Basın bülteni

18 Eki 2022 Istanbul, TR

Şirketlerin karbon saydamlığına ilgisi artarken karbonsuzlaştırmada somut adımlara ihtiyaç var

Şirketlerin karbon saydamlığına ilgisi artarken karbonsuzlaştırmada somut adımlara ihtiyaç var

Kurumsal iletişim
EY Türkiye

EY bağımsız denetim, vergi, strateji, kurumsal finansman ve danışmanlık hizmetlerinde bir dünya lideridir.

EY Küresel İklim Riski Beyan Barometresi; şirketlerin günümüzde iklimsel etkilerini açıklamak için daha fazla çaba harcamasına rağmen, karbon saydamlığı konusunda birçoğunun hâlâ harekete geçmediğini ortaya koyuyor. İklim etkileri hakkında raporlama yapan şirketlerin sayısında büyük artış var, fakat bu raporlama kalitesine yansımıyor. Organizasyonların henüz sadece üçte biri, finansal tablolarında iklim değişikliğinin işlerine olan etkilerine yer veriyor.

Uluslararası danışmanlık, denetim ve vergi şirketi EY (Ernst & Young), tüm dünyada şirketlerin karbon saydamlığı alanındaki raporlamalarını değerlendiren EY Küresel İklim Riski Beyan Barometresi’nin 2022 versiyonunu yayımladı. EY’ın Küresel İklim Riski Beyan Barometresi sonuçlarına göre, dünyanın dört bir yanındaki işletmeler, iklim riskleri ile ilgili açıklamalarını iyileştirme yolunda; ancak bu riskleri ele almak ve müşterilerin ihtiyaçlarına yanıt vermek için çok gerekli adımları henüz atmıyorlar.

EY tarafından dördüncüsü yayımlanan rapor, dünya çapındaki kuruluşların iklimle ilgili risk ve fırsatlar konusunda hangi düzeyde rapor verdiklerine ve harekete geçtiklerine mercek tutuyor. 47 ülkede 1.500'den fazla işletmenin katılımıyla gerçekleştirilen araştırmaya dayanan raporda yer alan bilgiler; iklimle ilgili finansal verilerin raporlanmasını teşvik etmek için kurulan “İklimle Bağlantılı Finansal Beyan Görev Gücü (TCFD)” tarafından belirlenen 11 temel tavsiye ekseninde inceleniyor. EY Küresel İklim Riski Beyan Barometresi, şirketleri iklimsel etkileri açıklama sayılarına ve bu açıklamaların kalitesine göre değerlendiriyor.

Barometreye göre, önceki yıllara oranla günümüzde çok daha fazla sayıda kuruluş, tavsiyelerin her biri ile ilgili belirli düzeylerde beyan sağlıyor. Yapılan puanlamaya göre 100 üzerinden, bilgilerin eksiksiz açıklandığını gösteren ortalama puan bu yıl %84 oldu. Bu 2021'deki %70 oranına göre kayda değer bir artışı gösteriyor.

Şirketler iklim ile ilgili beyanlarının kalitesini yükseltmek için hâlâ çaba harcıyor. Geçen yıl %42 düzeyinde olan ortalama kalite, bu yıl 2 puanlık artışla %44 oldu. %100'lük bir oran, tüm bilgilerin ayrıntılı olarak açıklandığı anlamına geliyor.

Yeni oluşturulan Uluslararası Sürdürülebilirlik Standartları Kurulu (ISSB) tarafından önerilen standartlar da dahil, iklim değişikliği etrafında gelişen düzenleyici faaliyetlere ve son 12 ayda beyan kurallarındaki net geliştirmelere rağmen, işletmelerin karbonsuzlaştırma yolunda pratik adımlar atmak için hala gidecek yolları var. Örneğin; iklim değişikliğinin etkisini mali tablolarında rapor ettiklerini belirten şirketlerin oranı sadece %29. Bu durum, ihtiyaç duydukları verilere sahip olmadıklarının veya etkiyi hesaplamadıklarının bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Bu açıklamalarda iklim etkisine yapılan atıfların yarısından fazlasının nicel değil nitel olması da ayrıca dikkat çekiyor.

İlerleme yolunda daha olumlu işaretlerin görüldüğü alanlar da var. Küresel çaptaki araştırmaya katılan kuruluşların yaklaşık yarısı (%49), belirli risklerin olası ölçeğini ve zamanlamasını değerlendirmek ve en olumsuz durumlara hazırlıklı olmak için TCFD’nin de tavsiyesi olan senaryo analizini gerçekleştirdiklerini belirtti. Katılan şirketlerin dörtte üçü (%75) risk analizi, %62'si fırsat analizi yaptıklarını, %61'i ise karbonsuzlaştırma stratejilerini açıkladıklarını belirtti.

EY araştırması, şirketlerin farklı risk türlerini önceki yıllara göre daha dengeli bir şekilde değerlendirdiklerini de ortaya koyuyor. Şirketler artık hem iklim değişikliğinin ekonomide yarattığı değişimlerden kaynaklanan “geçiş risklerine”, hem de iklim değişikliklerinin doğrudan sonucu olan “fiziksel risklere” dikkat ediyor. Şirketler geçen yıl geçiş risklerinden (%25) çok fiziksel risklere (%55) odaklanmıştı.

