EY, müşteriler ve tüm paydaşlar için uzun vadeli değer yaratmalarına destek olur. Veri ve teknoloji altyapısıyla sunduğumuz hizmetlerimiz ve çözümlerimiz, denetim yoluyla güven oluşturarak müşterilerin dönüşmesine, büyümesine ve faaliyet göstermesine destek olur.
EY olarak amacımız, daha iyi bir çalışma dünyası oluşturmaktır. Sunduğumuz hizmetler ve görüşler, müşterilerimizin ve toplumun uzun vadeli değer yaratmasına ve sermaye piyasalarında güven oluşturulmasına destek olur.
Atık yönetimi ve geri dönüşüm sektörü, küresel düzenlemelerle ve artan atık miktarıyla dönüşürken, Türkiye’de ise yeni iş fırsatları ve pazara giren oyuncularla şekilleniyor
1. Küresel atık yönetimi ve geri dönüşüm görünümü
Küresel geri dönüşüm sektörü, AB Döngüsel Ekonomi Eylem Planı ve Atık Çerçeve Direktifi gibi düzenlemeler doğrultusunda şekilleniyor (örn. 2035’e kadar belediye atıklarının geri dönüşüm oranının %65’e ulaşması hedefleniyor).
Küresel düzenlemeler ve artan atık miktarları yeni pazar fırsatları yaratıyor, ancak altyapı ve farkındalık eksikliği dönüşümü yavaşlatıyor.
2. Belediye atık üretimi
Küresel belediye atık miktarının 2020’de 2,1 milyar ton seviyesinden %1,9 yıllık bileşik büyüme oranı (YBBO) ile 2050’de 3,8 milyar tona ulaşması bekleniyor (GSYİH büyümesi ve nüfus artışıyla doğru orantılı).
Türkiye’de belediye atık miktarı, Sıfır Atık gibi uygulamaların etkisiyle 2020-2022 arasında %3,2 YBBO ile 32,4 milyon tona gerilemiştir, ancak 2022 yılında belediye atıklarının yalnızca %30’u geri dönüştürülmüştür (AB-27 ortalaması %49).
3. Türkiye toplam atık üretimi ve işlenmesi
Türkiye’de toplam yerel atık miktarı %2,1 YBBO ile artarak 109,2 milyon tona ulaşmıştır; en büyük kaynaklar imalat sanayi (özellikle metal, kimya ve plastik), termik santraller ve hane halkıdır.
Tekstil ve çelik gibi önemli dönüşüm sektörlerinde teknolojik yatırımlar ve talep artarken, rekabet giderek hızlanıyor.
Atık işleme tesisi sayısı 2020’de 2.752 iken, 2022’de 3.136’ya yükselmiştir, sektörde yeni oyuncular devreye girmiştir.
4. Türkiye’de öne çıkan atık yönetimi ve geri dönüşüm uygulamaları
Sıfır Atık Projesi ile Türkiye’de belediye atık geri dönüşüm oranı 2023’te %34,92’ye yükselmiştir, 2035’te %60’a çıkarılması hedefleniyor.
2025’te Depozito Yönetim Sistemi1’nin (DYS) tam kapasiteyle devreye alınması, yılda yaklaşık 25 milyar ambalajın geri kazanımı hedeflenerek ekonomiye 520 milyon avro katkı sağlaması bekleniyor.
5. Geleceğe bakışımız
Atık yönetimi ve geri dönüşüm kapasitesinin genişlemesi, sektöre yeni oyuncuların girmesi ve birleşme ve satın alma hareketlerinin artması bekleniyor.
Özel sanayi bölgeleri kurulması, mevcut tesislerde yenilenebilir enerji kullanımının teşvik edilmesi ve büyükşehirlerde atık yönetiminin iyileştirilmesi planlanıyor.
Gelecek dönemde, dijitalleşme, akıllı atık takip sistemleri ve finansal teşvikler dönüşümü hızlandıracaktır.
