Çalışma Hayatında Gündem | Nisan

Dr. Hakkı Demirci

Direktör

Sosyal Güvenlik ve İş Hukuku Hizmetleri

hakki.demirci@tr.ey.com

Mart ayı içerisinde sadece bizim köşemizin değil tüm dünyanın en önemli ve tek gündemi covid-19 salgını olmuştur ve olmaya devam etmektedir. Bildiğiniz üzere Çin Halk Cumhuriyeti’nin Wuhan şehrinde ilk olarak görülen virüs, mart ayı içerisinde ülkemizde de görülmeye başlanmıştır. Bu süreçte bireyler olarak virüse yakalanmamak, yakalanırsak da hayatta kalmak en önemli amacımız olmakta iken, diğer taraftan işverenlerin işlerini-çalışanlarını, müşterilerini koruması, finansal yapılarını sürdürülebilir kılmaya çalışması ise madalyonun diğer yönünü oluşturmaktadır. Esasen bu kriz bir şekilde sona erecek ancak asıl problem ondan sonraki endüstri ilişkilerimizin geleceğinin yönetilmesi olacaktır.

Koronavirüs sürecinde çalışma hayatı bakımından da her ülke kendi önlemlerini almaktadır. Ülkemiz açısından baktığımızda pek çok tedbir ön plana çıkmıştır. Bunlar arasında uzaktan çalışma, telafi çalışması, kısa çalışma ödeneği, ücretsiz izin, kimi vergisigorta ödemelerinin ertelenmesi vb.

Belirtilen önlemler arasında en çok öne çıkan ise kısa çalışma ödeneği olmuştur. Çünkü bu sayede işverenler çalışanları adına ücret ödemekten ve SGK primi yatırmaktan muaf kalarak finansal açıdan bir girdi sağlamakta; çalışanlar da ücretsiz izin veya iş akdinin feshine maruz kalmadan, işlerini koruyarak en azından temel bir gelir etmiş olmaktadırlar.

EY olarak düzenlediğimiz Webcastler ile kısa çalışma hakkında sözlü olarak, bunun dışında yayımladığımız pek çok Sirkülerimiz ile de yazılı olarak sizlere destek sağlamaya devam etmekteyiz.

Sirkülerlerimize https://www.vergidegundem.com/sgk-sirkuler?circularYear=2020 adresinden erişebilirsiniz.

Bu sayımızın;

I.“Sosyal Güvenlik” bölümünde;

a.“10 Soruda Kısa Çalışma Ödeneği”

b.7226 sayılı torba kanun ile iş ve sosyal güvenlik alanında yapılan düzenlemelere çalışmamızla yer vermiş bulunmaktayız.

II. Yargı bölümünde ise; H1N1 virüsü zamanında, virüse yakalanan bir çalışan hakkında verilen “iş kazası” kararına ilişkin yüksek mahkeme kararını bulabilirsiniz.

I. Sosyal güvenlik bölümü:

A.10 soruda kısa çalışma ödeneği

1-Kısa çalışma uygulaması nedir?

Kısa çalışma uygulaması ve kısa çalışma ödeneği İşsizlik Sigortası Kanununda düzenlenmiştir. Uygulama ile genel ekonomik, sektörel, bölgesel kriz veya zorlayıcı sebeplerle işyerindeki haftalık çalışma sürelerinin geçici olarak en az üçte bir oranında azaltılması veya süreklilik koşulu aranmaksızın işyerinde faaliyetin tamamen veya kısmen en az dört hafta süreyle durdurulması hallerinde, işyerinde üç ayı aşmamak üzere sigortalılara çalışamadıkları dönem için gelir desteği sağlanmaktadır.

2-Kısa çalışma uygulamasına hangi hallerde başvurulabilir?

