10 Haz 2022
EY Geleceğin Tüketici Endeksi Araştırması, tüketicinin tercih ve önceliklerindeki değişime dikkat çekiyor

ESG yolculuğunu hızlandırmanın yolu kurumsal yönetişimi güçlendirmekten geçiyor

Emre Beşli

EY Türkiye Teknoloji, Medya ve Telekomünikasyon (TMT) Sektör Lideri

EY Türkiye Danışmanlık Bölümü Şirket Ortağı, Risk Hizmetleri Lideri, EY Türkiye Bağımsızlık ve Risk Yönetimi Lideri

10 Haz 2022

Günümüzde sürdürülebilirlik, şirketler ile çalışanları ve paydaşları arasındaki ilişkiyi yeniden tanımlıyor. ESG’nin (çevresel, sosyal ve yönetişim) başarısında kurumların proaktif sürdürülebilirlik gündemini ne ölçüde oluşturabildikleri belirleyici bir etken iken, bu dönüşümde yönetim kurullarının öncülüğünde güçlü bir iş birliği ruhunun da yakalanması gerekiyor. Bu kapsamlı dönüşümün gerisinde kalmak istemeyen şirketler için, şimdi harekete geçme zamanı.

Günümüz iş dünyasında kurumlar için sürdürülebilirlik artık en ön planda geliyor. ESG (çevresel, sosyal ve yönetişim) öncelikleri, hem bugün hem de geleceğe ilişkin şirketler için çeşitli zorluklar ve fırsatlar barındırıyor.

Güçlü yönetişim, değişen paydaş beklentilerini karşılamanın, olası risklere karşı direnç geliştirmenin ve ESG gündemindeki büyüme fırsatlarını yakalamanın anahtarı haline gelmiş durumda.  Güçlü bir kurumsal yönetişim, organizasyonlara ESG’de öncülük etmek ve sürdürülebilirlik dönüşümünü başarıyla yönlendirmek için ihtiyaç duyacakları kültür ve zihniyet değişikliğini sağlamada büyük öneme sahip.

EY tarafından bu yıl ikincisi gerçekleştirilen Uzun Vadeli Değer ve Kurumsal Yönetim Anketi, yönetim kurullarının bu alanda güçlü yönlendirme ve destek sağlamak için sağlıklı bir çalışma modeline, verilere ve yeteneklere sahip olması gerektiğini vurguluyor. Anket, ödüllendirme ve ücretlendirmeye yönelik yenilikçi yaklaşımlar benimsenmesi ve ESG raporlamasına özel önem verilmesi gerektiğini de ortaya koyuyor.

Kasım 2021'deki ilk EY araştırmasını temel alan ve 15 Avrupa ülkesi ile 25 endüstri segmentini içeren bu araştırma, şirket yönetim kurullarının, bir yandan ESG alanındaki fırsatları değerlendirirken sürdürülebilirlik konusundaki zorlukların da üstesinden gelebilmelerini sağlayacak başlıklara odaklanıyor.

ESG uzun vadeli büyüme stratejisine entegre edilmeli

Bugün stratejilerinin merkezine ESG'yi koyan şirketler ve yönetim kurulları, yeni büyüme fırsatlarını teşvik ederken, aynı zamanda risklere karşı da sağlıklı bir direnç oluşturabilir. EY’ın Uzun Vadeli Değer ve Kurumsal Yönetim Anketi, Avrupa’daki şirketlerin yönetim kurullarındaki liderlerin, uzun vadeli değer sağlamak için ESG gündeminin önemini kabul ettiklerini net biçimde ortaya koyuyor.

Ankete katılanların yüzde 84’ü, COVID-19 pandemisinin, şirketlerin toplumsal etki, çevresel sürdürülebilirlik ve kapsayıcı büyüme sağlayacağına dair paydaş beklentilerini artırdığını belirtiyor. Katılımcıların yüzde 86’sına göre de ESG'ye ve sürdürülebilir, kapsayıcı büyümeye odaklanmak, belirsizlik zamanlarında paydaşlarla güvenin tesis edilmesinde kritik önem taşıyor.

