4 dakika okuma süresi 9 Kas 2020
Two people on scooters by the water

Mikromobilite metropolleri sürdürülebilir bir geleceğe taşıyor

Serdar Altay

EY Türkiye Mobilite Sektör Lideri

EY Türkiye Vergi Bölümü Şirket Ortağı, Teşvik Hizmetleri Lideri

4 dakika okuma süresi 9 Kas 2020
İlgili konu başlığı Otomotiv Mobilite

Elektrikli scooter gibi inovasyonlar, metropollerde doğru altyapı çalışmaları yapıldığı takdirde hem tüketicinin hayatında hem de çevresel olarak olumlu büyük değişimler yaratma potansiyeline sahip.

Mikromobilitenin son yıllarda kentsel ulaşım sektöründe bir başarı hikâyesi haline geldiğine ve öngörülmeyen şekilde ivme kazandığına şahit olduk. Elektrikli scooterlar (e-scooter) en hızlı büyüyen ulaşım şekli olarak tarihe geçti. E-scooterlar; Avrupa, ABD ve Asya şehirlerinde sayısı gittikçe artan paylaşımlı mikromobilite opsiyonlarının yalnızca birini oluşturuyor. Elektrikli scooterlar, tüketicilerin kullanımına açılmasının ardından bir yıl içerisinde dünya genelinde metropollerdeki bireylerin günlük seyahatlerinin önemli bir parçası haline geldi. NUMO Mobilite Birliği’ne göre; elektrikli scooterlar, şu an 53 ülkede 626 şehirde kullanılıyor. Bununla birlikte elektrikli scooterların tüketici kullanımına açılmasından bu yana yalnızca iki yıl geçmiş olmasına karşın küresel olarak yaklaşık 300 milyon kez kullanıldığı tahmin ediliyor.

Aplikasyon temelli e-scooterlar şehir içinde kısa mesafeli yolculuklar yapan kullanıcılara hızlı, kullanışlı ve çevre dostu bir seçenek sunuyor. EY olarak hazırladığımız Mikromobilite raporumuzda, artan e-scooter kullanımının şehirlere ve çevreye olan etkilerini mercek altına aldık. Bu kapsamda, e-scooterların özellikle sürdürülebilirlik alanında kayda değer katkıları olduğunu ve değiştirebilir aküleri sayesinde metropollerde karbon salınımının azaltılmasına destek olduklarını görüyoruz. 

E-scooterların hızlı yükselişi kullanıcılar arasında mikromobilitenin popüler olduğunun açık bir işareti olarak ön plana çıkarken, bu yeni ulaşım şeklinin bir yandan da şehir yönetimleri ile vatandaşları hazırlıksız yakaladığını söyleyebiliriz. E-scooterların dikkatsiz bir şekilde park edilmesi, yeterli sürüş deneyimine sahip olmayan veya dikkatsiz sürücülerin yayalar için oluşturdukları risk scooterlarla ilgili soru işaretleri oluşmasına neden oldu. Bu da kullanım ile ilgili kısıtlamaların artırılmasına yol açtı. Ancak yine de e-scooterlar, toplu taşıma güzergâhlarındaki boşlukları pratik bir şekilde doldurma potansiyelini taşımayı sürdürüyor. E-scooterlar otomobil kullanımı, trafik sıkışıklığı ve sessiz sürüş deneyimi ile ses kirliliğinin azaltılmasına yardımcı olurken, park ve diğer ortak kullanım alanlarının daha verimli kullanılmasına da katkı sağlayabilirler.

Mobilite raporumuz kapsamında İsveç, Danimarka, Almanya, Hollanda, Fransa ve İspanya olmak üzere altı Avrupa ülkesinden ulaşım yetkilileri, veri sağlayıcıları ve diğer paydaşlarla görüştük. Yetkililerin büyük bir çoğunluğu elektrikli mikromobilitenin benimsenmesinin ulaşım hedeflerine ulaşılmasına yardımcı olacağını belirtirken, daha entegre ve sürdürülebilir yeni çözümler sunmaya odaklanıyorlar. E-scooter kullanımı ile ilgili uygulanan kısıtlamaların artan talep karşısında tüketicinin yararı açısından yeniden düzenlenmesi farklı paydaşlar arasında iş birliklerinin ve altyapı çalışmalarının yapılmasını gerektiriyor. Şehir yönetimleri, toplu taşıma sağlayıcıları ve mikromobilite hizmet sağlayıcılarının veri paylaşımı ve hizmetlerin ölçeklendirilmesi alanları başta olmak üzere genel olarak ortak hareket etmeleri önem taşıyor. İş birliklerinin kurulması, metropollerde mikromobilite ihtiyacının elverişli şekilde karşılanmasını sağlayacak bir altyapı inşa edilmesine yardımcı olacaktır.

Türkiye'de şu anda yaklaşık 35 bin e-scooter’ın 3 milyonu aşkın kişi tarafından kullanıldığı tahmin edilirken, e-scooter kullanımının yaygınlaşması nedeniyle bu alanda yasal düzenleme çalışmaları da devam ediyor. TBMM’ye sunulan Türkiye Çevre Ajansının Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi çerçevesinde ilk belirlemeler tamamlandı. Söz konusu belirlemelere göre; yönetmeliğe konu araçların şehirlerarası yollar ve azami hız sınırı 50 km/saat üzerinde olan kara yollarında kullanılmaması, birden fazla kişinin e-scooter'ı aynı anda kullanamayacak olması, 15 yaş sınırı ve bu araçlarda kişisel eşya dışındaki eşyaların taşınamayacak olması gibi düzenlemelerin yer aldığını görüyoruz.

Özet

Elektrikli scooter gibi inovasyonlar, metropollerde doğru altyapı çalışmaları yapıldığı takdirde hem tüketicinin hayatında hem de çevresel olarak olumlu büyük değişimler yaratma potansiyeline sahip.