Çalışma Hayatında Gündem | Kasım

Dr. Hakkı Demirci

Direktör

Sosyal Güvenlik ve İş Hukuku Hizmetleri

hakki.demirci@tr.ey.com

Değerli okurlarımız; geçtiğimiz ekim ayı içerisinde iş ve sosyal güvenlik alanında yaşanan gelişmelere baktığımızda, devam eden Covid-19 etkisi ile kısa çalışma, fesih yasağı ve pandemi ücretsiz izin uygulamasının tüm sektörler için 2 ay daha uzatıldığını görmekteyiz. Bunun dışında TBMM’de görüşülmekte olan ve kasım ayının ilk haftası yürürlüğe girmesi beklenen Kanun ile işverenlerin rahat bir nefes alabilmeleri için sosyal güvenlik alanında geçmişe dönük borçlarda yapılandırmaya gidildiği, uygulanmakta olan mevcut istihdam teşviklerinin uzatıldığı ve ilave yeni teşvik unsurları getirildiği görülmektedir.

Dergimizin bu sayısında; yukarıda bahsedilen değişikliklerin detayları ile birlikte pandemi döneminde iş sağlığı ve güvenliği kurallarına uymamanın çalışanlar açısından sonuçları ile konu ile ilgili Yargıtay karar örneğini bulabilirsiniz. Geçtiğimiz ay içerisinde yapılan tüm diğer değişiklere SGK Sirküler sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

A. Yeni düzenlemeler

1. Kısa çalışma uygulaması tüm sektörler için 2 ay daha uzatıldı.

27 Ekim 2020 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 3134 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile yeni koronavirüs nedeniyle dışsal etkilerden kaynaklanan dönemsel durumlar kapsamında zorlayıcı sebep gerekçesi ile uygulanan kısa çalışma süresi (31.12.2020 tarihine kadar olmak üzere) 2 ay daha uzatılmıştır.

• Yeni koronavirüs (Covid-19) nedeniyle dışsal etkilerden kaynaklanan dönemsel durumlar kapsamında zorlayıcı sebep gerekçesi ile 30.06.2020 tarihine kadar (bu tarih dahil) kısa çalışma başvurusunda bulunmuş iş yerleri için kısa çalışma ödeneği süresi 30.06.2020 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 2706 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 1 ay uzatılmış idi.

• Daha sonra 30.07.2020 tarih ve 280 sayılı Karar ile kısa çalışma süresi 2706 sayılı kararda belirtilen esaslar çerçevesinde ve söz konusu karar ile uzatılan süreden sonra başlamak üzere 1 ay daha uzatılmıştı.

• Ardından 31.08.2020 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 2915 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 2706 sayılı Karar’da belirtilen esaslar çerçevesinde ve 280 sayılı Karar ile uzatılan 1 aylık süreden sonra başlamak üzere herhangi bir sektör ayrımı olmadan 2 ay daha uzatılmış idi.

Bu defa 27.10.2020 tarihli ve 3134 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 2915 sayılı Karar ile uzatılan süreden başlamak üzere sektörel ayrım olmadan, 31.12.2020 tarihinde sona ermek üzere, 2 ay daha uzatılmıştır.

2. Fesih yasağı ve pandemi ücretsiz izin uygulaması 17.01.2021 tarihine uzatıldı.

27 Ekim 2020 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 3135 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile fesih yasağı ve pandemi ücretsiz izin uygulaması 17.11.2020 tarihinden itibaren 2 ay daha uzatılmıştır.

• Fesih yasağı ilk olarak 7244 sayılı Yasa ile getirilmiş ve 3 ay süreyle (17.04.2020 - 17.07.2020 tarihleri arasında) uygulanmıştır. Bundan sonra;

• 30.06.2020 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 2707 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile bu süre 1 ay,

• 30.07.2020 tarihli ve 281 sayılı Karar ile hem fesih yasağı hem de paralel şekilde işverene tanınan ücretsiz izne çıkarma yetkisi (nakdi ücret destekli) 17.09.2020 tarihinde sona erecek şekilde 1 ay daha,

• 04.09.2020 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 2930 sayılı Karar ile 2 ay daha uzatılarak 17.11.2020 olarak belirlenmiş idi.