İşverenler genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz ile zorlayıcı sebeplerle işyerindeki haftalık çalışma sürelerinin geçici olarak önemli ölçüde azaltılması veya işyerinde faaliyetin tamamen veya kısmen geçici olarak durdurulması hallerinde kısa çalışma uygulamasına başvurabilirler. Kısa çalışma uygulaması bakımından zorlayıcı sebepler ise işverenin kendi sevk ve idaresinden kaynaklanmayan, önceden kestirilemeyen, bunun sonucu olarak bertaraf edilmesine imkân bulunmayan, geçici olarak çalışma süresinin azaltılması veya faaliyetin tamamen veya kısmen durdurulması ile sonuçlanan dışsal etkilerden kaynaklanan dönemsel durumları ya da deprem, yangın, su baskını, heyelan, salgın hastalık, seferberlik gibi durumlardır.

3-Koronavirüs salgını (Covid-19) sebebiyle kısa çalışma uygulamasına başvurulabilir mi?

Türkiye İş Kurumu Yönetim Kurulu kararıyla yeni tip Koronavirüs (Covid-19) salgını olası etkileri de dikkate alınarak "dışsal etkilerden kaynaklanan dönemsel durumlardan ileri gelen zorlayıcı sebep" kapsamına dahil edilmiştir. Başta, salgına yönelik tedbirler kapsamında faaliyeti durdurulan işyerleri olmak üzere Koronavirüs (Covid-19) salgınının olumsuz etkileri sebebiyle işyerindeki haftalık çalışma süreleri geçici olarak en az üçte bir oranında azalan veya faaliyetini durduran işverenler İŞKUR aracılığıyla kısa çalışma başvurusunda bulunabilirler.

Bununla birlikte, işyerinde kısa çalışma uygulanabilmesi için İş Müfettişlerince yapılacak uygunluk tespiti sonucunda işyerinin bu durumdan etkilendiğinin tespit edilmesi gerekmektedir.

4-Kısa çalışma kapsamında sağlanan destekler nelerdir?

Kısa çalışma süresi boyunca kapsam dahilindeki çalışanlara işyerinde uygulanan haftalık çalışma süresini tamamlayacak şekilde çalışılmayan süreler için İŞKUR tarafından kısa çalışma ödeneği sağlanmaktadır. Ödemeler, çalışanın kendisine ve aylık olarak, her ayın beşinde PTT Bank aracılığı ile yapılmaktadır. Bununla birlikte, kısa çalışma kapsamındaki süreler için çalışan adına genel sağlık sigortası primlerinin ödenmesine devam edilmektedir. Ancak, söz konusu süreler için kısa ve uzun vadeli sigorta kolları kapsamında herhangi bir prim ödemesi yapılmamaktadır.

5-Hangi çalışanlar kısa çalışma ödeneğinden faydalanabilirler?

Yeni tip Koronavirüs (Kovid-19) kaynaklı zorlayıcı sebep gerekçesiyle yapılan kısa çalışma başvurularında kısa çalışma ödeneğinden faydalanabilmeleri için çalışanların;

• Kısa çalışma başlama tarihinden önceki son 60 gün boyunca hizmet akdine tabi olarak çalışmaya devam etmiş olmaları ve son üç yıl içinde 450 gün işsizlik sigortası primi ödenmiş olmaları gerekmektedir.

Daha önce işsizlik ödeneğine hak kazanmış olmakla birlikte bir önceki işyerinden ayrıldıktan sonra geçen sürede işsizlik ödeneği hak sahipliğini yarım bırakarak çalışmaya başlayan ve son işyerindeki sigortalılık süresi 60 günden az olan çalışanlar da kısa çalışma ödeneğinden bir önceki hak sahipliklerinden kalan süre kadar yararlanabilecektir.

6-Kısa çalışma ödeneği nasıl hesaplanır?

Kısa çalışma ödeneği, çalışanın son on iki aylık prime esas kazançları dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalama brüt kazancının %60’ıdır. Kısa çalışma ödeneğinin aylık üst sınırı ise ilgili dönemde yürürlükte olan brüt asgari ücretin %150’sidir. Kısa çalışma ödeneği, kısa çalışma süresi ile orantılı olarak şekilde çalışılmayan süreler için aylık olarak verilmektedir. Ödenek süresi üç ayı aşmamak koşuluyla kısa çalışma süresi kadardır.

