5 dakika okuma süresi 29 Oca 2020
Lady on the laptop

Amsterdam şehrinin dijital dönüşümünden alınacak 5 ders

Serhat Akmeşe

EY Türkiye Kamu Sektörü Lideri

EY Türkiye Aile Şirketleri Hizmetleri Koordinatörü, EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Şirket Ortağı

5 dakika okuma süresi 29 Oca 2020
İlgili konu başlığı Kamu sektörü

Şehrin geleceği bir zamanlar baharat dolu bir geminin limana dönüşüne bağlı olsa da büyüme fırsatları günümüzde veri denizinde yatıyor. Farklı alanlarda büyük verinin elde edilmesi, analiz edilmesi ve ticareti, Amsterdam’ın büyüme planlarının odağında yer alırken, şehir, gerçek anlamda bir akıllı şehre dönüşerek, küresel çapta iş, yenilik ve eğlence merkezi olma alanında rekabetçi olabiliyor.

Akıllı şehir olmanın çeşitli faydaları bulunsa da Amsterdam için üç fırsat öne çıkıyor:
  1. Veriyi, şehrin yaşama ve çalışma alanlarını mümkün olduğunca faydalı hale getirmek için kullanmak, şirketler ve yetenekli insan kaynağı için şehri ilgi çekici bir destinasyon haline getirmek,
  2. Şehir ve yapılanma ile ilgili zorlukların üstesinden gelmeye destek olmak için verinin kullanılmasında deneysel yaklaşım ve öğrenme ile en iyi uygulamalara öncülük etmek,
  3. Yeni veya iyileştirilmiş hizmetler geliştirmek için şirketler ve kurumlar ile paylaşılabilecek veya ticareti yapılabilecek, enerji kullanımından trafik yoğunluğuna kadar tüm alanları kapsayan geniş çapta veriyi bir araya getirmek.

Kullanılan ticari mallar değişse de bazı iş yapış şekillerinin eskimesi söz konusu değil. Amsterdam’ın ilgili alanda öncü olması, özel sektörün ve kamunun birlikte ortaya koyduğu çabalar ve kamu/özel iş birlikleri ile sağlanmış. Bu durum, daha akıllı olmayı hedefleyen şehir veya organizasyonlar için örnek teşkil ediyor.


Amsterdam’ın akıllı şehre dönüşümü

EY Hollanda ve Belçika Kamu Sektörü Lideri ve Şirket Ortağı Frank Harmsen’a göre ‘Amsterdam sıradan bir yer değildir. Dar sokakları, çoklu kanalları ve tarihi binaları ile farklı bir çağ için inşa edilmiştir. Modernizasyon fırsat olmasının yanı sıra aynı zamanda bir tehdittir.’

Birçok dönüşümde olduğu gibi, güçlü liderlik ve paydaşlar arasındaki iş birliğinin etkin bir şekilde sağlanması önemli bir fark yaratıyor. Amsterdam’ın fikirlerini ifade etmekten çekinmeyen paydaşları; yerel yönetimlerin seçilmiş yöneticileri, kamu yetkilileri, şirketlerin temsilcileri ve vatandaş gruplarını içeriyor ve bir milyona yakın bir nüfusu temsil ediyor. İlgili grubu, tek bir amaca yönelik bir araya getirmek zorluklar taşırken, Amsterdam bunu başarmıştır.

Amsterdam Akıllı Şehir (ASC-Amsterdam Smart City) girişimi ile, modern şehir iş birliğinden ve yenilikçiliğinden faydalanarak, şehrin etkin işleyen kamu/özel iş birliklerini 21. yüzyıla taşırken, 2009 yılından itibaren, Amsterdam küresel olarak, bağlantılı şehirler kategorisinde üst basamaklara çıkmıştır.