Bu defa 27 Ekim 2020 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 3135 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile fesih yasağı ve pandemi ücretsiz izin uygulaması 17.11.2020 tarihinden itibaren yeniden 2 ay daha, 17.01.2021 tarihine kadar uzatılmıştır.

3. Torba yasadaki düzenlemelerin detayları

3.1. Kayıtlı işsizlere işe dönüş desteği sağlanması

4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’na ilave edilmesi öngörülen ek madde ile işsizlik ödeneğine hak kazanacak şekilde işten ayrılmış kişilerin 90 gün içerisinde herhangi bir özel sektör iş yerinde hizmet akdine tabi çalışmaya başlamaları ve en az 12 ay süreyle kesintisiz çalışmaları koşuluyla, yeniden sigortalı çalışmaya başladıkları tarihten önceki işsizlik ödeneği süresi için prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanacak uzun vadeli sigorta kolları primi işveren ve sigortalı hisselerinin tamamı İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanacaktır.

3.2. Genç, kadın ve mesleki yeterlilik sahibi kişilerin istihdamına yönelik sigorta prim teşviklerinin yürürlük sürelerinin uzatılması 

Kanun teklifinin 2, 3 ve 4. maddeleriyle, İşsizlik Sigortası Kanunu’nun geçici 10. maddesinde yer alan kadın, genç ve mesleki yeterlilik belgesi sahibi kişilerin istihdamına yönelik 6111 kanun numaralı istihdam teşviki ve aynı kanunun geçici 19 ve 21. maddelerinde yer alan 7103 kanun numaralı yeni nesil istihdam teşvikinin yürürlük tarihlerinin 31.12.2023 tarihine uzatılması konusunda Cumhurbaşkanı’na yetki verilmektedir.

Bu düzenlemeyle, işverenlerce halihazırda yararlanılan 6111 ve 7103 kanun numaralı ilave istihdam teşviklerinin 31.12.2020 olan bitiş tarihleri 31.12.2023 tarihine uzatılacaktır.

3. 3. Kısa çalışma uygulaması ile normalleşme prim desteği başvuru ve yararlanma sürelerinin uzatılması

Kanun teklifi ile Cumhurbaşkanına, normalleşme desteği adı altında işverenlere sağlanan sigorta prim desteği uygulamasını 30.06.2021 tarihine kadar uzatma yetkisinin verilmesi öngörülmektedir.

3.4. Kayıtlı istihdamın artırılması işe dönüşlerin sağlanmasına yönelik sigorta prim teşviki ve ücret desteği

İşsizlik Sigortası Kanunu’na ilave edilecek geçici madde 27’de yer alan düzenlemeye göre, halihazırda kayıt dışı çalıştırılanların sigortalılıklarının sağlanması veya iş sözleşmesi 01.01.2019 ile 17.04.2020 tarihleri arasında sona ermiş çalışanların yeniden istihdam edilmesi koşuluyla işverenlere günlük 41,15 TL sigorta prim desteği sağlanacaktır.

Destek süresi, 4857 sayılı İş Kanunu’nun geçici 10. maddesinde yer verilen fesih yasağı süresi ile sınırlıdır. İşverenler, kapsama giren sigortalıların yarısını destek süresinin sona ermesinden itibaren en az destekten yararlanma süresi kadar fiilen çalıştırmakla yükümlüdür.

İstihdam edilecekler arasından işverenlerce ücretsiz izne gönderilen çalışanlara ise günlük 39,24 TL nakdi ücret desteği sağlanacaktır.

Başvurusu işverenlerce kabul edilmeyen çalışanlardan, hanesinde gelir veya aylık alan veya sigortalı çalışan herhangi bir kimse bulunmayanlara hane başına günlük 34,34 TL destek sağlanacaktır.