İşyerinde zorlayıcı sebeplerle kısa çalışma yapılması halinde, kısa çalışma ödeneği 4857 sayılı Kanunun 24’üncü maddesinin (III) numaralı bendinde ve 40. maddesinde öngörülen bir haftalık süreden sonra başlar. Söz konusu bir haftalık süre içerisinde ücret ve prim yükümlülükleri işverene aittir.

Kısa çalışma yapan işçinin çalışılmayan hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günlerine ilişkin ücret ve kısa çalışma ödeneği miktarı, kısa çalışma yapılan süreyle orantılı olarak işveren ve Türkiye İş Kurumu tarafından karşılanmaktadır.

Kısa çalışma ödeneği tutarına ilişkin örnek hesaplama:

7-İşverenler kısa çalışma uygulamasına nasıl başvuracaklar?

Koronavirüs (Covid-19) salgınından olumsuz etkilendiği gerekçesiyle kısa çalışma başvurusunda bulunacak işverenler kısa çalışma talep formu ve kısa çalışma uygulanacak çalışanlara ilişkin listeyi bu duruma ilişkin kanıtlarla birlikte bağlı oldukları İŞKUR birimine elektronik posta yoluyla göndererek başvurularını gerçekleştirebilirler. Başvuruların hızlı bir şekilde sonuçlandırılabilmesi açısından işyerinin Koronavirüs (Covid-19) salgınından olumsuz etkilenildiğine dayanak teşkil edecek belgelerin başvuruya eklenmesi önem taşımaktadır. Başvurular uygunluk tespiti amacıyla Rehberlik ve Teftiş Başkanlığına gönderilecektir. 16 Nisan 2020

8-Uygunluk tespitinde dikkat edilecek hususlar nelerdir?

İş Müfettişleri tarafından gerçekleştirilecek uygunluk tespiti işyerlerine gidilmeksizin başvuru belgeleri ve sunulan ekler dikkate alınarak gerçekleştirilecektir.

• Koronavirüs (Covid-19) salgınına yönelik tedbirler kapsamında faaliyeti durdurulan işyerleri ile ilgili uygunluk tespiti incelemelerinde söz konusu işyerinin bu kapsamda olup olmadığını gösteren belgeler yeterli olacaktır.

• İşverenlerin yönetimsel kararları ile faaliyetine ara verilen veya azaltılan işyerleri ile ilgili olarak yapılan uygunluk tespiti incelemelerinde ise, durumu ortaya koyacak ilgili belgeler yeterli kabul edilecektir.

9-Başvurusu uygun bulunan işverenler ne yapmalı?

Koronavirüs (Covid-19) salgınından olumsuz etkilendiği gerekçesiyle kısa çalışma başvurusunda bulunan işverenlerin başvuru sonuçları e-posta yoluyla bildirilir. Kısa çalışma başvurusu uygun bulunan işveren, İŞKUR tarafından bildirilecek sürede, kısa çalışmaya tabi çalışanlara ilişkin bilgilerin yer alacağı bildirim listesini güncelleyerek başvuru yaptığı İŞKUR biriminin e-posta adresine göndermelidir.

10-İşverenlerin dikkat etmesi gereken diğer önemli hususlar nelerdir?

• İşyerinde yeni koronavirüs (Covid-19) kaynaklı zorlayıcı sebep gerekçesiyle kısa çalışma uygulanan dönemde 4857 sayılı Kanunun 25 inci maddesinin birinci fıkrasının (II) numaralı bendinde belirtilen “ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller” dışında işveren tarafından işçi çıkarılmaması gerekmektedir.

• İşverenlerin kısa çalışma uygulamasından yararlanmaya devam edebilmeleri için iş yerinde kısa çalışma uygulanan dönemde, 4857 sayılı Kanunun 25 inci maddesinin birinci fıkrasının (II) numaralı bendinde belirtilen “ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller” nedeniyle derhal haklı fesih halleri dışında, işveren tarafından işçi çıkarılmaması gerekecektir.

