dayalı” işleyiş allak bullak olmuş durumda. 

Başkan Trump ve küresel vergi politikaları 

Nasıl mı? Hatırlanacağı üzere ABD 2020’nin ikinci yarısında (Trump 1.0) OECD’nin dijital ekonomi vergilendirilmesi ile ilgili “Sütün 1” düzenlemesini, ABD merkezli teknoloji şirketleri hedef aldığı gerekçesi ile görüşmelerden çekilmişti. Seçim sonrası yeni Başkan Biden ise OECD’nin belli bir hasılat eşiğinin üzerindeki Çok Uluslu Şirketleri (“ÇUS”)  “%15 küresel asgari kurumlar vergisi ödemesinin” liderliğini hem G7 hem de G20'de yapmış ve öneri OECD Kapsayıcı Çerçevesinin 140’tan fazla ülkesinin desteğiyle kabul edilmişti. 

Başkan Trump’ın 2’nci döneminin ilk icraatlarından biri “OECD’nin Küresel Asgari Vergi Anlaşması ile ilgili Başkanlık Kararnamesi” (Executive Order1) ile OECD’nin öncülüğünde küresel GSYİH %90’dan fazlasını oluşturan 140 ülkenin uzlaşısı ile “uluslararası vergileme kurallarının dönüşümü” için geliştirilen “OECD İki Sütunlu Çözüme” karşı çıkması oldu. Gerekçesi, OECD’nin küresel asgari vergi uygulamasını “ABD vergi gelirleri  üzerinde diğer ülkelere vergileme hakkı vermesi, ABD’nin kendi mukimi işletmelerin ve çalışanlarının menfaatine hizmet eden vergi politikalarını yürürlüğe koyma kabiliyetini sınırlaması” olarak açıklandı. 

G7 anlaşmasının yeni yaklaşımı 

ABD’nin karşıtlığı sonuç verdi. 28 Haziran 2025’te Kanada’daki G7 zirvesinde G7 ülkeleri, OECD “Sütun 2” çerçevesine “yan yana sistem” olarak adlandırılan yeni bir yaklaşımda mutabık2 olduklarını açıkladı. Aynı gün OECD Genel Sekreteri, G7’nin “Uluslararası Vergi İş Birliği İlerlemesi"3 hakkında “G7'nin bugün yaptığı, küresel asgari vergi düzenlemelerinin işleyişi için önerilen bir yol haritası ortaya koyan çığır açıcı açıklamayı içtenlikle memnuniyetle karşılıyorum” dedi. OECD’nin memnuniyet belirtmesinden daha doğal ne olabilir? Bir zenginler kulübü olan OECD’de büyük patronun isteği oldu. 

Yan yana sistem nedir? Bu yaklaşımının kapsamı henüz tam olarak net olmamakla birlikte yapılan açıklamalardan çıkan esaslar şu şekilde: 

  • ABD'li nihai ana işletmeler, hem yurtiçi hem de yurtdışı kârları ile ilgili olarak IIR ve UTPR’dan tamamıyla muaf olacak. 
  • Eşit rekabet ortamıyla ilgili olarak tespit edilebilecek önemli risklerin veya matrah aşındırma ve kâr aktarım risklerinin, yan yana sistemin ortak politika hedeflerini korumak için ele alınmasını sağlama taahhüdünü içerecek. 
  • Sütun 2 yönetimi ve uyumluluk çerçevesine getirilen önemli basitleştirmelerin yanı sıra yürütülecek. 
  • Nitelikli iade edilebilir vergi kredilerinin muamelesiyle daha fazla uyum sağlayacak olan, özün önceliğine dayalı “nitelikli olmayan iade edilebilir vergi kredilerinin” Sütun 2 işleminde yapılacak değişiklikleri dikkate alarak yürütülecek. 

Özetle bu sistem ile G7 ülkeleri, nihai ana ortağı ABD merkezli ÇUŞ gruplar için “Gelir dahil etme” (“IIR”) ve “Yetersiz vergilendirilmiş ödemeler” (“UTPR”) kuralları; hem yurt içi hem de yurt dışı kârlara uygulanmayacak. Söz konusu muafiyet, ABD’de mukim nihai ana şirketler ile sınırlı olacak. Diğer taraftan, “Nitelikli yerel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi” (QDMTT”) ile ilgili bir muafiyet söz konusu olmayacak. 

G7 anlaşmasının küresel vergi üzerindeki etkileri

Esasen ABD’nin küresel asgari kurumlar vergisinden desteğini çekme hikayesinde, yolun taşları Başkan Biden döneminde döşenmişti. 

Biden yönetiminin “küresel asgari vergi ve uluslararası vergi reformuna” desteği sonrası, konu vergi politika öncelikleri arasına alınmıştı. Mart 2022’de açıklanan 2023 Mali Yıl Bütçesinde OECD’nin İki Sütunlu Çözümü kapsamında, “küresel asgari kurumlar vergisine geçiş” önerilmiş, ancak öneri yasama sürecinde kabul görmemişti. Öneri karşıtlarının lideri demokrat senatör Joe Manchin görüşünü, “OECD’nin iki sütünlu çözümünün küresel asgari kurumlar” vergisinin ABD’nin kabul edip, diğer ülkelerin kabul etmemesinin ABD şirketlerini dezavantajlı duruma getirmesi endişesi” şeklinde açıklamıştı. Ardından, ABD Senatosu “Enflasyon Düşürme Kanununu” onaylarken “1 milyar ABD dolarından fazla kârı olan kurumlar vergisi mükellefleri” için “alternatif asgari kurumlar vergisi” uygulamasını kabul etmişti. 