Söz konusu destekten yararlandırılacak çalışanların ilgili maddenin yürürlüğe gireceği tarihi takip eden 30 gün içerisinde işverenlerine başvurması gerekmektedir.

İşverenlerce kayıt dışı istihdam edildiği kabul edilen çalışanlar, bu şekilde çalıştırıldıkları döneme ilişkin ücret ve ücrete bağlı alacakları hariç olmak üzere diğer haklarından feragat etmiş sayılacaktır. İşverenlere, söz konusu kişileri sigortasız çalıştırıldıkları dönemler için idari para cezası uygulanmayacak ve sigorta primi tahakkuk ettirilmeyecektir.

Bununla birlikte, söz konusu destekten yararlanmak amacıyla gerçeğe aykırı beyanda bulunan işveren veya çalışanlara ayrı ayrı olmak üzere her yanlış beyan için brüt asgari ücret tutarında idari para cezası uygulanacak ve yararlanılan destekler işverenden kanuni faiziyle birlikte geri alınacaktır.

Bu düzenleme, kayıt dışı istihdam sağlanan işyerlerine yöneliktir. Söz konusu destek, 01.01.2019 ila 17.04.2020 arasında işten ayrılmış çalışanlardan başvuruda bulunanların yeniden işe alınması halinde de sağlanabilecektir. İşverenlerden, kapsamdaki çalışanların destek süresi sonrasında da (en az destek süresi kadar) çalıştırılmasına ilişkin taahhütte bulunması beklenecektir. Bu hususa dikkat edilmelidir.

Ancak burada dikkat edilmesi gereken bir husus da kayıt dışı çalıştırmanın kabul edilmesi halinde her ne kadar prim ve idari para cezası alınmayacağı belirtilmiş olsa da söz konusu dönemde çalışan işçiler bakımından çalışmayı ikrar etmiş olan işveren aleyhine hizmet tespit davaları açılması ve kazanılması mümkün olacaktır.

3.5. İstihdamın artırılmasına yönelik yeni ilave istihdam teşviki

İşsizlik Sigortası Kanunu’na eklenecek geçici madde 28’de yer alan düzenleme uyarınca sigortalıların 2019/Ocak ila 2020/Nisan dönemlerinde 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 4-1(a) maddesi kapsamında en az sigortalılık bildiriminde bulunan aydaki çalışan sayısına ilave olarak fiilen çalıştırılmaları veya 17.04.2020 tarihinden sonra ilk defa sigortalılık bildiriminde bulunacak iş yerlerinde bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren ilk defa fiilen çalıştırılmaları halinde, istihdam edilecek her çalışan için ilgili ayda işverenlere SGK’ya ödeyecekleri tüm primlerden mahsup edilmek üzere günlük 41,15 TL tutarında destek sağlanacaktır.

Destek süresi, 4857 sayılı Kanunun geçici 10. maddesinde yer verilen fesih yasağı süresi ile sınırlıdır. İşverenler, kapsama giren sigortalıların yarısını destek süresinin sona ermesinden itibaren en az destekten yararlanma süresi kadar fiilen çalıştırmakla yükümlüdür.

Söz konusu destek kapsamında istihdam edilecekler arasından işverenlerce ücretsiz izne gönderilen çalışanlara günlük 39,24 TL nakdi ücret desteği sağlanacaktır. Nakdi ücret desteğinden faydalanan çalışanlara ait genel sağlık sigortası primleri İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanacaktır. Bu, yeni bir ilave istihdam desteği uygulamasıdır. Diğer ilave istihdam desteklerinden farklı olarak işverenlerden kapsamdaki çalışanların destek süresi sonrasında da (en az destek süresi kadar) çalıştırılmasına ilişkin taahhütte bulunması bekleneceği hususuna dikkat edilmelidir.