Kurumlar ESG gündemini yakından takip etmeli

ESG, kapsamı bakımından oldukça geniş bir kavram ve şirketin hangi ESG temalarına öncelik vermesi gerektiğine, hangi sonuçlara odaklanılacağına ve zamanlama hedeflerine liderlerin karar vermesi gerekiyor. ESG hedefler ile başta finansal hedefler olmak üzere diğer stratejik hedefler arasında ortaya çıkabilecek olası çatışmalar kurum içerisinde bütünsel bir yaklaşımla çözülebilir. 

Bu yıl EY anketine katılanların yarıdan fazlası (%55) yönetici kadroları arasında kısa vadeli odakların uzun vadeli yatırımlar ve sürdürülebilir büyüme ile nasıl dengeleneceği konusunda önemli fikir ayrılıkları bulunduğunu söylüyor. Sadece yönetim kurulu başkanları ve icrada görevli olmayan yönetim kurulu üyelerinin yanıtlarına bakıldığında, ciddi görüş ayrılıkları olduğunu söyleyenlerin oranı %68'e çıkıyor.

Günümüzde şirketlerin karşılaştığı en önemli sorunlardan bazıları, doğrudan ESG ile ilgili risklerden kaynaklanıyor. Ekstrem hava koşulları ya da biyoçeşitliliğin azalması bunlara örnek verilebilir. Bu sorunların etkilerini azaltacak nitelikte bir iç kontrol ve risk yönetimi yaklaşımı benimsemek, özellikle ESG risklerini kurumsal risk yönetimine (ERM) sağlıklı bir biçimde entegre etmek, performansın sürdürülmesi ve kuruluşun uzun vadeli geleceğini güvence altına almanın da anahtarı durumunda.

Pazarlar ve rekabet ortamı ESG faktörlerine uygun olarak geliştikçe bu alanda lider konumda olan şirketler de yeni gelir ve büyüme fırsatları elde ediyor.

Organizasyonlar, uzun vadeli değer ve ESG faktörlerine ilişkin stratejilerin liderler ve yönetim kurulları tarafından nasıl yönetileceği konusunda önemli ilerlemeler kaydetmiş durumda. Ancak iddialı bir ESG gündemini hayata geçirmenin önünde dikkate alınması gereken bazı iç ve dış kaynaklı zorluklar da mevcut.

Değişken ve zorlu bir makroekonomik ortamda uzun vadeli değerin nasıl elde edilebileceği ve yönetim kurullarının ESG'deki rolü hala gelişim aşamasındayken uzun vadeli değerin nasıl oluşturulacağı soruları giderek önem kazanıyor.

EY araştırmasına göre, güçlü bir ESG önerisi ile uzun vadeli değer yaratmada şirketlerin karşı karşıya oldukları en büyük iç zorluk olarak, “ESG faktörlerini bütünüyle entegre edecek nitelikte uzun vadeli değer yaratacak kararlar alma yönünde güçlü bir yönetim kurulu taahhüdünün eksikliği” öne çıkıyor. Katılımcıların %43'ü bunu ciddi bir zorluk olarak tanımlıyor. (2021'de bu oran %28 olmuştu.)

ESG konusunda stratejik karar alma süreçlerini destekleyen öncelikler

ESG için stratejik karar süreçlerini destekleyen üç temel öncelik, doğru yönetim kurulu modeli, ödüllendirmede yenilikçi yaklaşımlar ve etkili bir ESG raporlaması olarak sıralanıyor.

Sürdürülebilir bir ekonomiye geçiş, yönetim kurullarının çalışma modellerini yeniden düşünmeleri gerekip gerekmediği ve hızla değişen bir ortama yanıt verecek çevikliğe sahip olup olmadıkları sorularını da beraberinde getiriyor. Yine, yönetim kurulları ihtiyaç duydukları güvenilir, ileriye dönük verilere ve bunların sonuçlarını analiz etmek için gereken dijital araçlara sahip mi? Diğer gündemleri göz önüne alındığında, ESG için yeterince zaman ayırabiliyorlar mı? İşte bu gibi soruların yanıtları başarı için belirleyici durumda.

