16 Ağu 2021
Gümrük Vergi Alacakları Yapılandırılıyor

Aşıya harcanan her 1 dolar 18 dolar pozitif ekonomik etki yaratıyor

EY Türkiye

EY bağımsız denetim, vergi, strateji, kurumsal finansman ve danışmanlık hizmetlerinde bir dünya lideridir.

16 Ağu 2021
İlgili konu başlığı Kamu sektörü

COVID-19 ile küresel ve ulusal seviyede verdiğimiz mücadelede 15 ayı geride bıraktık. Bu 15 ay içerisinde, pandemi yakın tarihte örneği görülmemiş ölçek ve derinlikte bir toplumsal ve ekonomik kriz yarattı. Tüm dünyada hükümetler salgının yıkıcı ekonomik etkileri ile mücadelede hem toplumu bireysel seviyede hem de özel sektörü işletmeler seviyesinde destekleyecek finansal destek araçlarını hayata geçirdi.

Salgının kontrol altına alınması, orta ve uzun vadede ekonomik toparlanmanın hızını elbette doğrudan etkileyecek. Ancak mevcut deneyimimiz, tam bir toparlanmanın salgın tümüyle kontrol altına alınmadıkça mümkün olamayacağı yönünde. Bu bağlamda salgınla ve salgının getirdiği ekonomik etkilerle mücadelede elimizdeki temel 2 araç maske kullanımı ve aşı uygulaması olarak öne çıkıyor. Toplum genelinde maske kullanımı bulaş riskini azaltarak yeni vaka sayısındaki artışı kontrol altına tutmakta en pratik araçken, aşı uygulaması ile kazanılacak toplum bağışıklığı tünelin sonundaki ışık olarak görünüyor.

EY Türkiye olarak, pandeminin başından beri yaptığımız yayınlar ile kamu sektörünün salgın ile mücadele ve toparlanma faaliyetlerini destekliyoruz. Yeni varyantların kaygıları artırdığı bugünlerde, bu çalışmamızda maske kullanımı ve aşı uygulamasının Türkiye ekonomisi üzerine etkisini öngören bir kantitatif analiz gerçekleştirdik.

Hem maske hem de aşı uygulamasının etkililiğini artırmak için geleneksel tanıtım faaliyetlerinden ziyade çeşitli inovatif müdahaleler de mümkün. Örneğin vatandaşların maske kullanımını ya da aşılanma taleplerini davranışsal yöntemler ile tasarlanmış özel müdahaleler ile motive edebiliyoruz. Önemli olan maske kullanımını zayıflatan ya da aşı tereddütüne sebep olan davranışların kök nedenlerini/arka plan sebeplerini iyi analiz etmek ve gerçek sebepleri hedefleyen spesifik davranışsal müdahaleleri test ederek yaygınlaştırmak.

Bu çalışmamız ile yaratmayı planladığımız farkındalık ile kamu sektörünün bu noktadaki uygulayıcı ve özendirici çalışmalarını desteklemeyi amaçladık. Çalışmamızın sonuçları, aşı uygulamasının ve doğru maske ile korunmanın yalnızca salgınla değil, salgının ekonomik etkileri ile mücadelede de en etkili araçlar olduğunu gösteriyor.

Çalışmamızın genel bulgularını ise şu şekilde sıralamak mümkün.

- Türkiye’de tam aşılanan ve aşı ile bağışıklık kazanan her bir kişi GSYH’ye senelik 1.094 ABD doları katkı sağlıyor.

- Satış üst fiyatı 1 TL olan cerrahi maskenin doğru kullanımı ile bir gün boyunca korunmak, GSYH üzerinde günlük yaklaşık 24 TL’lik pozitif etki yaratıyor.

2020 salgının temel makroekonomik göstergeler üzerine etkisini en şiddetli tecrübe ettiğimiz yıl oldu. Çalışma kapsamında odağımızı 5 temel makroekonomik unsura koyduk: İşgücü Piyasası, Uluslararası Ticaret, Uluslararası Doğrudan Yatırımlar (UDY), Hane halkı Tüketimi ve GSYH.