Bölüm 1
Küresel atık yönetimi ve geri dönüşüm görünümü
Döngüsel ekonomi ve küresel sürdürülebilirlik politikaları; atık yönetimi ve geri dönüşümü teşvik ederek kaynakların verimli kullanımında kritik rol oynuyor
Döngüsel ekonominin 3 ana ilkesi:
Atık ve kirliliğin önlenmesi
Ürünlerin ve malzemelerin değerinin maksimumda tutulması
Doğal kaynakların yeniden canlandırılması
AB yönergeleri, atık yönetiminde bertarafı son seçenek olarak belirleyerek 2035 yılına kadar en az %65 atığın geri kazanılmasını hedefliyor
Atık hiyerarşisine ilişkin AB yönergeleri
Açıklama
Hedefler (seçili)
Mümkün kılan unsurlar
Önleme
Atık üretimini ve tehlikesiz atıkları en aza indirmeye yönelik faaliyetler
Atık üretiminin önlenmesi ve atıkların tehlikesinin azaltılması için üretim ve tüketim süreçlerinde kaynak verimliliğinin artırılması
- Tüketici farkındalığı artırma çalışmaları
- Ürünlerin yaşam döngüsü analizinin yapılması ve ekolojik etiketleme sisteminin geliştirilmesi
Yeniden kullanıma hazırlık
- Tehlikeli maddeleri ortadan kaldırabilecek teknolojilerin geliştirilmesini teşvik etme
- Geri dönüşüme uygun ürünlerin geliştirilmesi
- Tüm ambalajların 2030 yılına kadar geri dönüştürülebilir veya yeniden kullanılabilir hale getirilmesi
- Atık Sevkiyat Yönetmeliği 2024 güncellemesi ile atık ticaretinin çevresel etkilerini daha sıkı düzenlemek için yeni kısıtlamalar
Atıklardan ikincil hammadde geri kazanımına yönelik faaliyetler
AB-27’de belediye atık geri dönüşüm oranı, 2022’de %49 seviyesindeyken, 2025’te %55’e, 2030’da %60’a ve 2035’te %65’e çıkarılması
- Ayrı atık toplama sistemleri
- Atıklardan elde edilen malzemelerin kullanımına bağlı kamu alımları
Atıktan enerjiye
- Atıkların yakıt üretiminde kullanılması
- Atıkların enerji üretiminde kullanılması
Organik atıkların enerjiye dönüştürülmesi, geri dönüşüm ve biyogaz üretiminin mümkün olmadığı durumlarla sınırlı olup, yüksek verimli enerji geri kazanım tesislerinde değerlendirilmesi
Atıktan Enerji (Waste to Energy - WtE) tesislerinin varlığı
Bertaraf
Atık bertarafı, atık yönetiminin geri kazanım işlemlerinin yapılamadığı durumlarda başvurulan bir aşama olarak görülmelidir
- Depolama alanına gönderilen kentsel atık miktarının 2035’e kadar toplam atığın %10 ve altına düşürülmesi
- Zararsız kentsel atıkların bertarafında kendi kendine yeterliliğin sağlanması
- Bertaraf için atık ihracatı yapılmaması ve tehlikelilerin yalnızca katı koşullar ile geri kazanım için ihraç edilmesi
Atık miktarının ve hacminin en aza indirilmesi, önleme ve yeniden kullanım, geri dönüşüm ve geri kazanım faaliyetlerinin artırılması
Küresel düzenlemeler, artan atık miktarları ve kaynakların tükenmesi, geri dönüşüm sektörünü yeniden şekillendiriyor
Artan politika ve hedefler
Hükümetler küresel ölçekte atık yönetimi ve geri dönüşümü teşvik eden politikaları artırıyor, örn. AB Döngüsel Ekonomi Eylem Planı atık azaltımına, AB Atık Çerçeve Direktifi ise 2035’e kadar belediye atıklarının en az %65’inin geri dönüştürülmesine odaklanıyor.