• Uygunluk tespiti sonuçlanan işveren, durumu işyerinde işçilerin görebileceği bir yerde ilan etmeli ve varsa toplu iş sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikasına bildirmelidir. Sonucun ilan yoluyla çalışanlara duyurulamadığı durumlarda kısa çalışmaya tabi çalışanlara yazılı bildirim yapılmalıdır.

• Kısa çalışmaya dahil edilen çalışanlar adına gerçekleştirilecek sigortalılık bildirimlerinde kısa çalışma yapılan süreler için eksik gün gerekçesi “18-Kısa Çalışma Ödeneği” olarak bildirilmelidir.

• İşverenin, kısa çalışma uygulaması devam ederken, normal faaliyetine başlamaya karar vermesi halinde söz konusu durumu İŞKUR’ a, varsa toplu iş sözleşmesi tarafı işçi sendikasına ve çalışanlara altı iş günü önce yazılı olarak bildirmesi zorunludur.

• Kısa çalışma başvurusuna konu edilen toplam çalışan sayısında meydana gelecek değişikliklerin 10 gün içinde gerekçesi ile birlikte İŞKUR’ a bildirilmesi zorunludur.

b) 7226 sayılı Kanun ile iş ve sosyal güvenlik alanında yapılan düzenlemeler

26 Mart 2020 tarihli Resmî Gazete’de yayınlanan “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile iş ve sosyal güvenlik mevzuatında birçok değişiklikler yapılmıştır.

1. Asgari ücret desteği 2020 yılında da uygulanacaktır.

2016 yılından itibaren sosyal güvenlik mevzuatında aralıksız olarak her yıl uygulanan asgari ücret desteği bazı değişikliklerle bu yıl da uygulanacaktır.

7226 sayılı Kanunun 29’uncu maddesiyle 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na geçici 80’inci madde eklenmiştir. Bu madde 2020 yılında uygulanacak olan asgari ücret desteğinin şartlarını belirlemektedir.

Buna göre 4/a kapsamında olup, haklarında uzun vadeli sigorta kolları uygulanan sigortalıları çalıştıran işverenlerce;

a- 2019 yılının aynı ayına ilişkin Kuruma verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde veya muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde prime esas günlük kazancı 128 Türk lirası ve altında bildirilen sigortalıların toplam prim ödeme gün sayısını geçmemek üzere, 2020 yılında cari aya ilişkin verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde veya muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde bildirilen sigortalılara ilişkin toplam prim ödeme gün sayısının,

b- 2020 yılı içinde ilk defa bu Kanun kapsamına alınan iş yerlerinden bildirilen sigortalılara ilişkin toplam prim ödeme gün sayısının,

c- 2020 yılı Ocak ila Aralık ayları/dönemi için günlük 2,50 Türk lirası ile çarpımı sonucu bulunacak tutar, işsizlik sigortası fonundan karşılanmak üzere, bu işverenlerin Kuruma ödeyecekleri sigorta primlerinden mahsup edilecektir.

• (a) bendinde belirtilen 128 lira prime esas günlük kazanç tutarı 6356 sayılı Kanun hükümleri uyarınca toplu iş sözleşmesine tabi özel sektör işverenlerine ait işyerleri için 256 Türk lirası olarak esas alınacaktır. Linyit ve taşkömürü çıkarılan işyerlerinde yer altında çalışan sigortalılar için günlük kazanç 341 TL olarak ve 2019 yılının aynı ayına ilişkin APHB/MPHB’de bildirilen prim ödeme gün sayısının %50’sini geçmemek üzere 2020 yılında cari aya ilişkin verilen APHB/MPHB’de bildirilen sigortalılara ilişkin toplam prim ödeme gün sayısı dikkate alınacaktır.

• Asgari ücret desteğinden yararlanabilmek için 2019 yılının Ocak ile Kasım aylarında/döneminde aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesi ile 4’üncü maddenin birinci fıkrasının(a) bendi kapsamında uzun vadeli sigorta kollarından en az sigortalı bildirimi yapılan aydaki/dönemdeki sigortalı sayısının altında bildirimde bulunulmaması gerekmektedir.

• İşverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili 2020 yılı Ocak ila Aralık aylarına/dönemine ait aylık prim ve hizmet belgelerini veya muhtasar ve prim hizmet beyannamelerini yasal süresi içerisinde vermediğinin, sigorta primlerini yasal süresinde ödemediğinin, denetim ve kontrolle görevli memurlarca yapılan soruşturma ve incelemelerde çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediğinin veya bildirilen sigortalının fiilen çalışmadığının tespit edilmesi, Kuruma prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunması hâllerinde asgari ücret desteğinden yararlanılamayacaktır. Ancak Kuruma olan prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlarını 6183 sayılı Kanun’un 48’inci maddesine göre tecil ettiren ve taksitlendiren işverenler bu tecil ve taksitlendirme devam ettiği sürece söz konusu destekten yararlanabilecektir.

• 2020 yılı Ocak ilâ Aralık aylarına/dönemine ilişkin yasal süresi dışında Kuruma verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde veya Hazine ve Maliye Bakanlığına verilecek muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde kayıtlı sigortalılar için bu madde hükümleri uygulanmaz.

• Asgari ücret desteği 01.01.2020 tarihinden itibaren uygulanmak üzere yürürlüğe girmiştir.

• Konuya ilişkin SGK Genelgesi henüz yayınlanmamış olup, Ocak ve Şubat ayı birikmiş asgari ücret desteklerinin Mart ayı tahakkuklarından mahsup edileceği değerlendirilmektedir.

2. Esnaf ve Ahilik Sandığı’nın yürürlüğe giriş tarihi 1 yıl ertelenmiştir.

Hizmet akdi ile 4/a statüde çalışanlara tanınan “İşsizlik Sigortası” kanalı ile maaş alma hakkı, 8 Mart 2017 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 6824 Sayılı Kanun ile 4/b statüde çalışan vergi mükellefi ve şirket ortaklarına da tanınmış; ancak 5/12/2017 tarihli 7061 sayılı Kanun ile yasanın yürürlük maddesi 01.01.2020 tarihine ertelenmişti.

7226 sayılı Kanunun 17’nci maddesiyle 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’na geçici 22’nci madde eklenmiştir. Bu maddeye göre, 4447 sayılı Kanun’un Ek 6’ncı maddesinde düzenlenen Esnaf ve Ahilik Sandığı’nın kurulmasına ilişkin hükümler ile 5510 sayılı Kanundaki Esnaf Ahilik Sandığına ilişkin hükümlerin uygulanması 01.01.2021 tarihine kadar ertelenmiştir. (Ahilik sandığı hakkında detaylı bilgilere 13 Ocak 2020 tarihli ve 4 sayılı Sosyal Güvenlik Sirkülerimizde yer verilmiştir.)

3. Mesleki eğitim sınav-belge ücret teşvikleri uzatılmıştır.

7226 sayılı Kanun'un 16’ncı maddesinde yapılan değişiklikle 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun Ek-3’üncü maddesinin birinci fıkrasında “31.12.2019” ibaresi “31.12.2021” şeklinde değiştirilmiştir.

Tehlikeli ve çok tehlikeli işlerden olup, Bakanlıkça çıkarılacak tebliğlerde belirtilen mesleklerde, 5544 sayılı Meslekî Yeterlilik Kurumu Kanunu kapsamında yetkilendirilmiş sınav ve belgelendirme kuruluşlarının gerçekleştireceği sınavlarda başarılı olan kişilerin belge masrafı ile sınav ücretinin İşsizlik Sigortası Fonu'ndan karşılanma süresi 31.12.2019 tarihinde dolmuştu. Bu süre 31.12.2021 tarihine kadar uzatılmıştır.

4. Telafi çalışması süresi iki aydan dört aya uzatılmıştır.

7226 sayılı Kanunun 43’üncü maddesiyle 4857 sayılı İş Kanunu’ndaki Telafi Çalışması başlıklı 64’üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “iki” ibaresi “dört” şeklinde değiştirilmiş ve Cumhurbaşkanı bu süreyi iki katına kadar arttırmaya yetkili kılınmıştır.