  • İşgücü piyasası: Salgın, hizmet sektöründeki istihdam talebini ciddi oranda düşürdü. Üretimde yaşanan aksaklıklar ve uluslararası ekonomideki daralmanın da etkisiyle imalat sektöründe de benzer bir trend yaşandı. Ülkeler istihdam yardımı ve işten çıkarma yasağı gibi yöntemlerle işsizlik sorununu engellemeye çalışsa da yapılan tahminlerde istihdamdaki daralmayı tespit etmek mümkün. ILO verilerine göre 2020’nin ilk 3 çeyreğinde %10,2 seviyesinde bir işgücü kaybı yaşandı.
  • Uluslararası Ticaret: Talep şoku, sekteye uğrayan üretim ve aksayan küresel tedarik zinciri uluslararası ticaret hacminde kayda değer bir daralmaya neden oldu. Ancak ticaret pratiklerinin değişen koşullara uyum sağlaması ve dünya ekonomisine paralel olarak toparlanma başladı. Dünya Ticaret Örgütü verilerine göre; 2020 yılında uluslararası mal ve hizmet ticaretinde 2019 yılına göre %8,5 seviyesinde bir daralma görüldü.
  • Uluslararası Doğrudan Yatırımlar (UDY): Pandemi sebebiyle yaşanan küresel durgunluktan en çok etkilenen göstergelerden biri de uluslararası doğrudan yatırımlar oldu. Yatırımcıların riskli senaryolarda daha güvenli varlıklara yönelmesi 2019 yılında duyurulan yatırımların %35’inin iptal edilmesine yol açtı. UNCTAD verilerine göre küresel uluslararası doğrudan yatırım hacmindeki düşüş %42,3 seviyesinde. Bu oran 1,5 trilyon ABD Doları’na tekabül ediyor. 
  • Hane Halkı Tüketimi: Değişen ihtiyaçlar ve günlük yaşam, tüketicinin harcama alışkanlıklarında ekonomik göstergelerden bağımsız bir değişim yarattı. Elektronik ve iletişim gibi sektörler bu süreçten karlı çıkarken turizm, gıda ve hazır giyim gibi sektörler ciddi oranda zarar gördü. Oxford Economics’in verilerine göre; 2020 yılında hane halkı harcaması küresel seviyede 44,418 trilyon ABD Doları olarak gerçekleşti ve 2019 yılına göre %5,79 azaldı.
  • GSYH: Kısıtlamalar nedeniyle hizmet sektöründe yaşanan talep daralması ve dünya genelinde üretimde yaşanan sıkıntılar ekonomik büyüme beklentilerinde büyük oranda sapmaya neden oluyor. Vaka sayısındaki artış ekonomik büyümedeki duraklamayla paralel olarak ilerliyor. IMF World Economic Outlook verilerine göre; 2020 yılında küresel GSYH %3,5 daraldı. 

Bu etkiler salgın hızlandıkça şiddetlenecek, salgın yavaşladıkça hafifleyecektir. Ancak tam bir toparlanma için salgının sürdürülebilir bir şekilde kontrol altına alınmış olması gerekiyor. Artan vaka sayısının doğrudan etkisi, özellikle hizmet sektörü için sosyal hayatın canlılığında azalma (yeme-içme, turizm vs.) ve ulaşıma (ulaştırma, havayolu vs.) bağlı iş kollarında da yaşanan talep daralması oldu. İmalat sektöründe ise pandemi önlemlerine ve yeni düzenlemelere uyum sağlama süreci maliyetleri artırırken ekonomik duraklama yarattı. Toplam gelirdeki düşüş ile vaka sayısındaki artışın, ekonomik büyümeyle negatif ilişkisi özellikle bu alanda kendini hissettirdi. Bu noktada, ülkelerin COVID-19 destek paketlerinin büyüklüğü, kapsamı, fonksiyonu ve hedef grupları, orta-uzun vadeli rekabet gücünü belirleyen faktörlerden biri olarak karşımıza çıkıyor.