Girişim, sekiz kilit alana odaklanmaktadır:

  1. Akıllı Mobilizasyon (GPS verisi, trafik yoğunluğunu gerçek zamanlı yönetmek için kullanılmaktadır)
  2. Akıllı Yaşam (Yeşil Yaşam Alanı- Living Lab) 
  3. Akıllı Toplum (‘Çevrim şehri’ programı, geri dönüşümü maksimum seviyelere çıkarmayı hedeflemektedir)
  4. Akıllı Alanlar (İklim Sokağı - aşağıda açıklanmaktadır) 
  5. Akıllı Ekonomi (Mainport Yenilik Fonu’nun başlatılması)
  6. Büyük & Açık Veri (data.amsterdam.nl adresinde açık veri paylaşımı yapılmaktadır) 
  7. Altyapı (Yeniden müzakeresi yapılan yeşil enerji sözleşmeleri) 
  8.  Yaşam Laboratuvarı (Living Lab) (Yeni projelerin test edilebileceği alanların geliştirilmesi) 

Amsterdam Akıllı Şehir (ASC) programının başarısı, birkaç temel faktörden kaynaklanıyor ve bu faktörler, benzer bir geçiş süreci planlayan organizasyonlar ya da şehirler için değerli dersler içeriyor.

"Müşterileri dinlemeyi ve ihtiyaçlarına cevap vermeyi öğrenmek, analitikte önemli bir derstir. Bazen büyük veri mevcut olsa da hızlı kazanım alanlarını belirlemek adına küçük verilere ihtiyaç duyulmaktadır."

Frank Harmsen
EY Hollanda ve Belçika
Kamu Sektörü Lideri ve Şirket Ortağı
 

Amsterdam Akıllı Şehir Programı’nın başarısı aşağıda sıralanan faktörler ile destekleniyor ve benzer bir dönüşüm yapmak isteyen organizasyon ve şehirlere yol gösteriyor.

1. Güçlü liderlik ve üst kademelerin desteği

Programın başarısında, girişimin başarılı şekilde yürütülmesini sağlayan program liderlerinin yanı sıra alınan politik desteğin de kritik katkıları bulunuyor. Girişimin ilk aşamalarında somut bir fayda sağlanamamasına ve yönetim değişikliklerine rağmen, Amsterdam’ın siyasi liderleri Akıllı Şehir projesini desteklemeye devam ediyor. Yenilikleri hayata geçirmek, zaman ve emek gerektiriyor. Uzun vadeli vizyon geliştirmek zordur; ancak Amsterdam bunu başarmış görünüyor.

 2. Yetenek havuzunun geliştirilmesi

Akıllı Şehir girişiminin , herhangi bir mega stratejide olduğu gibi, hayata geçirilmesindeki temel zorluklardan ilki yetenekli insan kaynağının ilgisini çekmek ve sonra yetenekleri elde tutmaktır. Yetenek eksikliği, yenilikçiliğin önünde engel oluşturmakta ve dijitalleşme konusunda hali hazırda yol kat edebilmiş bir şehri sadece turizme odaklı olarak sınırlayabilmekte. Bu alanda Amsterdam liderliğini kanıtladı. Şehrin Teknolojiden Sorumlu Başkanı tarafından oluşturulan Amsterdam Institute for Advanced Metropolitan Solutions, şehre doğru yeteneklerin kazandırılmasında katkıda bulunmuştur. Enstitü, akıllı şehirler geliştirme özelinde kurulmuş bir üniversite programıdır. Program, dünyada veri kullanarak pozitif bir fark yaratmaya odaklı insanlar için şehri bir merkez haline getirerek, doğrudan Amsterdam’a uygulanabilecek fikirler üretiyor.

3. Müşteri ihtiyaçlarına odaklanılması

Amsterdam’ın Akıllı Şehir yöneticileri, ellerindeki karmaşık veriyi temel alarak karar verebilecek durumda olsalar da, vatandaşların beklentileri ve taleblerini önemsiyorlar. Şehrin en seçkin alışveriş caddelerinden biri olan Utrechtsestraat, çevreci bir kampanyadan sonra ‘İklim Caddesi’ olarak anılmaya başlandı. Mağaza sahipleri, enerji kullanımlarını azaltma konusunda basit kişiselleştirilmiş öneriler içeren yıllık raporlar talep etti ve şehrin veri analitiği programı özelleştirilmiş çözümlere ulaşmalarına destek oldu.

