Akıllı binalar: Enerji yönetimi neden önemli?

Düzgün işleyen bir akıllı bina ekosistemi; daha yüksek gelirler elde ederken, kiracılar için de tasarruf sağlayabilir.

Ticari binaların dünyanın en büyük enerji kullanımını temsil ediyor olduğu açıkça biliniyor. Bu binalar, enerji tüketiminin %30 ila %40'ını oluşturuyor ve bu rakamın 2030'a kadar %50'lere yükselmesi öngörülüyor.

Yalnızca ABD'de, ticari binaların enerji kullanımındaki %20'lik bir küçülme; enerjide tasarruf ve sera gazı emisyonlarının azalmasını sağlamakla kalmıyor, binlerce iş imkanı da yaratıyor. Böylelikle, yılda 80 milyar dolar kadar tasarruf sağlanabilir.

Bunlar, gayrimenkul endüstrisinin tüketim oranı üzerinde sıkı ve ileri görüşlü politikaların uygulanmasının önemini vurgulayan çarpıcı istatistikler. Nitekim, mülk düzeyindeki enerji yönetimi; bu mülklere ek olarak, makro çevremizin gelecekteki sürdürülebilirliği ve kapasite yönetimi ile de ilişkili.

Kaynaklar giderek artan kullanımlara maruz kaldıkça; kullanım stratejilerinin de, yalnızca gelişmiş ve de gelişmekte olan ülkelerin devlet yönetimleri için değil; aynı zamanda yatırımcılar, geliştiriciler ve bireysel varlıkların sahipleri için de, eşit derecede önemli girişimler olarak ilerlemesi söz konusu.

Veriler, enerji verimliliği yatırımlarını seçerken uzun vadeli bir öngörünün önemini gösteriyor.

Birleşmiş Milletler Çevre Programında 2014 yılında (CoStar ABD istatistiklerini kullanarak) yapılan bir araştırmaya göre; 'LEED sertifikalı ve Energy Star dereceli binaların, derecelendirilmemiş binalara göre %8 daha yüksek etkili kiralama (hem kira tutarı, hem de doluluk oranının bir fonksiyonu) ve %13 satış fiyatı primi var.'

Yine de düzgün işleyen akıllı bir bina ekosistemi, daha yüksek gelirler elde ederken, kiracılar için de tasarruf sağlayabilir. Morgan Stanley Sürdürülebilir Yatırım Enstitüsü'ne (MSISI) göre, varsayımsal olarak San Francisco'da 250.000 metrekarelik bir binada bu tasarruflar %27'ye kadar yükselebilir.

Bu sonuç, bir mal sahibi için anlamlı olabileceği aşikar. EY olarak, dünya çapındaki müşterilerimiz için benzer tasarruflar sağladık ve önerdik.

Bir örnekte, toplam üretim harcamalarının %10'undan fazla enerji maliyetleri ile mücadele eden küresel bir üretici ile çalıştık. Ekiplerimiz; soruna, kurum çapında enerji ve su sürdürülebilirliği programları içeren, site enerji temsilcileri ve siteler arası işbirliğinin dahil olduğu ve görünürlük ve farkındalık için teknolojiyi kullanan sekiz yönlü bir strateji ile yaklaştı.

Müşterimiz yalnızca beş yıllık enerji azaltma hedeflerini aşmakla kalmadı; aynı zamanda bu iyileştirmeler ve sera gaz emisyonunun azalması nedeniyle, Kanada Enerji Tasarrufu Liderlik programı tarafından da onurlandırıldı.

Akıllı bina teknolojileri aracılığıyla sunulan sağlam bir enerji yönetim sistemi, uzun vadeli bir önem arz eder. Özellikle yeni nesillerin yönetim pozisyonlarında rol alması sayesinde, bu tür sistemlere verilen önem artabilir.

MSISI tarafından yapılan bir başka araştırmada; Y kuşağının %84'ünün sürdürülebilir yatırımlarla ilgilendiği ve sunulan değerin parçaları arasında bir sürdürülebilirlik bileşeni bulunuyorsa, yatırım yapma olasılıklarının iki kat daha fazla olduğu ortaya çıktı.

Söz konusu kadınlar olduğunda, bu sayı daha da artıyor. Enerji yönetimi, her akıllı bina ekosisteminin önemli bir parçası olarak görülmelidir.