Aşı, salgınla ve salgının ekonomik etkileri ile mücadelede en stratejik araç. Çalışmamız bir kişinin iki doz aşı uygulaması ile kazandığı bağışıklığın GSYH’ye etkisini 1.094 ABD Doları olarak hesaplıyor.

Aşı uygulaması hâlihazırda salgınla mücadelenin en etkili ve kesin aracı. ABD, Birleşik Arap Emirlikleri, Birleşik Krallık, İsrail ve Şili gibi dünyanın farklı kıtalarındaki nüfusunun önemli bir kısmını aşılayabilmiş ülkelerden gelen ilk sonuçlar umut verici. Tüm ülkelerin birincil gündemi aşı ile toplum bağışıklığını kazanmak olsa da aşı takviminin hızı ülkeden ülkeye fark gösteriyor. Stratejik aşı satın alımları, bürokratik izinlerin tamamlanması ve ülkelerin aşılama kapasitesi gibi birçok faktör bu hıza etki ediyor. Aşılamada anlamlı seviyede ilerleme kat eden ülkelerden gelen veriler incelendiğinde, aktif vaka sayısında düşüş görülmesi için nüfusun %10-15 aralığındaki bir kısmının aşılanması gerektiği görülüyor.

Nüfusunun %10’undan fazlasını aşılayabilmiş ülkeler arasında gerçekleştirilen bir çalışmada, her 100 kişi başına uygulanan doz sayısındaki 1 birimlik artışın 1 milyon nüfusa oranlı günlük vaka sayısını yaklaşık 6,5 kişi düşürdüğü tespit ediliyor. Bu açıdan hareketle Türkiye verileri üzerinden gerçekleştirdiğimiz simülasyonlarda, antikor üretimi için gereken 2 doz aşılanmayı tamamlayan her kişinin ise Türkiye GSYH’sine bir senelik süreçte yaklaşık 1.096 ABD Doları seviyesinde pozitif ekonomik etki yaratabileceğini hesapladık.

Aşılama takvimindeki hız, sonbaharda maskelerin hayatımızdan çıkabileceğini işaret etse de yeni varyantlar sebebiyle maske kullanımı her zamankinden daha önemli hale geliyor. Çalışmamızda satış fiyatı üst limiti 1 TL olan medikal maske ile bir kişinin bir gün boyunca korunmasının ekonomiye katkısını 24 TL olarak hesapladık.

Cerrahi maskeler, düşük maliyeti ve kullanım kolaylığıyla salgınla mücadelenin geleneksel ve yegâne aracı oldu. Türkiye’de Mart 2020 ayında %20 seviyelerinde olan maske kullanımı, kamu sektörünün yoğun yönlendirmeleri ve maske zorunluluğu uygulamaları ile Haziran 2020 ayı itibariyle %80’in üstüne çıktı. Bu alanda gerçekleştirilen çeşitli araştırmalar, doğru maske kullanımının vaka artış hızını yaklaşık %47 oranında düşürdüğünü gösteriyor. Türkiye salgın verileri üzerinden Mart-Aralık 2020 dönemi için yaptığımız simülasyonlar, maske kullanım oranının sırasıyla %5 ve %10 oranında artırabilmiş olsaydık ilgili dönemdeki toplam vaka sayısının %17 ve %35 oranlarında düşebileceğini bize gösteriyor. Bu doğrultuda, vaka sayısındaki her %10’luk artışın GSYH’yi çeyrek bazda ortalama %0,68 azalttığını tespit ettik.


Kerem Kaçar
EY Türkiye Kamu Sektörü Danışmanlık Hizmetleri Yardımcı Ortağı 

Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı EY ve/veya Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.’ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.

Özet

  • Türkiye’de tam aşılanan ve aşı ile bağışıklık kazanan her bir kişi GSYH’ye senelik 1.094 ABD doları katkı sağlıyor.
  • Satış üst fiyatı 1 TL olan cerrahi maskenin doğru kullanımı ile bir gün boyunca korunmak, GSYH üzerinde günlük yaklaşık 24 TL’lik pozitif etki yaratıyor.