3.6. Belirli süreli iş sözleşmesinin kurulmasında 25 yaş altı ve 50 yaş üstü kişilere yönelik istisnalar sağlanması

4857 sayılı İş Kanunu’nun 11. maddesine eklenecek düzenleme ile halihazırda objektif neden unsuruna bağlı olmak koşuluyla ve esaslı bir neden olmadıkça birden fazla üst üste kurulması mümkün olmayan belirli süreli iş sözleşmelerinin, işverenler ile yirmi beş yaşını doldurmamış veya elli yaşın üzerindeki çalışanlar arasında söz konusu koşullar aranmadan en fazla iki yıl süreyle kurulabilmesinin mümkün hale getirilmesi amaçlanmaktadır.

Çalışmaya devam eden veya yeni istihdam edilecek kişilerden 25 yaş altı veya 50 yaş üstü kişiler ile 2 yıla kadar belirli süreli iş sözleşmesi imzalanması mümkün hale gelecektir.

3.7. 25 yaş altı kişilerin kısmi süreli çalıştırılmasına yönelik prim desteği

İşe girdikleri tarih itibariyle 25 yaşın altında olanlardan ay içerisinde 10 günden az süreyle çalıştırılanlar için işverenleri tarafından prime esas kazanç alt sınırı üzerinden %2 oranında iş kazası ve meslek hastalığı sigorta primi ile %12,5 oranında genel sağlık sigortası primi ödenecektir. Bu kişiler için işverenleri tarafından malullük yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödenmeyecek olup isteyenler ilgili dönemi takip eden ayın sonuna kadar uzun vadeli sigorta kolları kapsamındaki primlerini kendileri ödeyebilecektir.

Söz konusu destek hükümleri, işe girdiği tarihten önceki son bir yıl içerisinde prim ödeme gün sayısı 120 günden fazla olanlar ile 25 yaşını doldurmuş kişiler için uygulanmayacaktır.

3.8.Tüm SGK alacakları için yeni yapılandırma geliyor 

Kanun teklifi; 31.08.2020 tarihinden önce kesinleşmiş 4/a-b-c dahil tüm prim alacakları, idari para cezaları, GSS primleri, asgari işçiliklere ait fark işçilik tutarları gibi çok geniş bir yelpazede, prim asılları korunur iken gecikme faizi ve zamlarının silinmesini ve kalan borçların 18 aya kadar, spor kulüpleri için 36 aya kadar taksitlendirilmesini içermektedir.

Uygulamanın detayları ilgili Genelge yayımlanınca ayrıca sizlerle paylaşılacaktır.

4. Covid-19 süresince iş yerlerinde maske takmayan işçilerin durumu

Covid-19 vakaları, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yeniden şiddetini artırmış durumdadır. Ülkemizde bu kapsamda kamu sektöründe esnek çalışmaya geçilmiş ve özel sektörde evden/uzaktan çalışmaya elverişli olan iş yerlerinde bu yönde kararlar alınmıştır. Uzaktan çalışma imkânı bulunmayan iş yerlerinde ise maske takmak gibi uyulması gerekli olan bir dizi önlemler bulunmaktadır. Sektörler özelinde değişmekle birlikte İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü’nce işverenler tarafından alınacak tedbirlere ilişkin rehber yayımlanmıştır. Tedbirleri almayan işverenlere, idari para cezalarından, faaliyetin durdurulmasına kadar yaptırımlar öngörülmektedir.

Kanunlarımız bazında ise iş sağlığı ve güvenliğine dair hükümler aşağıda yer almaktadır:

6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun “işçinin kişiliğinin korunması” başlıklı 417. maddesinde “işveren, iş yerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak; işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdür.” hükmü bulunmaktadır.

Aynı şekilde 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun “işverenin genel yükümlülüğü” başlıklı 4. Maddesindeki hükümler açısından işveren, “çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olup bu çerçevede; mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmaları” yapmakla yükümlüdür.