Çin’in 2018’de "National Sword Policy" sonrası, Türkiye’nin plastik atık ticaretindeki rolü artmıştır – 2030’a kadar AB’deki tüm plastik ambalajların geri dönüştürülebilir, 2026 itibarıyla OECD üyesi olmayan ülkelere plastik1 atık ihracatının yasaklanması bekleniyor.
Türkiye’de 2023’de toplam geri dönüşüm oranı %34,92’ye yükselmiştir. Sıfır Atık kapsamında 2035 yılında %60’a çıkarılması hedefleniyor.
Büyüyen atık miktarı
Küresel belediye atık miktarı 2020’de 2,1 milyar tonken, 2050’ye kadar %1,9 YBBO ile 3,8 milyar tona ulaşması bekleniyor.
Türkiye’de belediye atık miktarı 2020’de 34,6 milyon tonken, 2022’de %3,2 YBBO ile 32,4 milyon tona gerilemiştir, ancak toplam yerel atık miktarı artıyor (2020’de 104,7 milyon ton, 2022’de %2,1 YBBO ile 109,2 milyon ton).
Küresel olarak GSYİH büyümesi, kentleşme ve Türkiye’de artan sanayileşme ile atık miktarının artmaya devam etmesi ve geri dönüşüm kapasitesinin artırılmasının kritik hale gelmesi bekleniyor.
Azalan kaynaklar
Doğal kaynakların sınırlı olması nedeniyle geri dönüşüm, sürdürülebilir üretimin kritik bir parçası haline geliyor, örn. elektronik atıklarda bulunan değerli metallerin (altın, paladyum, lityum vb.) geri kazanımı, yeni üretim için önemli bir kaynak sağlıyor.
Avrupa Yeşil Mutabakatı doğrultusunda, kritik ham maddelere erişimin güvence altına alınması için geri dönüşümün artırılması hedefleniyor, örn. lityum içerikli bataryalarda geri dönüşüm verimlilik hedefi 2030 için %70 olarak belirlenmiştir.
Gelişen döngüsel ekonomi uygulamaları
Küresel şirketler döngüsel ekonomi ilkelerini entegre ediyor, örn. lider bir tekstil firması ürün tasarımında dönüşüm teknolojilerine yatırım yaparken, Türkiye de Avrupa’da yaygınlaşan Depozito Yönetim Sistemi iç piyasadaki geri dönüşüm oranlarını artırmayı hedefliyor.
Ürün tasarımında atık hiyerarşisinin en üst seviyesi olan "önleme" adımına odaklanılıyor, Avrupa’da birçok üretici, ürünleri daha uzun ömürlü ve onarılabilir olacak şekilde tasarlıyor.
Atık izlenebilirliği ve raporlama sistemleri gelişiyor, örn. blockchain ve yapay zeka destekli atık takip sistemleri verimliliği artırıyor.
