5 dakika okuma süresi 27 Ağu 2020
COVID-19 ve özel sermaye fonları

Özel sermaye fonları ve toparlanmadaki rolleri

EY Türkiye

EY bağımsız denetim, vergi, strateji, kurumsal finansman ve danışmanlık hizmetlerinde bir dünya lideridir.

5 dakika okuma süresi 27 Ağu 2020

Özel sermaye fonları şirketleri geçtiğimiz birkaç yıllık dönemde bir resesyon beklentisi içindeydiler ve buna yönelik hazırlık yapıyorlardı. Ancak daha önce görülmemiş ölçekte bir pandeminin ekonomik etkilerinin öngörülmesi pek mümkün değildi. 

Küresel ekonomik toparlanmanın COVID-19 krizi sonrasında nasıl şekilleneceği konusunda farklı tahminler yürütülürken, global finansal krizden alınan dersler sektörün bugünkü ortama uyum sağlamasına destek oluyor. EY (Ernst & Young) olarak, üst düzey şirket yöneticilerinin ekonomik görünüme yönelik beklenti ve yakın vadeli planlarını ortaya koymak amacıyla hazırladığımız Global Sermaye Güven Barometresi adlı araştırmamız kapsamında 300’ü aşkın özel sermaye fonları şirketi yöneticisiyle görüşmeler gerçekleştirdik.

2020’nin Şubat ayında 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana görülen en uzun süreli boğa piyasası ivme kaybediyordu ve bazı makro göstergeler ekonomik bir yavaşlamanın yaklaştığına işaret ediyordu. Bu ortamda araştırmamıza katılan özel sermaye fonları şirketlerinin %40’ı yıl içinde bir dönemde resesyon yaşanacağını öngörüyordu. Buna ek olarak, katılımcıların %16’sı da resesyonun 2021 yılında geleceğini düşünüyordu. Ancak Mart ayı ortasında pandeminin etkilerinin tüm dünyada hissedilmeye başlaması ile birlikte resesyon öngören katılımcıların oranı %95’e yükseldi. Geldiğimiz gün itibarıyla normalleşme sürecinin başlamasıyla birlikte şu sıralar küresel ekonomik toparlanmanın nasıl gerçekleşeceği tartışılıyor. Pandeminin gidişatı ve buna bağlı olarak tedarik zincirleri ve çalışma biçimlerinde ‘yeni normal’ olarak tanımlanan koşulların etkisiyle, toparlanma sürecinde iniş çıkışların görülmesi  ve daha uzun sürelere yayılan bir şekilde gerçekleşmesi yüksek ihtimal dâhilinde görülüyor.

Birleşme ve satın alma faaliyetlerinin görünümüne baktığımızda ise, özel sermaye fonları şirketlerinin önümüzdeki dönem için yavaşlama öngördüğünü görüyoruz. Bu konuda, en çok kredi piyasalarının duraksaması ve saha ziyaretlerinin sınırlanması etkili oluyor. Yılın ilk çeyrek döneminde global özel sermaye fonları sektörü genelinde işlem faaliyetlerinde 2019 yılına göre %10 yükseliş yaşandı; işlemlerin büyük çoğunluğu yılın ilk altı haftasında gerçekleşti. Nisan ayında ise toplam değeri yalnızca 4 milyar dolar olan yeni işlem açıklanırken, önceki yıla göre %90’ın üzerinde sert bir düşüş yaşandı. Dolayısıyla piyasalarda şu sıralar nakitin her zamankinden daha önemli olduğu bir dönemde olduğumuzu söyleyebiliriz.

Geçtiğimiz haftalarda özel sermaye fonları şirketlerinin portföylerine odaklanarak ortaya çıkan sorunları portföy bazında çözdüklerini gözlemledik. Tedarik zincirlerinde alternatif kaynaklara yönelinmesi ve daha da önemlisi portföy şirketlerinin kredi piyasalarındaki durağanlık sürecinde likiditeye erişimlerinin sağlanması önem kazandı. Önümüzdeki aylarda ise sektör şirketleri bu dönemde ortaya çıkan yeni fırsatları değerlendirmeye odaklanacaklar. Değerlemelerin kayda değer şekilde düşüş gösterdiği bir ortamda özel sermaye fonları şirketleri farklı güçlüklerle karşı karşıya gelen firmalara sermaye sağlanması konusunda da hayati bir rol üstlenebilir. Özel sermaye fonları şirketlerinin hâlihazırda halka açık olarak işlem gören varlıklara aktif olarak yatırım yaptıklarını gözlemliyoruz; şeffaflığın yüksek olduğu firmalara yönelik kredi yatırımları yapıyor ve azınlık hisse pozisyonları alıyorlar. Yakın gelecekte saha ziyaretlerinin yapılması ve işlem piyasalarında daha büyük ölçekli işlemlerin finanse edilmesinin önündeki tıkanıklıkların ortadan kalkması ile birlikte özel sermaye fonları şirketlerinin daha geleneksel satın alma işlemlerine yöneleceklerini öngörüyoruz.

Özet

EY (Ernst & Young) olarak, üst düzey şirket yöneticilerinin ekonomik görünüme yönelik beklenti ve yakın vadeli planlarını ortaya koymak amacıyla hazırladığımız Global Sermaye Güven Barometresi adlı araştırmamız kapsamında 300’ü aşkın özel sermaye fonları şirketi yöneticisiyle görüşmeler gerçekleştirdik.