Yükümlülükler sadece işverenlere açısından değil, çalışanlar açısından da geçerlidir. Bu bağlamda, yine 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun “çalışanların yükümlülükleri” başlıklı 19. maddesinde “çalışanlar, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili aldıkları eğitim ve işverenin bu konudaki talimatları doğrultusunda, kendilerinin ve hareketlerinden veya yaptıkları işten etkilenen diğer çalışanların sağlık ve güvenliklerini tehlikeye düşürmemekle yükümlüdür.” ibaresi yer almaktadır.

Düzenlemeler bunlarla sınırlı kalmayıp konu, İş Kanunu’nda da hüküm altına alınmıştır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun “işverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı” başlıklı 25. maddesinin 2. fıkrasının (ı) bendinde “işçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi…” ifadesi bulunmaktadır.

Tüm bu hükümler, çalışanların iş yerlerinde maske takma zorunluluğuna işaret etmektedir. Uyarılara rağmen aksi halde davranmaya devam eden çalışanların İş Kanunu’nun ilgili maddesi uyarınca iş akdi tazminatsız şekilde feshedilebilmektedir. Söz konusu feshin, fesih yasağı kapsamında olan hallerden olmadığı görülmektedir. Çalışanların uyması gereken kurallar iş yerinde ilan edilmeli ve yaptırımlar işverence belirlenmelidir. Ayrıca, her olay kendi özelinde değerlendirmeye tabi tutulmalı, çalışanın maske takmama veya diğer tedbirlere uymamada ısrarcı olup olmadığı, işçilere bu konuda verilen eğitimlerin yeterlilik düzeyi de önemli hale gelmektedir.

Gerekli tedbirlere uymadığı anlaşılan çalışanlar için fesih bir seçenek iken, söz konusu çalışanların ücretsiz izne çıkarılması, ikinci seçenektir. Konuyla ilgili yargıtay kararları, yargı köşemizde yer almaktadır.

B. Yargı köşesi

Karar 1:

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi

Esas Numarası: 1991/13260

Karar Numarası: 1991/14880

Karar Tarihi: 26.11.1991

Özeti: İşçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili olarak işverenin gerekli tedbirleri alma yükümlülüğü yanında, işçinin de bu konuda konulan usul ve şartlara uyma yükümlülüğü vardır.

Dava: Davacı, iş kazasından doğan maddi ve manevi zararın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar:

1- Dosyadaki yazılarla toplanan delillere ve kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2- 1475 sayılı İş Kanunu'nun 73'üncü maddesine göre, işverenin gerekli tedbirleri alma yükümlülüğü yanında işçi de işçi sağlığı ve iş güvenliği hakkındaki usul ve şartlara uymakla yükümlüdür. Hükme esas alınan tek kişilik bilirkişi raporunda bu açıdan yeterli bir inceleme ve değerlendirme yapılmış değildir. Davacının iş güvenliği yönünden bu konudaki usul ve şartlara riayet edip etmediği gereğince açıklanmamıştır.

Bu durum karşısında sözü edilen rapora dayanılarak, hüküm tesisinde isabet olamaz. Trafik işlerinden anlayan kişilerin de içinde bulunacağı üç kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla inceleme yaptırılarak, sonucuna göre bir karar verilmelidir.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, manevî tazminata ilişkin kısmın ONANMASINA, 26.11.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Karar 2:

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi

Esas Numarası: 2006/19157

Karar Numarası: 2006/27128

Karar Tarihi: 16.10.2006

Özeti: Davacı işçinin bu neden yanında, işverenin diğer işçisine hakaret etmesi, mesaiye geç gelerek, iş görme edimini eksik ifa etmesi, davranışlarından kaynaklanan ve olumsuzluklara neden olan geçerli nedenlerdir.

“İş sözleşmesinin davalı işveren tarafından geçerli neden olmadan feshedildiğini belirterek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmiştir.

Davalı işveren vekili, davacının işyeri kurallarına uymadığını, işverenin diğer bir işçisine hakaret ettiğini, 16.09.2004, 05.10.2005-17.10.2005 tarihlerinde yapılan kontrollerde iş sağlığı ve güvenlik önlemine uygun olarak, kulak tıkacı takmayarak iş güvenliğini tehlikeye atıp, yapmakta olduğu görevleri hatırlatıldığı halde yapmadığını, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/II maddesi uyarınca” iş sözleşmesinin feshedildiğini savunmuştur.