Bölüm 2
Belediye atık üretimi
GSYİH büyümesi ve nüfus artışı atık üretimini artırırken, atık yönetimi projeksiyonları, mevcut politikalarla sürdürülebilirlik hedeflerinin gerisinde kalacağını gösteriyor
Yorumlar:
Küresel belediye atık miktarı, 2020'de 2,1 milyar tonken, %1,9 YBBO ile 2050'de 3,8 milyar tona ulaşması bekleniyor, ancak döngüsel ekonomi hedeflerine göre daha düşük seviyelere çekilmesi hedefleniyor
Atıktan enerji üretimi, 2020'de küresel atık yönetiminin %13’ünü oluştururken, 2050’de %12’ye düşmesi bekleniyor, ancak özellikle gelişmekte olan ülkelerde yüksek kalorili atıkların işlenmesinde daha az gelişmiş teknoloji ve yetersiz çevresel düzenlemeler nedeniyle hava kirliliği gibi olumsuz etkilerle karşılaşılıyor
Geri dönüşüm oranı, 2020’de küresel belediye atıklarının %19’unu oluştururken 2050'ye kadar %22 olması öngörülüyor
Düzenli depolama yöntemiyle bertaraf edilen atık miktarı, 2020'de küresel atıkların %30’unu oluştururken, 2050'de %29'a düşmesi öngörülüyor, ancak metan emisyonları nedeniyle bu oranın daha hızlı azaltılması hedefleniyor
Kontrolsüz atık, 2020’de küresel atıkların %38’ini oluştururken, 2050'de %41’e yükselmesi beklenmekte olup, bu artışın önlenmesi önem taşıyor
Tarihsel veriler, küresel belediye atık miktarı ile GSYİH büyümesinin doğrusal bir ilişkiye sahip olduğunu gösteriyor – 2050 projeksiyonunda artışın %70’inin ekonomik büyümeden, %30’unun nüfus artışından kaynaklanması bekleniyor
Bölüm 3
Türkiye’de toplam atık üretimi ve işlenmesi
Türkiye’de toplam yerel atık miktarı 2022’de 109,2 milyon tona ulaşırken, en büyük pay imalat sanayi, termik santraller ve hanelerden gelmiştir
Türkiye’de kaynaklara göre toplam yerel atık dağılımı
Türkiye’de kaynaklara göre toplam yerel oluşan atık miktarı, 2022 (milyon ton, %)
Yorumlar
Türkiye’de toplam yerel atık miktarı, 2020 yılında 104,7 milyon ton iken, %2,1 YBBO ile artarak 2022 yılında 109,2 milyon ton olarak gerçekleşmiş olup, bu miktarın %27’si tehlikeli atık, %73’ü tehlikesiz atık kategorisindedir.
Sektörel bazda atık dağılımı incelendiğinde, toplam atık üretiminin %26’sını imalat sanayi, %25’ini termik santraller, %25’ini hane halkı ve %24’ünü maden işletmeleri oluşturuyor.
28 milyon tonluk imalat sanayi atıklarında en büyük pay %51 ile ana metal ve fabrikasyon metal sektörüne aitken, bunu %22 ile kimyasal ve plastik sektörü ve %7 ile elektronik ve ulaşım araçları sektörü takip ediyor.
Bölüm 4
Türkiye’de öne çıkan atık yönetimi ve geri dönüşüm uygulamaları
Sıfır Atık Projesi, Türkiye’de geri dönüşümü artırarak 2035’te %60 hedefi doğrultusunda ekonomik, çevresel ve enerji tasarrufu sağlamaya devam ediyor
Türkiye Sıfır Atık Projesi
Türkiye belediye geri dönüşüm oranları ve hedefi, 2018-2035 (%)
Yorumlar
Sıfır Atık Projesi, 2017 yılında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı öncülüğünde başlatılan ve atık oluşumunun azaltılması ve geri dönüşümün artırılmasını hedefleyen ulusal bir çevre politikasıdır.
Proje kapsamında bina ve yerleşkelerde sıfır atık yönetim sistemleri kurulmakta, eğitimler düzenleniyor ve geri kazanım teşvik ediliyor.
Türkiye’de 2023 yılında belediye atık geri dönüşüm oranı %34,92’ye yükselmiş, 2035 yılında ise %60’a çıkarılması hedefleniyor.
Türkiye’de Depozito Yönetim Sistemi’nin, 0,1-3L cam, plastik ve alüminyum ambalajları kapsayarak, 2025 yılı sonuna kadar tüm ülkeye yayılması, yılda yaklaşık 25 milyar ambalajın geri kazanımı hedeflenerek ekonomiye 520 milyon avro katkı sağlaması bekleniyor.
Bölüm 5
Daha iyi bir gelecek için neler yapılmalı?