İklim riski ekseninde gerçekleştirilen stratejik planlamalar, şirketlerin belirgin gelişme kaydettiği alanlardan biri olarak dikkat çekiyor. EY Küresel İklim Riski Beyan Barometresi, organizasyonların planlarına iklim risklerini ve fırsatlarını ne ölçüde dahil ettiklerini veya çeşitlendirme yoluyla dayanıklılığı nasıl inşa ettiklerine odaklanarak bu alandaki stratejilerini derecelendiriyor. Strateji için geçen yılki anket sonucunda %65 olan kapsam puanı, bu yıl %81'e yükseldi. Bu da bu yıl daha fazla şirketin söz konusu alanda en azından bazı bilgileri açıkladığını gösteriyor.

EY Türkiye Sürdürülebilirlik Hizmetleri Lideri Ece Sevin, konuyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:

“EY Küresel İklim Riski Beyanı Barometresi, kuruluşlara stratejilerini küresel ekonominin karbondan arındırılmasıyla uyumlu hale getirmek ve iklimle ilgili açıklamalarını geliştirmek için atabilecekleri pratik adımlar konusunda yardımcı olmayı amaçlıyor. Bugün tüm dünyada sürdürülebilirlik ve iklim riski ile ilgili düzenlemeler konusunda kapsamlı bir değişime tanık oluyoruz. Düzenleyici yeni kurumlar ve yeni uygulama örneklerinin yanı sıra bu alandaki standartlar konusunda yeni öneriler gündemde. Kurumlar iklimle ilgili açıklamalarını her geçen yıl iyileştiriyor. Bununla birlikte, raporlama yapan şirket sayısında artış dikkat çekerken, birçok organizasyonun iklim riskleri hakkında yeterince ayrıntılı bilgiye yer vermediği de görülüyor. Raporlamaların anlamlı eylemlere dönüşmesinde açıklamaların kapsamı ve detayı kritik önem taşıyor. Bu durum dünyada olduğu gibi ülkemizde de geçerli.

Bu yılki EY Küresel İklim Riski Beyan Barometresi’ne göre; işletmelerin iklim etkilerini stratejilerine yerleştirme, risk planlamalarını uygulamaya alma ve karbondan arındırma stratejilerini açıklama çabalarında bazı ilerlemeler söz konusu. Ancak organizasyonların üçte birinden daha azı finansal tablolarında iklim etkisi ile ilgili bilgilere yer veriyor. Bu da daha fazla eyleme duyulan acil ihtiyacı ortaya koyuyor. Ayrıca, şirketlerin oldukça iddialı iklim hedefleri belirlediğini ancak bu hedeflere ulaşmak için çok az veya hiç net planları olmaksızın yeşil dilek ve temennilerin ötesine geçemediklerini görüyoruz. Maalesef gerçekçi hedefler olmazsa dilek ve temennilerde kalan bu çabaların boşa kürek çekmekten öteye geçmesi zor. Etkileri giderek artan oranlarda hissedilen iklim değişikliği ile mücadelede olmamız gereken yerden hâlâ çok uzaktayız. Şimdi herkes için eyleme geçme zamanı.”

Daha fazla bilgi için EY raporunu inceleyebilirsiniz.

EY Hakkında

EY olarak amacımız; müşterilerimiz, çalışanlarımız ve toplum için değer yaratırken aynı zamanda sermaye piyasalarında güvenin ve daha iyi bir çalışma dünyasının oluşmasına katkıda bulunmaktır. Dünya çapında 150’den fazla ülkede, sahip olduğumuz veri ve teknoloji ile hizmet veren ekiplerimizle, denetimde güveni sağlarken müşterilerimizin gelişmesine ve dönüşmesine destek oluyoruz. Bağımsız denetim, danışmanlık, hukuk, kurumsal finansman, strateji ve vergi hizmetlerimizle iş dünyasının karşılaştığı zorluklara yeni çözümler sunacak doğru soruları soruyoruz.

EY adı küresel organizasyonu temsil eder ve Ernst & Young Global Limited’in her biri ayrı birer tüzel kişiliğe sahip olan, bir veya daha çok, üye firmasını temsil edebilir. Sınırlı sorumlu bir Birleşik Krallık şirketi olan Ernst & Young Global Limited müşteri hizmeti sunmamaktadır.

Kişisel Verileri Koruma Kanunu (KVKK) kapsamında; EY’ın kişisel verileri nasıl topladığı, kullandığı ve bireylerin sahip olduğu haklara dair bilgilere ey.com/tr_tr/privacy-statement adresinden ulaşabilirsiniz. EY üye şirketleri yerel kanunların yasakladığı bölgelerde hukuk hizmeti sunmaz.

© 2022 EY Türkiye

Tüm Hakları Saklıdır.

Bize ulaşın

Daha fazla bilgi için bizimle iletişime geçin