Mahkemece, davacının son yılda 3 kez kulak tıkaç takmaması nedeni ile uyarıldığı, zaman zaman devamsızlığı olduğu ve işe geç geldiği, bir kez de işverenin diğer işçisine hakaret etmesi nedeni ile savunmasının alındığı kabul edilmekle birlikte, hakaret olayı ile ilgili 6 günlük hak düşürücü süre içinde işlem yapılmadığı ve bu nedenin fesih nedeni yapılmadığı, fesih nedeni yapılan kulak tıkacını birkaç kez takmama eyleminin ise haklı fesih kavramı içinde değerlendirilemeyeceği, bu konuda işçinin zorlandığına ve davacının takmamakta ısrarının da saptanmadığı, davranışlarına dayanmasına rağmen davacının savunmasının alınmadığı gerekçesi ile istemin kabulüne karar verilmiştir.

4857 Sayılı İş Kanunu’nun 18.maddesinde iş sözleşmesinin işveren tarafından işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanılarak feshedilebileceği düzenlenmiştir. Söz konusu geçerli nedenler, İş Kanunu’nun 25. maddesinde belirtilen derhal fesih için öngörülen nedenler yanında, bu nitelikte olmamakla birlikte, işçinin ve işyerinin normal yürüyüşünü olumsuz etkileyen hallerdir. İşçinin yeterliliğinden veya davranışlarından kaynaklanan sebepler ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde fesih için geçerli sebep olabilirler. İş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli sebeplere dayandığı kabul edilmelidir.

Diğer taraftan iş sözleşmesinin işveren tarafından 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25. maddesine göre feshedildiği hallerde, aynı maddenin son fıkrası gereği yasanın 19. maddesindeki koşullara uyma zorunluluğu yoktur. Keza 19. maddenin son fıkrasında da işverenin 25/II maddesindeki şartlara uygun fesih hakkı saklıdır denilmekle, fesih bildiriminin yazılı yapılması, sebep bildirilmesi ve işçinin davranışlarından kaynaklanan nedenden dolayı savunmasının alınması gerektiği koşulunun, haklı nedenle fesih halinde aranmayacağı belirtilmiştir.

Somut olayda, davacının çalıştığı son bir yıl içinde iş güvenliği ve iş sağlığı önlemleri kapsamında 3 kez kulak tıkacı takmaması nedeni ile uyarıldığı, zaman zaman devamsızlığının bulunduğu ve işe geç geldiği, bir kez de davalı işverenin diğer işçisine hakaret etmesi nedeni ile savunmasının alındığı anlaşılmaktadır. Esasen bu olgu mahkemenin de kabulündedir. Davacının bu davranışlarından dolayı uyarıldığı ve uyarı ile ilgili işveren tebligatını tebliğden imtina ettiği de sabittir.

4857 sayılı İş Kanunu'nun 77/1 maddesi uyarınca, “İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler.” Davacı işçinin iş sağlığı ve iş güvenliği konusunda, işverenin aldığı önlemlere uymadığı ve sağlığını tehlikeye attığı sabittir. Davacı işçinin davranışından kaynaklanan bu neden, işyerinde olumsuzluklara yol açmıştır. Ayrıca davacı işçinin bu neden yanında, işverenin diğer işçisine hakaret etmesi, mesai geç gelerek, iş görme edimini eksik ifa etmesi, davranışlarından kaynaklanan ve olumsuzluklara neden olan geçerli nedenlerdir. Fesih geçerli nedene dayanmaktadır. Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi hatalı bulunmuştur. Davanın reddi gerekir.

4857 Sayılı İş Kanunu’nun 20/3.maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarda açıklanan gerekçe ile;

1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. Davanın REDDİNE,

3. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,

4. Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,

5. Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 400-YTL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

6. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine,

Kesin olarak 16.10.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi”.