Buna göre, zorunlu nedenlerle işin durması, ulusal bayram ve genel tatillerden önce veya sonra işyerinin tatil edilmesi veya benzer nedenlerle işyerinde normal çalışma sürelerinin önemli ölçüde altında çalışılması veya tamamen tatil edilmesi ya da işçinin talebi ile kendisine izin verilmesi hallerinde, işveren dört ay içinde çalışılmayan süreler için telafi çalışması yaptırabilecek ve bu çalışmalar fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma sayılmayacaktır.

5. Esnek çalışanların gss primlerindeki zorunlulukta değişiklik yapılmıştır.

4857 sayılı Kanun’un 13’üncü ve 14’üncü maddelerine göre kısmi süreli veya çağrı üzerine çalışanlar, ay içerisinde günün bazı saatlerinde çalışıp, çalıştığı saat karşılığında ücret alanlar ile bu Kanun’un ek 9’uncu maddesinin birinci fıkrasına tabi olanlardan ay içerisinde yirmi gün ve daha az çalışanlar için eksik günlerine ait genel sağlık sigortası primlerinin otuz güne tamamlanması zorunlu iken, 5510/Ek-9 birinci fıkra hükmüne tabi olanlar (ev hizmetlerinde bir veya birden fazla gerçek kişi tarafından çalıştırılan ve çalıştıkları kişi yanında ay içinde çalışma saati süresine göre hesaplanan çalışma gün sayısı 10 gün ve daha fazla olan sigortalılar ile konut kapıcılığı işyerlerinde çalıştırılan sigortalılar) bu hükümden muaf tutulmuş ve diğer sayılanlar için esas alınan 20 gün ibaresi 8 güne indirilmiştir.

Bu hüküm ise 01.04.2020 tarihinden itibaren geçerli olacaktır.

6. En düşük emeklilik aylığı 1.500 TL olmuştur.

5510 sayılı Kanun ve bu Kanun ile yürürlükten kaldırılan diğer Kanun hükümlerine göre malullük ve yaşlılık sigortasından ödenen aylıklar ve aylıklar ile birlikte her ay itibarıyla yapılan ödemeler toplamı dosya bazında, 5454 sayılı Kanun’un 1’inci maddesi uyarınca yapılacak ek ödeme dâhil en az 1.000 TL iken bu tutar 1.500 TL olarak belirlenmiştir. Bu hüküm 2020 yılı Nisan ayı ödeme döneminden itibaren geçerlidir.

7. İşveren sendikası dayanışma fon destek sınırı artırılmıştır.

İşveren sendikalarının tüzüklerinde hüküm bulunması ve şartları genel kurul kararıyla belirlenmesi halinde, işçilerinin sigorta primlerinin işveren hissesi ödemesinde kullanılabilecek işveren sendikası dayanışma ve yardımlaşma fonu desteğinin sınırı %25’ten %35’e çıkarılmıştır.

8. Kısa çalışma ödeneği şartlarında değişikliler yapılmıştır. 

(Bu başlık 23 nolu Sosyal Güvenlik Sirkülerimizde ayrıca duyurulmuştur.)

7226 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikler şu şekildedir:

i. Kısa çalışma başlama tarihinden önceki son 120 gün hizmet akdine tabi olma şartı 60 gün olarak; kısa çalışma başlama tarihinden önceki son 3 yıl içinde 600 gün işsizlik sigortası primi ödeme şartı da 450 gün olarak dikkate alınacaktır.

ii. İlk maddede belirtilen koşulu taşımayanlar, kısa çalışma süresini geçmemek üzere son işsizlik ödeneği hak sahipliğinden kalan süre kadar kısa çalışma ödeneğinden yararlanmaya devam edebilecekler. Bunlar için de başvuru yapılabilecektir.

iii. İlk maddede getirilen değişiklikler 30.06.2020 tarihine kadar geçerli olmak üzere yeni koronavirüs (Covid-19) kaynaklı zorlayıcı sebep gerekçesiyle yapılan kısa çalışma başvuruları için geçerli olacaktır.