Türkiye'nin geri dönüşüm hedeflerine ulaşması için yeni oyuncular, yatırım artışları ve finansal teşvikler kritik önem taşıyor
Türkiye geri dönüşüm sektöründe gelecek beklentileri
Yatırımlar ve yeni oyuncuların girişi
AB Döngüsel Ekonomi Eylem Planı, Atık Çerçeve Direktifi ve Sıfır Atık Projesi gibi hedefler doğrultusunda, çelik, tekstil ve plastik gibi yüksek geri dönüşüm potansiyeline sahip sektörlerde yeni geri dönüşüm tesislerinin kurulması ve sektörde birleşme ve satın alma aktivitelerinin artması bekleniyor.
Artan atık miktarı ve kapasite genişlemesi
Sanayileşme ve kentleşmenin hızlanmasıyla toplam atık miktarının artması öngörülüyor ve geri dönüşüm oranlarının yükseltilmesi için atık işleme ve geri dönüşüm tesislerinde kapasite artırımının kritik hale gelmesi bekleniyor.
Altyapı ve enerji yönetimi
Geri dönüşüm sektörüne özel sanayi bölgelerinin kurulması, büyükşehirlerde atık yönetiminin iyileştirilmesi ve mevcut tesislerde yenilenebilir enerji kullanımının teşvik edilmesi, sektördeki büyümeyi destekleyebilir.
Döngüsel ekonomide dijitalleşme
Dijital izleme sistemleri ve ayrıştırma teknolojilerinin yaygınlaşması, geri dönüşüm süreçlerinde verimliliği artırırken, Türkiye’nin AR-GE yatırımları ve genç nüfus avantajı bu dönüşümü hızla benimsemesini sağlayarak küresel rekabetçiliğini artırabilir.
Finansal teşvikler
Geri dönüşüm sektörünün sürdürülebilir büyümesini desteklemek ve artan enerji maliyetlerini dengelemek amacıyla, KDV muafiyetleri, enerji teşvikleri ve finansal destek mekanizmalarının genişletilmesi değerlendiriliyor.
Tüketici farkındalığı
Atık ayrıştırma farkındalığının artırılması ve depozito yönetim sistemlerinin yaygınlaştırılması, döngüsel ekonomiye geçişi hızlandırarak geri dönüşüm sektörüne ivme kazandırabilir.
Türkiye geri dönüşümünde sektörde faaliyet gösteren veya bu alana yatırım yapmak isteyen oyuncuların aşağıdaki kritik sorulara yanıt vermesi gerekiyor
Türkiye geri dönüşüm sektörü için kritik stratejik sorular
Geri dönüşüm sektörü, döngüsel ekonomi kapsamında nasıl daha fazla katma değer yaratabilir?
Artan maliyetleri yönetmek için geri dönüşüm sektörü hangi teşvik ve finansman mekanizmalarından yararlanabilir?
Türkiye geri dönüşüm sektörü, hangi alt sektörlerde (örneğin plastik, tekstil, demir-çelik) hızlı büyüme ve yatırım çekme potansiyeline sahip?
Dijital izleme, ayrıştırma sistemleri gibi çözümler, sektörde nasıl verimlilik ve maliyet avantajı sağlayabilir?
Regülasyonlara uyum sağlayarak Türkiye’de ve uluslararası pazarlarda rekabet avantajı nasıl elde edilebilir?
Başarılı bir pazara giriş stratejisi için hangi stratejik opsiyonlar önceliklidir? Hangi ayrıştırıcı yetkinliklere yatırım yapılmalıdır?
EY-Parthenon olarak, şirketlerin atık yönetimi ve geri dönüşüm pazarına giriş stratejilerini ve büyüme planlarını tasarlamak, sürdürülebilir iş modelleri oluşturmak için destek oluyoruz. Karar verme süreçlerinde kompleks stratejik sorulara müşterilerimizle birlikte cevap bulup, şirketlerin sektörde ayrıştırıcı bir konum elde etmelerini ve sektördeki fırsatlardan en iyi şekilde yararlanmalarını hedefliyoruz.