Cinsiyet, ırk veya yaş çeşitliliğinin yanı sıra, yetenek, deneyim, bakış açısı ve kültür çeşitliliği, yönetim kurullarında farklı fikir ve düşüncelerin yolunu açma potansiyeli taşıyor. Çeşitliliğin sağlanması, problem çözme ve karar almada daha iyi ve isabetli sonuçların önünü açarken varsayımlara ve yerleşik kanaatlere meydan okunmasına ve farklı bakış açılarının gelişmesine de yardımcı oluyor.

Ödül programlarını hayata geçirme, ücretlendirme ve teşvik planlarını dahil etmek de bu süreçte önem kazanıyor. Yatırımcıların temel odak alanları, hesap verebilirliği teşvik etmek ve uzun vadeli değer yaratmak için ESG performans ölçütlerinin belirlenmesi, ölçülmesi ve değerlendirilmesi başlıklarını da içeriyor. Yönetici ücretlendirme ve teşvik planları da sürdürülebilirlik konusunda yönetimin hesap verebilirliğini artırmak için kullanılabilecek stratejik kaldıraçlardan biri olarak öne çıkıyor.

Güvenilir, şeffaf raporlamanın önemi artıyor

Günümüzde şirketlerin paydaşları için nasıl değer yarattığını göstermek için kurumsal raporlamalarda ESG açıklamalarına da yer verilmesi giderek daha fazla talep ediliyor.

Son dönemde şirketler, iklim riskine ilişkin verilerin raporlar aracılığıyla paylaşılması konusunda önemli ilerlemeler kaydetmiş durumda. Bunun yanında, yatırımcılardan, düzenleyici kurumlardan ve kamuoyundan daha fazlası için sürekli artan bir talep söz konusu.  Kararlarına yön verirken ESG faktörleri hakkında daha fazla bilgiye sahip olmak isteyen paydaşlar, raporlamaların bu yönde geliştirilmesini talep ediyor.

EY anketine katılan 1000'den fazla CFO ve finans lideri arasında “geleneksel finansal raporlamadan finansal ve ESG'yi kapsayan gelişmiş bir raporlama modeline geçişte son 12 ayda bir hızlanma gördüklerini” söyleyenlerin oranı %74 oldu. Kurullar ve liderler, şirketlerin rutin olarak hazırladıkları finansal raporlamaların ötesinde, paydaşlara tutarlı ve güvenilir ESG bilgilendirmeleri sunan “gelişmiş raporlama” modeline geçmek için adımlar atmalı.

Anket sonuçlarının ESG ile ilgili olarak Türkiye’de tartışılan gündemi de önemli ölçüde ele aldığını söylemek mümkün. Burada öne çıkan tespitler ve önerilerin Türkiye’deki şirketlerin de gündemine girdiği ve başarılı uygulama örneklerinin oluşmaya başladığı söylenebilir. Bununla birlikte konunun yönetim kurullarının gündemine taşınması ve özellikle kurumsal risk yönetimi ve iç kontrol disiplinleri içinde ele alınması konusundaki farkındalık çalışmalarının artırılması gerekiyor. ESG ile ilgili çalışan profesyonellere ve ilgili kuruluşlara bu hususta önemli görevler düşüyor.

Bu makalede özetlediğimiz “Uzun Vadeli Değer ve Kurumsal Yönetim Anketi” ile ilgili kapsamlı bilgilere EY Web sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.  

Özet

  • ESG uzun vadeli büyüme stratejisine entegre edilmeli
  • Kurumlar ESG gündemini yakından takip etmeli
  • ESG konusunda stratejik karar alma süreçlerini destekleyen öncelikler
  • Güvenilir, şeffaf raporlamanın önemi artıyor