iv. Kısa çalışma ödeneğinden bu sebeple faydalanabilmek için kısa çalışma uygulanan dönemde 4857 sayılı Kanun’un 25’inci maddesinin birinci fıkrasının (II) numaralı bendinde yer alan sebepler hariç (II- Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri) olmak kaydıyla işveren tarafından işçi çıkarılmaması gerekir.

v. Kısa çalışma başvuruları başvuru tarihinden itibaren 60 gün içinde sonuçlandırılacaktır.

vi. Başvuru sürelerini 31.12.2020 tarihine kadar uzatmaya ve/ veya 90/450 gün şartlarını farklılaştırmaya Cumhurbaşkanı yetkili kılınmıştır.

vii. Mevcut durumda koronavirüs kaynaklı olmayan kısa çalışma başvurularında sigortalılar için 120 gün ve 600 gün prim ödeme şartları geçerli olmaya devam edecektir.

II. Yargı köşesi

21. Hukuk Dairesi

Esas No: 2018/5018

Karar No: 2019/2931 

MAHKEMESİ: İş Mahkemesi

Davacı, murisi ...'un, 26/12/2009 tarihinde iş kazası sonucu öldüğünün tespitine, aksi yöndeki Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.

Hükmün, davacı ile davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.

KARAR

Davacılar; murislerinin iş kazası sonucu vefat ettiğinin tespitini istemişlerdir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacılar murisinin davalı şirkette 01.05.1996 tarihinden itibaren tır şoförü olarak çalıştığı, murisin en son 26.11.2009 tarihinde ... Limanı'ndan çıkış yapıp Ukrayna'ya gittiği, yine aynı limandan 11.12.2009 tarihinde Türkiye’ye giriş yaptığı, işyerinin bulunduğu Trabzon iline dönerken kendisini iyi hissetmediği için ...Devlet Hastanesi'ne 13.12.2009 tarihinde müracaat ettiği ve söz konusu hastanede muayene edilerek raporun tanı kısmına; “ akut üst solunum yolu enfeksiyonu, tanımlanmamış ” yazıldığı, murise iğne yapılıp ilaç verildiği, daha sonra murisin Trabzon iline gittiği, 15.12.2009 tarihinde ise işveren tarafından yine Ukrayna'ya gitmek üzere görevlendirildiği, ancak Çarşamba ilçesinde trafik kazası geçirdiği ve bu kaza nedeni ile götürüldüğü Çarşamba Devlet Hastanesi'nde muayene edildiği, düzenlenen raporda; trafik kazası nedeni ile başvuran murisin tüm bulgularının normal olduğunun belirtildiği, ancak murise “ devaljin ampul” isimli ilaç verildiği, kazadan sonra murisin tekrar Trabzon iline döndüğü ve iki gün sonra 17.12.2009 tarihinde KTÜ ... Hastanesi'ne “ bir haftadır öksürük, balgam, halsizlik, 2 gündür 40 derece ateş ” şikayetleri ile başvurduğu, hastane tarafından H1N1 ( domuz gribi ), pnömani ( zatürre ) ve ARDS ( akut solunum sıkıntısı sendromu ) tanısıyla tedavi altına alındığı, on gün yoğun bakımda kaldıktan sonra 26.12.2009 tarihinde vefat ettiği, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişi tarafından düzenlenen raporda; murisin 15.12.2009 tarihinde geçirdiği kazanın iş kazası olduğunun, ancak 26.12.2009 tarihinde vefat etmesi sonucu hastane raporunda ölüm tanısı olarak H1N1 ( domuz gribi ) pnömoni,akut böbrek yetmezliği... belirtilmesi nedeni ile ölümünün geçirmiş olduğu iş kazası ile ilişkilendirilemeyeceğinin belirtildiği, Adli Tıp Kurumu ... Birinci Adli Tıp İhtisas Kurulu'nun 16.04.2014 tarihli raporunda; murisin ölümünün H1N1 ( domuz gribi) enfeksiyonu ve gelişen komplikasyonlarından meydana gelmiş olduğu, 13.12.2009 tarihinde ...Devlet Hastanesi’ne başvurusundaki şikayetlerin H1N1 enfeksiyonunun başlangıç belirtileri olabileceğinin, H1N1 virüsünün kuluçka süresinin 1-4 gün arasında değiştiğinin, 13.12.2009 tarihindeki şikayetlerin hastalığın başlangıç belirtileri olduğu taktirde H1N1 enfeksiyonunun bulaşımının 13.12.2009 tarihinden önceki 1-4 günlük zaman dilimi içerisinde gerçekleşmiş olacağının, 15.12.2009 tarihinde meydana gelen trafik kazasında hastalığın etkisi olduğunu gösterir tıbbi bulgu olmadığının bildirildiği, Adli Tıp Genel Kurulu'nun 26.03.2015 tarihli raporunda da; Birinci İhtisas Kurulu gibi görüş bildirildiği anlaşılmaktadır.

