Yapay zekâ ile karar alma süreçlerini güçlendirmek, hizmet destek faaliyetlerinde olduğu kadar çatışma ortamlarında da önemli faydalar sağlayacaktır
Günümüzün en etkili teknolojilerinden biri olan yapay zekâ, diğer tüm sektörleri olduğu gibi savunma sektörünü de etkiliyor.
Geleceğin savaşlarında otonom robot veya diğer akıllı silahların neredeyse hiç insan müdahalesi olmadan kullanımı gibi yapay zekâ uygulamaları daha çok bu teknolojilerin tartışmalı kullanım alanları üzerinden ele alınmaktadır.
Ancak, otonom silah tartışmaları, yapay zekânın savunma sektöründe sağlayacağı esas faydanın gözden kaçmasına neden olabilir. Zira insanoğlu açısından hayal edilemeyecek büyüklükteki verinin analiz edilmesi, büyük veriden öngörüler oluşturulması sayesinde; yapay zekâ, askeri liderlerin sıcak çatışmalar dahil tüm süreçlerde daha hızlı ve isabetli karar vermelerine imkân tanıyor. Bu açıdan, yapay zekâ, insan zekâsının yerini almak için değil, onu güçlendirmek için kullanılan temel teknolojilerden biri olarak gelişmekte.
Son dönemde, savunma kuruluşları yapay zekâ alanına odaklanmış durumda
Dünyanın dört bir yanındaki savunma kuruluşları, yapay zekâ alanında lider olabilmek için çaba gösteriyor. ABD Savunma Bakanlığı’nın “Üçüncü Dengeleme Stratejisi”, yapay zekânın da aralarında oldukça önemli bir yer bulduğu yeni teknolojilerin geliştirilmesine odaklanıyor (Pentagon’un araştırma bölümü bu alanda kullanılmak üzere 2018-2023 yıllarını kapsayan dönemde 2 milyar dolarlık bütçe ayırmış durumda) Çin, 2030 yılına kadar küresel çapta yapay zekâ lideri olmayı planlıyor. Çin ordusu şimdiden yapay zekâ projeleri geliştirmek amacıyla araştırma enstitüleriyle ortaklıklar kurmaya başlarken, Rus ordusu ise bu tür projeleri geliştirerek uygulamaya geçirme konusunda güçlü bir irade gösteriyor.
Savunma alanındaki yapay zekâ uygulamaları günden güne gelişiyor olmakla beraber, çoğu uygulama henüz tasarım, test veya değerlendirme aşamasında. Bu gelişmeler çerçevesinde, EY olarak, savunma kuruluşlarının yapay zekâ kullanarak daha akıllı, çevik ve güçlü olmalarını sağlayabilecek altı ana alanı şu şekilde belirledik:
1. Algoritmalar kullanarak bilginin daha hızlı işlenmesi ve daha isabetli kararlar verilmesi:
Savunma kuruluşları; sosyal medya, uydular, uzaktan yönetilen uçaklar, rakip ülkelerin internet siteleri ve askeri araçlara entegre edilmiş sensörler aracılığıyla veri toplar. Yapay zekâ teknolojileri, bu verilerin analiz edilmesi konusundaki yeteneği artırarak, daha hızlı karar verilmesine ve daha hızlı operasyon düzenlenmesine imkân verir.
Bunun yanı sıra, yapay zekâ teknolojileri kuruluşların siber ihlalleri daha kolay tespit edebilmelerine de yardımcı olabilir. Örneğin, Massachusetts Institute of Technology’nin (MIT) Bilgisayar Bilimi ve Yapay Zekâ Laboratuvarı siber saldırıların %85’ini tespit eden ve yanlış alarmları azaltan bir yapay zekâ platformu geliştirmiştir.
2. Mevcut silah sistemlerinin otonom hale getirilerek güçlendirilmesi:
Yapay zekâ, makinelerin otomatik olarak hareket etmesini, hedef tespiti yaparak, hedeflerini etkisiz hale getirmesini ve orduların çarpıcı bir biçimde daha etkili hale gelmesini sağlayabiliyor.
3. İnsan gücü tahsisi ve planlamasının otomasyonu:
Yapay zekâ, askerlerin kapasite ve geçmiş görev performansları ile ilgili verileri analiz ederek, güçlü ve zayıf yönlerini değerlendirmek için kullanabiliyor. Bu sayede, insan kaynağı görevler ile daha etkin bir şekilde eşleştirilebiliyor.
İngiliz Ordusu, elindeki büyük miktardaki karmaşık insan kaynağı verisini sadeleştirmek ve düzenlemek için iş zekâsı yazılımı ve analitik araçlar kullanıyor. Bu sayede, veriler daha iyi analiz edilerek, insan gücü planlamasında daha tatmin edici kararlar alınmaya başlandı ve 770 milyon poundluk bir tasarruf da sağlanmış oldu.
4. Eğitim ve savaş simülasyonlarının yapılması:
Ordular, gerçek çatışma ortamı yaratan simülasyonları barındıran eğitim programları geliştirebilmek için yapay zekâ teknolojisinden faydalanmaya başladılar. Bu eğitim programları, personellerin yeteneklerine göre çeşitli seviyelerde uygulanabilmekte, gerçek zamanlı eğitim senaryolarında farklı durumlar verilerek askerlerin tepkilerinin geliştirilmesine destek olunmaktadır.
Örneğin, ABD Hava Kuvvetleri Eğitim Komutanlığı, simülatörlerde manevra eğitimlerine giren savaş pilotlarını, yapay zekâ kullanarak izlemeyi planlamaktadır. Simülatördeki pilotların hareketlerini izleyen yapay zekâ sürekli öğrenecek, kendi kendisini geliştirecektir. Böylelikle pilotların kişisel öğrenme özelliklerine uygun geri bildirimler sağlanacak, eğitim programının etkinliği artırılabilecek.
5. Etkili lojistik ve ulaşım hatlarının oluşturulması:
Ordular; birlikleri, teçhizatı, mühimmatı ve silahları doğru yerde, doğru zamanda, daha ucuza ve daha az insan emeği kullanarak konuşlandırabilmek için yapay zekâ teknolojisinden faydalanıyor. Bu sayede, operasyonların daha etkili şekilde gerçekleştirilmesi, planlamaların tahminler yerine öngörülere dayandırılması ve standartlaşmış hizmetlerin kişiselleştirilmesi sağlanabiliyor.
Örneğin; Amerikalı bir girişim firması, muharebe sahasında araçlarda ortaya çıkabilecek arızaları azaltmak için, Amerikan Ordusunun sahip olduğu araçlardaki parçaların ne zaman arızalanacağını tahmin eden bir yapay zekâ yazılımını test ediyor.
6. Muharebe sahasındaki sağlık hizmetleri etkinliğinin artırılması:
Yapay zekâyı robotik cerrahi sistemlere ve robotik yer platformlarına entegre etmek, savaş alanında can kayıplarını azaltabileceği gibi kayıpların tahliyesini de kolaylaştırabilir. Bunun yanında yapay zekâ, askeri sağlık personelinin uygun becerileri kazanmasına da yardımcı olabilir. ABD Savunma Bakanlığı, Kuzey Carolina Üniversitesi ile birlikte hasta verilerini değerlendiren analitik bir araç geliştirmek için çalışıyor. Bu araç, askeri hasta bakım personelinin farklı senaryolar karşısında uygulamaları gereken bakım türlerini ortaya koyabilir.