14 Eyl 2021
Sağlık sektörü CFO’ları sermaye dağılımı stratejilerini yeniden şekillendiriyor

Sağlık sektörü CFO’ları sermaye dağılımı stratejilerini yeniden şekillendiriyor

Türkay Ufuk Eren

EY Türkiye Sağlık ve Yaşam Bilimleri Sektör Lideri

EY CESA Bölgesi Sağlık ve Yaşam Bilimleri Kıdemli Danışman

14 Eyl 2021
İlgili konu başlığı Sağlık Yaşam Bilimleri

Sağlık ve yaşam bilimleri şirketleri pandemi döneminde yatırım yapmaya diğer sektörlere kıyasla daha istekli bir tutum sergilediler. Şimdilerde ise bu şirketlerin finans direktörlerinin (CFO) pandemi sonrası yeni normale hazırlık için sermaye dağılımı ile ilgili süreç ve stratejileri yeniden şekillendirmeye odaklandıklarını görüyoruz. 

Pandeminin şirketlerin uzun vadeli strateji ve hedefleri üzerindeki etkisi ile birlikte diğer sektörlerde olduğu gibi sağlıkta da değer yaratmanın kuralları değişti. EY olarak dünya genelinden 1.050 CFO’nun görüşlerini alarak hazırladığımız Küresel Sermaye Dağılımı 2021 Raporumuzun sonuçları da bu değişimi yansıtıyor. Rapor kapsamında gerçekleştirdiğimiz ankete katılan sağlık sektörü CFO’larının %64’ü sermaye dağılım stratejilerinin bütünüyle yeniden şekillendirilmesi gerektiğini düşünürken, bu oranın diğer sektörlerde faaliyet gösteren CFO’lar için %56 seviyesine gerilediğini görüyoruz. Aradaki farkın yaşam bilimler şirketleri için değişen uzun vadeli stratejik ihtiyaçları yansıttığını söyleyebiliriz. 

Küresel tedarik zincirlerinde yaşanan kırılmalar, bunun bir sonucu olarak üretim tesislerinin ülke içine veya pandemi öncesine göre daha yakın lokasyonlara taşınması, belirli ilaçların stratejik olarak stoklanması ve ilaç etkin maddelerinin (API) güvence altına alınması ihtiyacı yaşam bilimleri şirketlerinin bazı yatırımlarını yurt içi üretime yeniden yönlendirmelerine neden olabilir. Bununla birlikte Covid-19 aşısının geliştirilmesinde mRNA teknolojisinin başarılı bir şekilde kullanılması daha fazla sayıda şirketi AR-GE, birleşme-satın alma veya ortaklık yoluyla teknolojiye yatırım yapmaya teşvik edebilir. Ek olarak, hastalar için daha iyi sonuçlar alınmasına yardımcı olacak yeni dijital platform ve araçlar geliştirilmesi ihtiyacı da giderek daha fazla odaklanılan bir alan olarak öne çıkıyor.

Öte yandan bazı açılardan yaşam bilimleri şirketlerinin sermaye dağılım strateji ve süreçlerini revize etmede diğer sektörlere göre daha iyi bir konumda olduklarını söyleyebiliriz. Rapor sonuçlarına göre; sağlık sektörü CFO’larının yalnızca %34’ü pandeminin 2020 yılında sermaye dağılımı yatırımları üzerinde negatif bir etkisi olduğunu belirtirken, söz konusu oran diğer sektörlerde %53’e yükseliyor. Bu negatif etkinin ise büyük ölçüde tedarik zincirlerindeki aksamalar ve iptal edilmiş veya ötelenmiş prosedürlerden kaynaklandığı ifade ediliyor.  Aynı zamanda sağlık sektörü CFO’larına sermaye dağılımı sürecinin başarısı önünde engel teşkil eden faktörleri sorduğumuzda da %52’si veriye erişimin kısıtlı olması, %49’u performans takibinin yapılmaması, %47’si ise projelerin doğru şekilde önceliklendirilmemesini neden olarak gösterdiler.

Sermaye dağılımı sürecinin iyileştirilmesinde, yatırımların şirketin uzun vadeli stratejiyle uyumlu olması elbette kilit bir rol oynuyor. Dolayısıyla yaşam bilimleri şirketlerinin pandemi ile birlikte gelen değişimlerin hangilerinin kalıcı hangilerinin geçici olduğuna karar vermeleri gerekiyor. Otomasyon ve mRNA teknolojisinin yanı sıra pandemi tele-sağlık, yapay zekâ (AI) ve klinik çalışmaların hızlandırılmasını sağlayacak ve AR-GE’yi destekleyecek diğer teknolojilerin önemini artırdı. Ankete katılan sağlık sektörü CFO’larının %78’i 2021’de dijital teknoloji yatırımlarını artırmayı planlıyor. Bu da teknolojideki uzun vadeli değişime ve ilerlemeye, AR-GE, klinik çalışmalar ve tedarik zincirinin dijitalleştirilmesindeki kullanımına olan inancı yansıtıyor. Medikal teknoloji (MedTech) şirketlerinin cihazların birbirleriyle iletişime geçmesini sağlamak amacıyla bulut bilişim teknolojisine daha fazla odaklandıklarını ve sağlık sektörüne giriş yapan teknoloji devleriyle rekabete girdiklerini gözlemliyoruz. Bunun bir sonucu olarak da sağlık şirketlerinin rekabet güçlerini korumak için kendi teknolojilerini geliştirme, büyük teknoloji şirketleriyle ortaklık kurma veya teknoloji start-up’ı satın alma arasında karar vermeleri gerekiyor. 2021 sonrasında da bu alanda iş birlikleri ve birleşme-satın alma faaliyetlerindeki ivmelenmenin artarak devam edeceğini öngörüyoruz.

Özet