Davanın yasal dayanaklarından olan 5510 sayılı Kanunun 13. maddesinde iş kazasının unsurları;

a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,

b) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,

c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,

d) Bu Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,

e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen özüre uğratan olay..." olarak belirtilmiştir.

Açıklanan madde hükmüne göre, iş kazası; maddede sayılı olarak belirtilmiş hal ve durumlardan herhangi birinde meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen veya ruhen zarara uğratan olaydır.

Yasada iş kazası, sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hale getiren olay olarak tanımlandığından, olayın etkilerinin bir süre devam ederek zaman içinde artması ve buna bağlı olarak sonucun daha sonra gerçekleşmesi mümkündür. Yani, iş kazası ani bir olay şeklinde ortaya çıkıp, Nisan 2020 Nisan 2020 19 buna bağlı olarak zarar, derhal gerçekleşebileceği gibi, gazdan zehirlenme olayında olduğu şekilde etkileri daha sonra da ortaya çıkabilir. Sonradan oluşan zarar ile olay arasında uygun illiyet bağı bulunması koşuluyla olay iş kazası kabul edilmelidir.

Yasanın iş kazasını sigortalıyı zarara uğratan olay biçiminde nitelendirmiş olması illiyet (nedensellik) bağını iş kazasının bir unsuru olarak ele almayı gerektirmiştir. Ne var ki, burada aranan “uygun illiyet (nedensellik) bağı” olup, bu da yasanın aradığı hal ve durumlardan herhangi birinde gerçekleşme olgusu ile sonucun birbiriyle örtüşmesi olarak anlaşılmalı, yasada olmadığı halde, herhangi başkaca kısıtlayıcı bir koşulun varlığı aranmamalıdır.

Kısacası; anılan yasal düzenleme, sosyal güvenlik hukuku ilkeleri içinde değerlendirilmeli; maddede yer alan herhangi bir hale uygunluk varsa zararlandırıcı sigorta olayının kaynağının işçi olup olmaması ya da ortaya çıkmasındaki diğer etkenlerin değerlendirilmesinde dar bir yoruma gidilmemelidir. (HGK 2009/21-400 Esas,432 Karar)

Somut olayda, tır şoförü olan davacı murisinin 26.11.2009 tarihinde davalı işveren tarafından Ukrayna’ya sefere gönderildiği,11.12.2009 tarihinde Türkiye’ye giriş yaptığı, Adli Tıp Kurumu raporunda, H1N1 virüsünün kuluçka süresinin 1-4 gün arasında değiştiği, murisin 13.12.2009 tarihli hastaneye başvurusunda belirttiği şikayetlerin hastalığın başlangıç belirtileri olduğu taktirde hastalığın bulaşmasının bu tarihten 1-4 gün öncesinde gerçekleşmiş olacağının bildirildiği, buna göre davacı murisinin, işveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle Ukrayna’ya yapılan sefer sırasında bulaştığı yukarıda belirtilen rapor kapsamından anlaşılan H1N1 virüsüne bağlı olarak, daha sonra meydana gelen ölümünün iş kazası olarak kabul edilmesi gerektiği açıktır.

O halde, davacı ve davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 15/04/2019 gününde oy çokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY Dosyadaki yazılara, hükmün yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre kararın onanması düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluk görüşüne katılamamaktayım.