G7 anlaşması ile “küresel asgari kurumlar vergi” uygulayan ülkelere karşı, Trump yönetimi “2025 tarihli Tek Büyük Güzel Yasa Tasarısı” (the One Big, Beautiful Bill Act) ile önerilen “899’uncu madde” ile yürürlüğe konulması öngörülen “intikam vergisi” yasa tasarısı ile salınan korku işe yaradı. Anlaşma sonrasında “899’uncu madde” tasarıdan çıkarıldı. 

Sonuç? G7 anlaşması ile ABD dışındaki ülkeler “eldeki kuştan” ABD ise “daldaki kuştan” oldu veya diğer bir deyişle ABD kazandı. 

ABD'nin vergi politikaları ve diğer ülkeler 

Küresel asgari vergi G7 ülkeleri, AB ülkeleri, Kanada ve Türkiye dahil, Pillar 2 model kurallarını 2024 yılında yürürlüğe koydu. Önce vergi kaçakçılığı ve vergiden kaçınma ile mücadele amacıyla oluşturulan ve küresel asgari vergileme modeli Sütün 2’nin kurallarından IRR ve UTPR’ın nasıl işlediğini hatırlayalım. 

22.7.2025.png

Bu yapıda IRR ile “düşük vergilendirilen şirketle için nihai ana ortak” veya “ara ana şirket” düzeyinde bir “tamamlayıcı vergi” ana merkezin bulunduğu ülkede uygulanır. IIR’ın ülkelerce kabulünü desteklemek için IIR’nin uygulanmaz ise UTPR devreye girmektedir. Diğer değişle ABD’nin IRR uygulamadığı durumda bu iki kural ile başka ülkeler vergi alma hakkına sahip olur. 

G7 anlaşması ile “Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya ve Birleşik Krallık” ABD mukimi ÇUŞ’lere muafiyet sağlanacak. Diğer bir deyişle, bu ülkeler %15’den az efektif vergi yükü olsa bile ABD mukimi olan bir grubun kârından tamamlayıcı vergi alamayacak. Çünkü IRR muafiyeti ile G7 ülkeleri “ara  ana kuruluş” nezdinde, UTPR muafiyeti de iştirak/bağlı ortaklığın bulunduğu kaynak ülkede vergileme yapılmasını engelleyecek. 

Sütün 2’nin “Nitelikli yerel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi” (QDMTT”) kuralı geçerli olacak. ABD’nin QDMTT’ye karşı çıkmamasının nedenleri: 

  • QDMTT’nin kaynak ülke kazançlarına uygulanması ve tamamlayıcı verginin kaynak ülkede kalması, 
  • IIR ve UTPR’ın IRR’dan kuralından önce uygulanması. 

G7 anlaşmasının Sütün 2’nin bir diğer ayağı olan “Vergiye Tabi Olma Kuralına Yönelik Çok Taraflı Sözleşmesini” (“STTR MLI”) bir etkisi olacak mı? Bu gündeme gelmedi. OECD’nin model kuralları ile ilgili değişiklikleri neticelendirmesi ile netleşebilir. STTR Sözleşmesi gelişmekte olan ülkeler açısından bir tür vergi teşviki niteliğinde olup; kaynak ülkelere ÇUS’lerin grup içi ödemelerinden vergi alma hakkı vermektedir. 

Sırada hangi ülkeler var? G7 dışında kalan ülkelere karşı ABD’nin yaklaşımı konusunda bir netlik olmamakla birlikte, G7 anlaşması ile Sütun 2 model kurallarının netleşince, sıranın diğer ülkelere veya “diğer taşra” eşrafına gelmesi olası. Türkiye’de bu sırada. Çünkü IRR ve UTPR kuralı 2024 yılında girdi. Özetle ABD “kendi egemenlik alanında QDMTT ile vergi al, ancak ”UTPR ve IRR ile “kendi egemenlik dışından vergi almana izin vermem” diyor. 

Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı EY ve/veya Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.’ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.


Özet

ABD'nin küresel vergi muafiyeti politikası, Başkan Trump'ın liderliğinde G7 anlaşması ile uluslararası vergileme kurallarını yeniden şekillendiriyor. OECD'nin İki Sütunlu Çözümüne karşı çıkan ABD, yan yana sistem yaklaşımıyla küresel asgari kurumlar vergisi uygulamasında kendi mukim şirketlerine muafiyet sağlıyor. Bu yeni düzenleme, IIR ve UTPR kurallarının ABD merkezli çok uluslu şirketler için uygulanmamasını öngörürken, nitelikli yerel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi (QDMTT) kuralı geçerliliğini koruyor. G7 anlaşması, ABD'nin vergi politikaları üzerindeki etkisini artırırken, diğer ülkeler için yeni vergi rekabeti senaryoları oluşturuyor.

İlgili makaleler

Hangi mükellef grubunun vergi inceleme riski yüksek?

Vergi Denetim Kurulu'nun 2024 faaliyet raporuna göre, hangi mükellef gruplarının vergi inceleme riski daha yüksek? Dijitalleşen vergi inceleme süreçleri ve KDV kaçakçılığına dair detaylar.

Şirketlerin dijital dönüşüm süreçlerinde, bilgi ve iletişim teknolojisi (ICT) sağlayıcıları nasıl fayda sağlayabilir?

Dijital yatırımlar artış gösteriyor ancak tam potansiyel değerin gerçekleştirilmesi için şirketlerin deneme aşamasından uygulama aşamasına daha hızlı geçmeleri gerekiyor. Detaylar için yazımızı inceleyin.

Kripto varlık düzenlemesi ve vergiye yansımaları

Türkiye'de kripto varlıkların düzenlenmesi adımı, TBMM'ye sunulan yeni bir kanun teklifi ile atıldı. Detaylı bilgi için yazımızı inceleyin.


    Bize ulaşın
    Daha fazla bilgi için bizimle iletişime geçin.