4. “Proof-of-concept” projelerinin öne çıkarılması

Amsterdam, Akıllı Şehir girişimi kapsamında 80’den fazla pilot uygulamayı hayata geçirmiştir. Bu pilot uygulamalar, göreceli olarak daha az karmaşık olanlardan, farklı kesimlerin katılımını öngören daha büyük çapta olanları kapsayacak şekilde geniş bir yelpazeye yayılıyor. Örneğin; sosyal yardımlardan yararlananların yardımları ne zaman alabileceklerini kısa mesaj ile bildirmek, karmaşık olmayan fakat etki yaratan bir
değişiklik. Pilot uygulama çeşitliliğinin diğer bir ucunda ise, şehrin atıktan enerji üreten güç santralini beslemek için, şehir sakinlerinin biokütle potansiyeli olan atıkları, evsel geri dönüşüm döngüsünden ayırmalarını hedefleyen ve hane halklarının katılımı noktasında büyük bir başarı gösteren plan, çok daha büyük ölçekli bir katılımı gerektirmiştir. Büyük ölçekten daha küçük ölçeğe, bu tür detaycı ve spesifik bir yaklaşımın benimsenmesi, bütün şehri adeta bir laboratuvara dönüştürmektedir. Her ne kadar zaman alıcı olsa da çok çeşitli projeleri aynı anda yürütmek, sıradan vatandaşların, Akıllı Şehir girişiminin kendileri için çalıştığını görmeleri açısından bir avantaj oluşturmuştur. Şehrin farklı kesimleri bir arada çalışma fırsatı bulmuş ve yeniden birlikte çalışmaya olan ilgileri artmıştır. Çok sayıda projenin varlığı, başarısız olabilecek projelerin etkilerini dengeleyecek bir unsur olarak görülmektedir.

5. Etkili iş birliklerinin oluşturulması

Veri ile ilgili çalışmalarda paydaşlar ile birlikte çalışmak önem taşımaktadır. Amsterdam hem belediye meclisi hem de diğer dış paydaşlar ile çalışmalarında bu durumun farkında. Belediye meclisi haricinde, paydaşların (ve verilerinin) büyük resmin bir parçası olduğu özel sektör de kilit bir rol oynuyor. Örneğin; market alışverişi verilerinin kullanılması ve analiz edilmesi çocuklar için sağlıklı yeme alışkanlıklarının geliştirilmesi ile ilgili bir projenin oluşmasına katkıda bulunmuştur. Şehirde daha fazla akıl ve ruh sağlığı merkezlerinin kurulması ihtiyacının belirlenmesi için özel sigorta şirketlerinin verilerinden faydalanılmıştır. Amsterdam’da sadece paydaşların desteği ile bu başarının elde edilmesi mümkün gözükmemektedir. Çeşitli paydaşlar ve gruplar arasındaki bu iş birliği, 400 yıllık iş ve girişim merkezi olma sonrası, kamu ve özel yapıların hala nasıl bir arada ortak bir kazanç için çalışabildiğini gözler önüne seriyor.

Özet

Şehrin geleceği bir zamanlar baharat dolu bir geminin limana dönüşüne bağlı olsa da büyüme fırsatları günümüzde veri denizinde yatıyor. Farklı alanlarda büyük verinin elde edilmesi, analiz edilmesi ve ticareti, Amsterdam’ın büyüme planlarının odağında yer alırken, şehir, gerçek anlamda bir akıllı şehre dönüşerek, küresel çapta iş, yenilik ve eğlence merkezi olma alanında rekabetçi olabiliyor.